Harry ve Ron kovuk'a geri döndüklerinde endişeli bi Hermione ile karşılaştılar.
"Tam zamanında geldiniz. Az önce Sirius geldi. Bizimle Dumbledore hakkında söyleyecekleri varmış." 3 gençte mutfağa yöneldiler. Sirius masaya oturmuş bayan Weasley'in yemeklerini sanki son yemeğini yer gibi yiyordu.
"Selam Sirius."
"Ah hey selam çocuklar neredeydiniz?"
"Bahçedeydik" dedi Harry hemen aklına ilk geleni söyledi.
"Sizinle konuşmam gereken bi konu var."
"Sanırım açsın Sirius. Yemeğini ye önce. Bekleriz." dedi Harry. Sirius minnettar bi şekilde yemeğine devam etti.
"Kusura bakmayın çocuklar. Bu zamanlarda insanların köpek sevgisi azalmış. Kimse bi parça yemek vermiyor." dedi yüzünde zoraki bi gülümsemeyle. Yemeğini bitirdikten sonra
"Pekala şöyle geçin bakalım. Elimde Dumbledore'un vasiyeti var. Ve size bi kaç eşya bırakmış sanırım." dedi. O sırada Draco'da dahil olmuştu. Sirius eline bi parşömeni alarak konuşmaya başladı."Bu belgede son istekleri ve vasiyeti yazan kişi Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore'dur. İlk olarak Ron Weasley'e kendi ürettiğim bir aleti yani püfürümü bırakıyorum dilerim en karanlık şartlar boy gösterdiğinde ona ışığın yolunu gösterir.
İkinci olarak Hermione'ye Ozan Beedle'ın Hikayeleri olan kitabı bırakıyorum. Dilerim bu kitabı çok eğlendirici ve eğitici bulur.
Harry potter'a Hogwarts'ta ki ilk Quidditch maçında yakaladığı snitchi bırakıyorum. Dilerim bu ona dayanıklılığın ve becerinin ödülünü hatırlatır. Ve Dumbledore sana 2. bir şey daha bıraktı Harry. Gryffindor'un kılıcını bıraktı. Ne yazık ki Gryffindor kılıcı nerede bilmiyoruz.
Ve son olarak Draco'ya teşekkürlerimi sunuyorum. Sanırım beni öldürmediği için hiç teşekkür etme fırsatım olmadı. Ama onun için en büyük hediye yeni dostlarıdır. Umarım bu girdiğiniz zorlu yolda birbirinize olan dostluğunuz ve güveniniz daha da artar."Sirius okumayı bitirdiğinde Ron çoktan Püfür'ün ne işe yaradığını çözmüştü. Harry , Snitch'i inceliyordu. Hermione ise kitabın ilk sayfasına göz gezdiriyordu.
"İyi de neden bıraktı bunları bize Dumbledore."
"Bilmiyorum Hermione. Son yoldaşlık toplantısının olacağı yerde önceden gidip bırakmış bunları. Toplantıdan ayrılırken farkettim. Cidden garip bi adamdı."
"Aslında bizde yeni birşey öğrendik. Dumbledore ve Snape ile alakalı." dedi Harry ve sabah Ginny'nin anlattıklarını Sirius'a aktardı.
"Sanki... sanki ölümü bekliyormuş gibi. Sizede öyle gelmiyor mu?" dedi Ron
"Ölmeden bir gün önce vasiyetini bırakmasıda çok garip. Bu işin içinde bi bit yeniği var."
4 genç ve Sirius bir süre bu konu hakkında tartıştılar. Ama kimse mantıklı bi sonuca ulaşamadı. Hava kararmaya başladığında Sirius ayrılmıştı Kovuk'tan."Pekala anlatın bakalım neler gördünüz,duydunuz?" dedi Hermione, Harry ve Ron'a bakarak.
"Duyduğumuza göre Umbridge ve Corban Yaxley adında biri tüm gün muggle doğumlu cadı ve büyücüleri sorguluyorlarmış. Daha doğrusu yargısız infaz yapıyorlarmış. Mahkemeleri bizzat Umbridge yönetiyormuş ve hemen hemen bütün mahkemlere o giriyormuş. O yönden şanslıyız sanırım. Bakanlığa girdiğimizde mahkeme salonunda bulabiliriz direk. Başka birşey öğrenemedik. Telefon kulübesine fazla yaklaşamadık zira çok kalabalıktı." dedi Ron"Hermione'nin dediği gibi, yerine geçeceğimiz kişileri belirlememiz lazım. Yarın Hermione ile birlikte ben giderim mesai başlangıç saatine." dedi Draco ve Hermione'ye göz kırptı. Genç kız kızarmaya başlıyordu.
