Düğün günü gelip çatmıştı. Tüm evde hareketlilik eksik olmuyordu. Her yer süsleniyor ; bahçeye kocaman bi çadır kuruluyordu. Akşam vakti gerçekleşecek olan nikah törenine koruma sağlamak için sabahın erken saatlerinde yoldaşlıktan pek çok kişi gelmişti. İyice kalabalıklaşan ortamdan uzaklaşmak adına 4 genç çatı katına kaçmışlardı.
"Eee...çocuklar bir konuyu konuşmamız gerekiyor." dedi Hermione
"Neymiş o?"
"Olası bi saldırıda burada kalamayız. Gidebilecek alternatif bi yer ayarlamamız gerekiyor."
"Aslında bu benimde aklımdaydı bir süredir. Nereye gitmeyi düşünüyorsun Hermione?" dedi Harry
"Küçükken ailemle Sherwood Ormanında kamp yapardık. Düşündüm ki orada kalabiliriz. Yüksek kesimlere yerleşiriz. Kimse rahatsız etmez bizi."
"Olabilir. Bize çadırda lazım o zaman." dedi Draco
"2 sene önce Quidditch Dünya Kupasına gittiğimizde kaldığımız büyülü çadırı alabiliriz."
"İyi fikir Ron. Baban müsait olduğunda çadırı istemeyi unutmayalım." dedi Harry
"Aslında ben çoktan istedim bile. Ne olur ne olmaz diye çoktan hazırladım herşeyi. Düğünden önce eşyalarımızı bu çantanın içine bırakmamız gerek. Tespit edilemez uzatma büyüsü yaptım. İçine herşeyi sığdırabiliriz. Çadırı da çoktan koydum çantaya." dedi Hermione
"Cidden herşeyi düşünmüşsün Hermione. Peki olası bi saldırıda iksiri nasıl götürmeyi planlıyorsun?" dedi Ron
"O konuda hala düşünüyorum. İksirin yapısını bozmamak için ateşten uzaklaşmaması gerekiyor. Eğer sorun çıkar ve buradan gitmek zorunda kalırsak kamp kuracağımız yerde ateş yakmamız gerekiyor. Hızlı hareket edersek tekrar buraya gelip iksiri götürebiliriz soğutmadan."
"Onun yerine iksiri direk gideceğimiz yere önceden götürmek daha mantıklı değil mi?" dedi Draco
"Hatta çadırı da kursak daha iyi olur. Etrafına koruma büyüsü yaparız. Eğer bi terslik çıkmazsa günün sonunda gider geri toplarız herşeyi." dedi Harry
"Olabilir. O zaman kimseye farkettirmeden şimdi halletsek iyi olur. Hadi gidelim." dedi Hermione.
4 gençte Hermione'nin başına geldi. Birlikte Sherwood Ormanı'nın üst kesimlerinde düz bir yere geldiler. Etraf sık ağaçlarla kaplıydı. Ortalarında düzlük bir alan çadır için idealdi."İşte şuraya kurabiliriz sanırım. Biraz engebeli ama sorun olmaz herhalde." dedi Hermione ve çantasının ağzı açık bi şekilde yere bıraktı.
"Accio çadır!"
Çadır çantanın içinden çıkarak büyüdü de büyüdü. Normal boyutuna geldiğinde Hermione çantasının ağzını kapattı."Pekala. Ateşi yakalım ve iksiri buraya getirelim. Kimse farketmeden hızlı hareket etmeliyiz" dedi Hermione ve çadırdan içeri girdi. Tabi ki çadır büyülü olduğu için dıştan normal olsa da içi 3 oda kadar genişti. Tam ortasında taştan bir ocak bulunuyordu. Draco asasıyla sönmeyen büyülü ateşler oluşturmaya başlarken bi yandan da Hermione ile konuşuyordu.
"Bu gece seninle dans etmek için sabırsızlanıyorum."
"Neden dans edelim ki?"
"Düğün var ya hani. Ne o? Yoksa başkasına mı dans sözün vardı?"
"Başkasına dans sözüm yok Draco. Hatırladığım kadarıyla sen daha bana düğüne eşlik etme teklifi bile yapmadın."
"Teklif yapmama gerek var mı ki? Zaten beraber gidicez. İnsanlara düğünün en güzel çiftinin kim olduğunu göstermeliyiz öyle değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...