Lily ve Scorp saatlerdir kütüphanede Lily'nin ödevlerini yapıyorlardı. Daha doğrusu Lily yapıyor, Scorpius sadece onu izliyordu.
"Hadi ama Scorp. Çok az kaldı. Şu son iki sayfayı oku da parşömene geçireyim."
"Çok yoruldum ama."
"Yoruldun mu? Tüm işi ben yaparken nasıl yoruldun Malfoy?" Diye sordu Lily.
"Seni izlerken yoruldum Kızıl." Dedi Scorpius. Lily kafasını çevirip gülümsedi. Ona kızıl demesi hoşuna gidiyordu ama fazla samimi geliyordu.
"Bana şöyle söyleme. Bir adım var benim."
"Sen bana Malfoy demeyi kesersen bende kızıl demeyi keserim kızıl."
"Çok gıcıksın Malfoy." Dedi Lily. Ödevini yazdığı parşömeni katlayıp kitabının arasına koydu ve ayaklandı.
"Malfoy dediğine göre Kızıl dememden hoşlanıyorsun. Değil mi?"
Lily tam kütüphaneden çıkarken "Artık nasıl anlıyorsansa Malfoy." Dedi
--------------------------------------
Harry karanlık koridorlarda yürürken 10cm kalınlığında çelik hücrenin nasıl yok olduğunu merak ediyordu.
"Teorin nedir Harry?" Diye sordu Draco.
"Aslında hiçbir fikrim yok. İçerden yardım almış olsalar, gardiyanları öldürmezlerdi."
"Ama gardiyanlar hiç çatışmamış bile. Öylece ölmüşler. Üstelik asaları ceplerindeydi."
"Bu da demek oluyor ki firarilerin ya asası vardı zaten ya da gardiyanların asalarını alacak kadar vakitleri yoktu."
"Bence asaları vardı. Hemde hepsinin. Asıl sorulması gereken soru adadan nasıl çıktılar? Burdan kıyıya kadar kimse yüzemez eğer hepsi bi çeşit balığa dönüşmediyse. Cisimlenme duvarı hala etkin. Uç uç şebekelerinin de kayıtları temiz. Gün boyu kullanılmamış." Dedi Draco.
"En iyisi gardiyanları ve diğer çalışan herkesi bakanlığa götürelim. Sorgularına orda devam edilsin." Dedi Harry. Karanlık koridorlardan çıkıp küçük kumsala geldiler. Arkalarından bir seherbaz yaklaştı.
"Harry Potter efendim. Tüm gardiyanlar toplandı. Emriniz nedir?"
"Kaç kere söyleyeceğim Luther. Bana efendim demene gerek yok. Alt tarafı seherbaz daire başkanı oldum. Büyü bakanı değil." Dedi Harry. Elini Luther denen genç seherbazın omzuna koydu ve devam etti.
"Gardiyanlar ve diğer çalışanların yarısı bakanlığa sevk edilsin. Sorguları bitince diğer yarısı sevk edilsin. Azkaban'ı başı boş bırakamayız. Bugün 5 kişi yarın 10 kişi firar eder." Dedi Harry.
"En iyisi çevreye kendi adamlarımızdan yerleştirmek." Dedi Draco.
"Katılıyorum. Geri dönünce 10 kişilik bir ekip kurarsın. Benim şu sıkıcı evrak işleriyle ilgilenmem gerek." Dedi Harry. Draco kıs kıs gülüyordu.
"Daire başkanı olduğuna pek mutlu değil gibisin Harry?"
"Sende pek bi kıskandın gibi Malfoy?"
"Kıskanmak mı? Neden daire başkanı olmak isteyeyim ki? Sıkıcı evrak işleriyle uğraşmak için mi? Sağol ben almayayım. Böyle iyi." Dedi Draco.
"Malfoy serveti muhabbetini açma yine. Biliyoruz hiç çalışmasan bile 7 nesline yetecek kadar paran var."
"Seninde benden geri kalır yanın yok. Black servetinin yarısıyla bile bu kadar zengin olunabiliyorsa tamamı bir Malfoy serveti eder herhalde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...