Ginny'nin salona indiğini gören Harry herkese sessiz olmasını işaret etti ve Ginny'nin yanına gitti. Ron oturduğu koltukta yayılmaya başlıyordu. Hafiften uyukluyordu. Hermione , Draco'ya dış kapıyı gösterdi ardından bahçeye çıktı. Çok geçmeden Draco'da yanına geldi.
"Şey...bugün pek konuşamadık."
"Konuşmamız mı gerekiyordu?"
"Evet konuşmamız gerekiyor Draco. Dün gece hakkında."
"Hm... Ne olmuş dün geceye. Hah! hatırladım. Bana benden hoşlandığını söylemiştin."
"Bunu sen söylemiştin. Bak Draco lafı fazla uzatmayacağım. Dün gece söylediklerinde ciddi olduğunu biliyorum. Ama içimden ses sanki bana oyun oynadığını , bana takıldığını söylemeden duramıyor."
"İçindeki ses Ginny olmasın. Hermione , söylediğim herşeyde ciddiydim. Neden yalan söyleyeyim ki? Bana daha önce hiç hissetmediğim duyguları yaşatıyorsun. Ama senin için endişelenmekten duramıyorum."
Hermione neden dercesine tek kaşını kaldırmıştı.
"Endişeleniyorum çünkü seni incitmekten korkuyorum. Ailem , hatta bütün akrabalarım Voldemort destekçisi ve safkan takıntılı. Sana zarar vermekten çekinmezler. Benim yüzümden incinmeni istemiyorum."
"Draco...ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Artık ailenin düşüncelerini dikkate almıyorsansa bunun için endişelenmene gerek kalmaz ki. Ailenin gözünde benim ne olduğum beni incitmez. Seni de incitmemeli."
"B-Ben sadece korkuyorum. Bütün bu olanlar artık sinirimi bozmaya başladı."
İkili bir süre sessiz kaldılar. Draco kelimelerini toparlayamıyordu. Sonunda derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Aslında bazen boşvermek gerekir. Ne olacaksa olsun artık. Daha fazla hayatımı şekillendirmelerine izin vermeyeceğim. Kendi istediğim gibi yaşayacağım. Yeni bi hayat kurmak istiyorum ve bu hayatın içinde senin de yer almanı istiyorum Hermione." dedi ve genç kıza sarıldı. Hermione'de sarılmasına karşılık verdi.
"Sen benim yanımda olduğun sürece ben de senin yeni hayatında olurum Draco."
İkili bir süre daha sarılmaya devam etti.
"Buna asla pişman olmayacaksın." dedi ve genç kızın elini tutarak eve doğru yöneldiler. İçeriye girdiklerinde Harry,Ron ve Ginny koyu bi Quidditch muhabbetine dalmışlardı. Draco elini refleks olarak çekmeye çalışsada Hermione güven verircesine daha da sıktı.
Hermione ve Draco'yu el ele gören Weasleyler ve Harry şaşırsada bunun eninde sonunda olacağını biliyorlardı. Draco ilk günden beri gözlerini Hermione'den ayıramıyordu. Hermione'nin de sürekli bakışlarını kaçırması bunu belli ediyordu zaten.
"Çekinmenize gerek yok Draco. Sadece yanımızda öpüşmeyin yeter." dedi Ron ve Harry'den karnına dirseği yedi.
"Ne dedim ki şimdi ben?"
"Hermione biraz daha kızarırsa bayılacak gibi duruyor."
"Şimdi siz sevgilisiniz yani öyle mi?" dedi Ginny 32 diş sırıtarak.
"Sanırım yeterince belli ediyoruz bunu kızıl kafa. Herneyse. Sabah erken kalkmamız lazım. Sırada ki nöbet bizde. Bakalım biz ne öğrenebilecez." dedi Draco.
"Tamam ben pelerini Hermione'ye veririm. Saat 7 den önce orda olmanız lazım. Yarım saatten fazla sürmesin." dedi HarryBiraz sohbetin ardından saat gece yarısına yaklaşıyordu. Ginny,Ron ve Harry çoktan yatmaya gitmişlerdi.
"Şu iksiri kontrol edeyim. Ardından bende yatarım."
"Sana yardım edeyim." dedi Draco ve birlikte çatı katına gittiler. İksire gerekli malzemeyi ekledikten sonra kendi odalarına çekildiler.
"Olur da uyku tutmazsa omzum uyuman için 7/24 emrine amade."
"Ha ha! Çok komiksin."
"Öyleyimdir." dedi ve genç kıza yaklaştı. Sağ yanağına küçük bir öpücük bıraktı.
"İyi geceler." dedi ve odasına girdi Draco.Hermione afalamıştı. Yanağı alev alev yanıyordu. Bi an dudağından öpeceğini sanmıştı. Yüzünde güller aça aça odasına girdi ve kendini yatağa bıraktı. Yoğun hislerinden sıyrılıp bir an önce uykuya dalmak istiyordu. Ama az önce aldığı öpücükle bu biraz zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
أدب الهواةDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...