67~ 10 Saniye

1.1K 78 39
                                    

Sabah kahvaltısı için herkes salondaki uzun masaya oturmuş, sessizlik içinde kahvaltı yapıyordu. Masanın başında oturan Grindelwald konuşmaya başladı.

"Hogwarts'ı bu kadar özleyeceğinizi bilmiyordum. Ne o? Kahvaltıyı mı beğenmediniz?"

"Kendi adıma konuşacak olursamsa kahvaltı gayet güzel. Ama babam için endişeliyim. Ne zaman haber alırız?" Diye sordu Lily. Tüm dikkatler Grindelwald'ın vereceği cevaba yöneldi.

"Kim bilir? Tahminimce şu bir kaç gün pek haber alamazsınız. Gündemleri bir hayli yoğun gibi."

"Ölümyiyenlerin geri gelmesi seni korkutmuyor mu?" Diye sordu Albus. Grindelwald ellerini iki yana açıp hafif bir tebessümle söyledi.

"Neden korkutsun ki? Ben ölüyüm unuttunuz mu?"

"Peki açığa çıkmaktan hiç korkmuyor musun?" Diye sordu bu sefer James.

"İfşa olsam bile beni tanıyabilecek sizden başka kimsenin olduğunu sanmıyorum. Şuan kalkıp en kalabalık sokaklardan birinde yürüsem kimse tanımaz beni."

"Sen de dünyanın en rahat adamısın. Yer yarılsa umrunda olmayacak." Dedi Rose sitemkar bir tonla.

"O kadar da değil Rose. Eminim bu yaşlı ve yalnız adamın bile umursadığı birşeyler vardır." Dedi Vivien.

"Yaşlı ve yalnız ha. Bu yaşlı ve yalnız adamın kalbini kırdın Viv." Dedi Grindelwald.

"Yaşlı olabilir ama yalnız değil. Biz varız ya." Dedi Lily ve elini Grindelwald'ın elinin üstüne koydu. Yaşlı büyücü en içten gülümsemesiyle kahvaltısına devam etti. Kendine itiraf edemese de şuan hayatında değer verdiği herkes karşısında oturuyordu.

-1 saat sonra-

Kahvaltıdan sonra herkes yeni büyü antrenmanları için bahçeye çıkmıştı Lily ve Scorp hariç. Grindelwald'ın masayı toplamasına yardım ederlerken Lily sordu.

"Biz geçmişe gittiğimizde..."

"Yanlışlıkla" diye ekledi Scorpius. Lily devam etti.

"...herneyse işte. Bir şekilde babamın o zamanda ve hâlâ şuanda elinde bulundurduğu asanın mürver asa olduğu fikrine kapıldık. Hani bilirsin ölüm yadigârları falan. Yanılıyor muyum?"

"Bunu da nerden çıkardın? Onlar palavra."

"Pelerin gerçek ama. Üstelik sadece asa değil diriltme taşı da babamdaymış. En azından o zamanda. Sanırım şuan taş onda değil. Bir şekilde Snitch'in içine saklamış herhalde. Daha önce hiç görmedim."

"Pekala...siz iki hergele burnunuzu sokmamanız gereken yerlere sokmuşsunuz. Yadigârlar gerçek. Bu kadarını bilin yeter."

"Bu kadarıyla yetinmeyeceğimizi biliyorsun. Daha fazla araştırıp başımızı belaya sokmamızı istemezsin değil mi?" Diye sordu Scorpius. Grindelwald istemesede pes etti ve bir sandalye çekip oturdu.

"Bakın. Bu anlatacaklarımı kimse bilmemeli. Kardeşleriniz bile." İkili kafa salladıktan sonra yaşlı adam devam etti.

"Mürver asa bir zamanlar bana aitti. Ta ki Dumbledore' a düelloda kaybedene kadar. Ondan da Severus Snape'e, ardından da babana geçti. Baban Voldemort ile son kez karşılaştığında mürver asa Voldemort'ta idi. Asaya sahipti ama bağlılığı Potter'a aitti. Uzun lafın kısası baban mürver asanın efendisi ve uzun zamandırda öyle. Bunu baban, Ron, Draco, Hermione ve Pansy'den başka kimse bilmiyor. Öyle de kalmak zorunda. Böylesine orantısız bir gücün yanlış ellerde olması felaket demek."

"Demek bu yüzden bize hiç bahsetmedi. Peki ya diriltme taşı? Onu kayıp mı etti?"

"Hayır. Sadece güvenli bir yerde. Yeterince şey öğrendiğimize göre şimdi bana bunları kimseye anlatmayacağınıza dair söz verin ve gözümün önünden kaybolun." Dedi Gellert. Lily ve Scorpius söz verip bahçeye, diğerlerinin yanına çıktı.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin