33~ Kayıp

1.7K 105 5
                                    

Pansy 10 dakikadır odada öylece oturmuş Draco'nun dediklerini düşünüyordu. Bu çok saçma. Birine iyi davranmak ondan hoşlandığım veya onun benden hoşlandığı anlamına gelmez ki diye söyleniyordu.

"Hermione sakin ol. Ne demek yok?"

Salondan gelen Draco'nun sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı ve hızla salona girdi.

"Neler oluyor?"

"Harry'e bakmaya çıktım ama hiçbir yerde yok. Aradım , seslendim yok."

"Hava almaya çıktığını birazdan döneceğini söylemişti."

"Bir de ben bakayım. Siz burda kalın." Dedi Draco ve evden dışarı çıktı. Yoldaşlığın gizli radyosundan öğrendikleri güvenli ev bir dağın yamacında duruyordu. Mugglelardan ve herhangibir canlıdan epey uzakta bir yerdi. Draco ağır adımlarla dağa doğru tırmanırken bir yandanda Harry'e sesleniyordu. 5 dakika kadar tırmandıktan sonra artık tırmanamayacak kadar dik kısımlara gelmişti. Mecburen çevresinde dolanmaya başladı. Harry'den bir iz yoktu. Dağdan inip evin arkasında ki ormanlığa doğru yürümeye başladı.

"Harry! Harry nerdesin?" Hiçbir ses yoktu. Belki eve dönmüştür diye geri döndü. Kapının önünde Pansy ve Hermione bekliyordu.

"Bi iz var mı?"

"Yok. Çıkabildiğim kadar dağa çıktım. Oralara gitmediği belli. Ormanlığada baktım ama birşey yok. Belki geri dönmüştür diye düşündüm."

"Belki de fazla evham yapıyorsunuzdur. Biraz kafayı dinlemek istemiştir o kadar. Geri döner illahaki." Dedi Pansy.

"Harry'i tanımıyorsun. O en başından beri bu göreve dahil olmamanızı istememişti. Bize birşey olmasını istemediğini tek başına olması gerektiğini sürekli söyler durur." Dedi Hermione.

"Ne yani? Bizi bırakıp gitti mi diyorsun?"

"Umarım öyle bi ahmaklık yapmamıştır."

"Bu gürültü de ne? İyi ki bi uyuyayım dedim!" Evden dışarı çıkan Ron konuşmaya dahil olmuştu.

"Harry 1 saattir yok. Hava alıcam deyip dışarı çıkmış şimdi de ortalıkta yok. 1 saat neyin havasını alıyor ki?"

"Biraz üstüne gittin Hermione. Yalnız kalmak istemiş belli ki. Siz içeri geçin biz Draco ile bakarız."

"Ben baktım çoktan."

"Bir daha bakalım o zaman." Dedi Ron.

"Hava soğuk. Gitmeden montlarınızı giyin." Dedi Hermione. Bir koşu içeri geçip montlarını alıp getirdi. Ron giymeye çalışırken canı acıyordu ama belli etmek istemedi. Pansy'nin dikkatinden kaçmamıştı.

"Dur yardım edeyim."

Ron'un montunu giymesine yardım etti. Ron karşılığında başıyla eğilerek teşekkür etti ve gülümsedi. Hermione'nin garip bakışlarını farkedince gülümsemeyi bıraktı ve Draco'yu kolundan tutarak ilerlemeye başladı.

"Nerelere baktın?"

"Şu uzun ağaçların olduğu kısımlara baktım."

"Tamam. Tekrar kontol edip diğer taraflarada bakalım."

Yaklaşık 30 dakika kadar aramışlardı. İkisininde sabrı tükeniyordu.

"Belki de dönmüştür eve."

"Belki de dönmemiştir. İki saatir bağıra bağıra sesleniyoruz. İlla ki duymuş olmalıydı bizi." Dedi Ron

"Haklısın. Biraz dinlenelim devam ederiz." Ron tamam anlamında başını salladı. Sırtı ağırmaya başlıyordu zaten.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin