Sirius bahçede hamağa uzanmış dört genci bekliyordu.
"Selam Sirius."
"Selam çocuklar."
"Bu soğukta bahçede ne yapıyorsun? İçeri gelsene." dedi Harry
"Yıldızları izliyordum. Bak şurdaki benim. Sirius takım yıldızı. Diğer adıyla Canis Major. Köpek şekline benziyor."
"Hah. Buna şaşmamalı." dedi Ron. Sirius gereksiz bi kahkaya attı. Ne zaman bu şekilde kahkaha atsa yolunda gitmeyen bişeyler oluyordu.
"Belli ki bi sorun var Sirius. Ne oldu?" dedi Harry"Dün ben buradan ayrıldıktan sonra ölümyiyenlerin saldırısı haberini aldım. Yoldaşlık yardıma gitmişti. Daha fazla adama ihtiyaç olduklarını söylediler. Ben de gitmek zorunda kaldım. Sevgili kuzenim(!) Bellatrix'te ordaydı. Beni görünce yüzünün aldığı şekli görmeliydiniz. Güç bela baskını defettik lakin açığa çıktım. Bakanlığında öğrenmesi an meselesidir. Katil Sirius Black geri döndü manşetlerini yarın gelecek postasında görürsünüz artık. Sadece canım sıkkın. Regulus'a olanları öğrendikten sonra gözüme uyku girmez oldu. Her gece rüyama giriyor. Onu yüzüstü bıraktığımı söylüyor. Onu kurtarmadığım için bana lanet okuyor. Onu o kadar uzun süre görmemiştim ki öldüğü haberini bile Azkaban'da almıştım. Acaba Harry...acaba o gece mağaraya gittiğinizde Regulus'un bedenini görmüş olma ihtimaliniz var mıydı? Bunu sormak için geldim. Onun naaşını bi şekilde bulsam , ona bi mezar yapsam kendimi daha rahat hissediceğimden eminim."
"Üzgünüm Sirius. Madalyonu aldığımız yer bi gölün ortasında küçük bi adacıkta duruyordu. Gölün içi inferi doluydu. Bunu söylemek istemezdim ama sanırım Regulus'ta onların içlerinde olabilir."
"Bende öyle düşünmüştüm. Sadece bi umut sana sormak istedim."
"Kardeşin için üzgünüm Sirius. Çok önemli bi amaç uğruna canını feda etmiş olması çok onurlu bir davranış. Onun başlattığı bu işi bizim sona erdireceğimizden emin ol." dedi Hermione
"Teşekkür ederim Hermione. Şu lanet Mundungus'u hala bulamadığımıza inanamıyorum. Kreacher'a sordum lakin hiçbir izine rastlayamamış."
Mundungus'un adı geçince 4 gençte başlarını aşağı eğmişti. Sirius'a yalan söyledikleri için suçluluk duyuyordular.
"Ne oldu yüzünüz düştü?"
"Mundungus'un hala ortaya çıkmamasına üzülüyoruz sadece." dedi Harry"Hadi içeri geçelim. Açsındır yemek yeriz." dedi Hermione. Sirius , hamaktan atlayıp eve doğru yürümeye başladı. Sağ eliyle çaktırmadan belini tutuyordu. Bunu farkeden Ron sordu :
"Belinde bi sorun mu var Sirius?"
"Ha...yok önemli bişey değil. Dünkü baskından kalan küçük bi hatıra. Yakında geçer." dedi. O sırada Harry , Sirius'un cübbesini kaldırarak sırtı kan içinde kalmış gömleğini gördü.
"Yakında geçeceğinden şüpheliyim. Sırtın kanıyor Sirius. Ron , Bill'e söylesene yardım etsin. O yaralar konusunda uzman demiştin." dedi Harry
"Tabi ben hemen sesliyorum. Siz salona geçin." dedi ve koşarak eve girdi.
Sirius'u salona kadar taşımak zorunda kaldılar. Draco bi kolundan Harry bi kolundan tutarak zorla koltuğa oturttu Sirius'u."Ne zamandır bu haldesin. Niye kimseden yardım almadın?" dedi Hermione.
"Ben katilim unuttunuz mu? Görüldüğüm yerde ya öldürülür ya Azkaban'a atılırım. Azkabana tekrar gitmektense ölmeyi tercih ederim gerçi. Açığa çıktıktan sonra muggle sokaklarında saklanıyordum. Köpek olarak tabi. Animagus formundayken acıyı fazla hissetmiyorsun." dedi Sirius. O sırada Bill gelmişti. Sirius'un cüppesini ve gömleğini çıkarmasına yardım etti. Herkes gördüğü tablo karşısında şaşkındı. Sirius'un heryeri eskiden kalma yara bere içindeydi. Tüm vücudu amansız dövmelerle kaplıydı. Azkaban'da geçirdiği 12 yıl Sirius'un yakışıklılığından başka tüm dirayetini almıştı ondan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...