"Snape'in bize yardım ettiğine inanamıyorum." dedi Ron bir yandan Bellatrix'in asasını incelerken.
"Ona expelliarmus büyüsünü yapana kadar bana karşılık verdi. Sanki başından beri onu silahsızlandırmamı istiyor gibiydi. Rahatlıkla karşı koyabilirdi ama gardını indirdi." dedi Harry 1 saat önce yaşananları tekrar tekrar zihninde canlandırıyordu.
"Bellatrix bayıldıktan sonra bizimle gelebilirdi. Demek ki tarafını değiştirmiyor. O zaman neden yardım etti ki? Anlamlandıramıyorum." dedi Draco.
"Belki de tarafı hiçbir zaman orası olmamıştır. Belki Dumbledore'un bize verdiği görev gibi ona da bir görev falan vermiştir." dedi Hermione
"Yine de Dumbledore'u öldürmesini açıklamıyor. Ya Gryffindor'un kılıcı? Kılıcı Snape vermiş Bellatrix'e. Ama kılıç garip bir şekilde bize geldi. Onca zamandır Gringotts'ta ki kasasında mı duruyordu? Snape kılıca nasıl ulaştı? Cevabını bilmediğimiz bir sürü soru var." dedi Harry ümitsizce.
"Griphook , kılıç sahte demişti. Sahte kılıçla hortkuluk yok edemeyeceğimize göre ortada bir karışıklık var. En iyisi cincüceyle konuşalım."
"Draco haklı. Griphook uyandı mı acaba?" dedi Hermione. Cincüce geldiklerinde baygınlık geçirmişti ve üst kata istirahat etmesine izin verilmişti. Hermione'nin sorusu üzerine cevap bizzat merdivenlerden aşağı inen Griphook'tan geldi.
"Bellatrix Lestrange'nin kasasından ben sorumluyum ve eğer kasasından eşyası çalınsa beni bekleyen sonu az çok tahmin edebiliyorum. O yüzden sahte dedim."
"O zaman kendi kasasında ki sahte öyle mi?"
"Evet öyle. Lakin kılıç bankaya getirildiğinde bana gerçek mi sahte mi diye kimse sormadığı için gerçek sanıyor." dedi Griphook.
"Kasasına girdiğimizi düşündüğünde çok korkmuştu. Başka ne aldığımızı sorarken yüzündeki korku ifadesi dikkatimden kaçmadı. Sanki orda önemli birşey saklıyormuş gibi gelmedi mi sizede?" diye sordu Hermione
"Hortkuluk gibi mi?" dedi Harry
"Bence mümkün. Hortkuluğunu saklaması için en güvendiği ölüm yiyenine vermiş olabilir." dedi Draco
"Aklınızda Gringotts'a girmek yok değil mi? Çünkü benim aklımdan tam da o geçiyor." dedi Harry
"Elimiz değmişken Azkaban'a da girelim ha ne dersiniz?" dedi Ron alayla.
"Bir saniye. Sen ciddisin." diye de ekledi Harry'nin ciddi yüz ifadesini gördükten sonra."Bellatrix'in asası bizde. Griphook'da bize yardım ederse kasasına girebiliriz. Pelerini kullanırız veya başka birşey. Her türlü öneriye açığım." dedi Harry
"Bellatrix'in kasasına sadece kendisi girebilir yanında ben varken. Ayrıca size yardım edeceğimi nerden çıkardınız?" dedi cincüce
"Altınım var. Hemde çokça altınım var. Hepsi senin olabilir." dedi Harry , teklifini kabul edeceğini umarak
"Altın dikkatimi hiç çekmiyor. Benim istediğim kılıç. Eğer kılıcı bana verirseniz size yardım ederim." dedi
"Kasaya girmemizi sağla ve kılıç senin olsun." dedi Harry. Tam Draco itiraz edecekti ki onu susturdu.
"Peki Bay dahi Potter söyle bakalım. Bellatrix'in kendisi olmadan kasasına girilmediğini söyledi. Onu ne yapacaksın?" diye sordu Draco
"Şey...aslında ben birşey yapabilirim." dedi Hermione ve cebinden 2 uzun kıvırcık siyah saç teli çıkardı.
"Bunlar Bellatrix'in saçı. Fazlasıyla çok özlü iksir stoğumuz var. Onum formuna bürünerek kasaya girebilirim. Girebilirim değil mi?" diye sordu. Cincüce evet anlamında başını salladı."Bize bir plan lazım." dedi Ron kararlı bir şekilde.
"Ben ve Ron görünmezlik pelerinin ardında gireriz. Hermione zaten Bellatrix formunda olur.
