Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen

13~ Orman

"Saldırı!"

O sırada çadırdan içeri giren bir sürü ölüm yiyen etrafa rastgele büyüler atıyordu.

"Harry! Diğerlerini de al ve hemen kaç burdan"
Sirius'un sesi uzaktan geliyordu. 2 ölüm yiyenle aynı anda kapışıyordu. Sırtsırta verdiği Remus'ta başka 2 ölüm yiyenle kapışıyordu.
Ginny git anlamında başını salladı ve mücadeleye o da katıldı. Harry kolunun tutulmasıyla asasını dönderdi.

"Hey benim. Burdan hemen gitmemiz gerekiyor Harry." dedi Ron. O sırada bir ölüm yiyen onlara doğru geliyordu.

"Harry Potter burda!"
Bir an kargaşa duraksadı ardından tekrar devam etti. Konukların pek çoğu cisimlenerek kaçmıştı. Yoldaşlık ölümyiyenlerle savaşıyordu. Sirius 2 kişiyi alt etmiş hızla Harry'e koşuyordu.

"Eğilin!" dedi Sirius ve asasından mor ışık fırladı Harry'e doğru gelen Ölümyiyene.

"Hermione ve Draco'yu bulun ve hemen gidin!"

"Ama Sirius!"

"Aması yok Harry. Burda kalamazsın. Git! Hemen!"
O sırada Hermione ve Draco yanlarına gelmişti.

"Gitmeliyiz Harry. Sayıları az zaten baş edebilirler. Ama sen burda kaldıkça daha fazlası gelecektir."
Harry tamam anlamında başını salladı. Ginny ile son bir kez bakıştıktan sonra Ron'a elini uzattı ve cisimlendi.

"Merak etme Sirius. Güvenli bir yere gidiyoruz." dedi Hermione ve Draco'nun elini tutup Sherwood Ormanında kurdukları çadırın az ötesine cisimlendiler.
Harry öfkeliydi. Ağaçları tekmeliyordu. Ron'da onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hey sakin ol adamım!"

"Kim ispiyonladı düğünü kim!?" diye söyleniyordu Harry.

"Eminim bulunacaktır Harry. Şansımıza fazla kalabalık değildiler. Kimseye bir zarar gelmemiştir. Umarım."

"Umarım Hermione. Nasıl haberimiz olacak şimdi? Neler olduğunu nasıl öğreneceğiz?"

"Ortalık sakinleşene kadar bekleyelim. Seni farkeden ölümyiyen etkisizleştirildi zaten. Kimseyi ellerinden kaçırmazlarsa Voldemort'un haberi olmaz." dedi Hermione

"Biraz sakin ol dostum. O ölümyiyenleri tanıyorum. Voldemort onları önemli bir iş için kullanmaz. Sadece basit devriye bölüğüydü onlar. 12 kişiler ve basit ölümyiyenler. Çoktan etkisizleştirilmişlerdir bile." dedi Draco

"Başka ne biliyosun onlar hakkında?" dedi Ron

"Sürekli hareket ederler ve karşılaştıkları her büyücüye saldırırlar. Başka birşey bilmiyorum. Belki yakınlardan geçiyordular ve farkedince saldırdılar. Belki de içimizden biri haber verdi."

"Böylesine bi saldırıyı önceden planlamış olsaydılar eminim çok daha fazla ölümyiyenle gelirdiler. Hem seni görünce şaşırdılar. Bu da demek oluyor ki istihbaratları yoktu. Rastgele bi saldırıydı." dedi Hermione

"Olabilir. Biraz bekleyelim ben geri döner herşeyi öğrenirim. Şimdi çadıra girsek iyi olur kurt seslerini duyan bir tek ben değilim herhalde." dedi Ron ve kolunu Harry'nin omzuna atarak çadıra girdi. Hermione ve Draco'da peşinden girdi çadıra.
Aradan 1 saat geçmişti. Herkes sabırsızlanıyordu.

"Tamam artık gidelim. Meraktan çatlamak üzereyim."

"Sen gelmiyorsun Harry. Ne olur ne olmaz. Ben Ron ile gider öğrenirim."

"Ama..."

"İtiraz etme Harry. Bakanlıktan seherbazlar gelmiştir çoktan. Seni görmemeleri lazım." dedi Ron. Ayağa kalkıp Hermione'nin yanına gitti ve elini omzuna koydu.
"En kısa zamanda döneriz" dedi ve cisimlendiler.