Draco'da Bakanlığa girmek için kullandığımız Tom Felton adındaki adamın formuna girer. İksir hala duruyor değil mi Hermione?" diye sordu Harry"Evet duruyor. Herşey çantamda." dedi Hermione
"Bellatrix'in asası da bizde. Çocuk oyuncağı gibi duruyor." dedi Harry
"Oldu da bir sorun çıkmadı ve kasaya girebildik. Hortkuluğu nasıl bulucaz. Eminin teyzemin kasası tıka basa doludur." dedi Draco
"Hortkuluk'u hissedebilirim. Belki tıpkı kolye gibi bana birşeyler demeye çalışır o da. Tabi orda bir hortkuluk varsa." dedi Harry
Griphook biraz daha dinlenmek için üst kata geri döndü."Kılıcı verirken aklından ne geçiyordu Harry?" diye sordu Draco
"Kılıcı hemen veririm demedim. Hortkulukları yok ettikten sonra onun olabilir." dedi Harry
4 genç planları üzerinde 1 saat kadar daha konuşmuşlardı. Bill , St.Mungos'tan Luna ile birlikte döndüğünde konuşmaları bölündü.
"Baban nasıl oldu Luna? Daha iyi mi?" diye sordu Harry
"İyi Harry. Sorduğun için teşekkür ederim. Size özür dileklerini yolladı." dedi Luna
"Aslında biz özür dileriz. Orda olmasaydık eviniz yıkılmazdı." dedi Hermiome mahçup bir şekilde.
"Olan olmuş. Sizin orda olmanız sadece tesadüf. Uzun bir gün geçiriyoruz. Biraz uyusam güzel olur. Sizede öneririm zira göz altlarınız morluktan başka bir renge dönüşmeye başlamış. İyi geceler." dedi el sallayarak ve Bill'in peşinden üst kata çıktı.
"Bugünlük macera sınırımızı fazlasıyla doldurduk sanırım. Yarına dinç olmalıyız dedi ve üst kata Ron ile birlikte çıktı. Bill geri döndüğünde Hermione ve Draco'ya başka odaları kalmadığını söyledi.
"Önemli değil Bill. Biz koltukta uyumaya alışığız zaten. Sana iyi geceler." dedi Hermione
Bill gittiğinde Draco konuşmaya başladı"Koltukta uyumaya alışık mıyız? Onu da nerden çıkardın?"
"Kabalığın lüzumu yok Draco. Bize evlerini açtılar zaten. Daha ne kadar yardımcı olabilirler?" dedi Hermione sinirli bir şekilde
"Sana sinir hiç yakışmıyor güzellik. Şaka yapıyordum. Senin olduğun heryerde huzur vardır benim için." dedi Draco
"Uyuyalım artık. Yarın çılgın bir gün daha olacak anlaşılan." dedi Hermione
"Güzellik nasıl emrederse." dedi ve genç kızı kucağına alıp koltuğa yatırdı.
"Koltuk alt tarafı 1-2 metre uzakta." dedi Hermione gülerek
"İşin romantikliği nerde kalır o zaman?" dedi Draco , Hermione'nin yanına kıvrılırken.
"Bugün ölümün kıyısından döndük. Özellikle Harry ve sen. Voldemort gelseydi seni gözünü kırpmadan öldürürdü." dedi Hermione kafasını Draco'nun göğsüne koyarken.
"Bunları düşünme. Biz iyiyiz ve önemli olan da bu. Bunlarda elbet birgün bitecek. O zaman seninle rahatça Hogwarts'a dönebilirim. İki sevgili gibi."
"Hogwarts'a dönmek mi?"
"Evet neden olmasın. Karargahta kaldığımız son gün çok güzel bir rüya görmüştüm. Savaş bitmiş ve Hogwarts'a 7.senemize başlıyoruz. Herkesin kıskandığı iki sevgiliyiz ve seni Slytherin masasında yemek yemeye getiriyorum. Tüm gözler üzerimizde. Ne Slytherin'den ne de Gryffindor'dan kimse garipsemiyordu bizi."
"Son kısmı biraz imkansız gibi." dedi Hermione
"Neresi? Kimsenin garipsememesi mi?"
"Belki. Ama Slytherin masasında yemek yiyeceğimi hiç sanmıyorum. Belki sen Gryffindor masasında yemek yersin benimle." dedi alayla Hermione
"Hogwarts'a bir an önce dönelimde gerisi hiç önemli değil. Yeter ki sen yanımda ol." dedi Draco kıza sarılırken.
"Yanında olacağıma söz veriyorum." dedi Hermione
"Yanında olacağıma söz veriyorum."
İki genç kendilerini bekleyen bir başka maceralı güne daha başlamak için uykuya daldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...