Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen

82~ Geçmiş Günler

Rose aceleyle pijamasının üst kısmını arıyordu. Odanın her tarafına bakmış, hatta yanlış pijamaları giydiklerini düşünerek uyuyan Vivien'i bile kontrol etmişti. Kahvaltı vakti yaklaşıyordu ve kimseye görünmeden odasına gitmeliydi. Birine yakalansa belki bir şeyler uydurabilirdi ama pijamasının nerde olduğunu söyleyebilecek kadar uyduramacayacağına emindi. Zaten yarı çıplak bir şekilde odadan dışarı çıkmazdı. En sonunda pes edip yatağa uzandı ve ince battaniyeyi Vivien ile birlikte üstüne doğru çekti. O sırada Vivien de uyanmıştı. Mavi gözlerini ovuşturup bu kez karşısında Rose'u gördüğü için şaşırmayan bir edayla konuştu.

"Günaydın."

"Günaydın. Bana biraz erken günaydı ama."

"Ne oldu?"

"Odama dönmem gerek ama pijamamı bulamıyorum. Sütyen ile dışarı çıkamam." Dedi Rose. Vivien üstündeki battaniyeyi kaldırıp baktığında Rose'un gerçekten de sütyen ile durduğunu gördü ve ister istemez anılar beynine doldu.

-Önceki Gece-

(Hikayenin bu kısmı smut yani +18 içerir. Okumak istemeyenler sonraki kısıma atlayabilir. Ama bi okuyun yinede😁 çok utanıyorum s.s.)

Saat nerdeyse gece 2'yi bulmuştu. Vivien'in gözünde bir nebze olsun uyku yoktu. Sürekli kapıyı gözlüyor, Rose'un gelmesini bekliyordu. Önceki gece anlaşmalarına göre yine birlikte uyuyacaklardı. Kapı hafifçe tıklatıldığında yatağından fırlarcasına kalktı ve kapıyı açtı. Kızıl saçlarının omuzlarındanda aşağı döküldüğü beyaz pijamalarıyla Rose'u görür görmez etkilenmişti. Ona göre ne giyse yakışıyordu. Bunu birlikte olmaya başlamadan çok önce fark etmişti ama artık dikkatinden kaçmıyordu. Vücudunu saran her bir detayı inceliyordu son zamanlarda. Henüz kendisi farkında olmasada tahrik de oluyordu.

"Bu sefer odamı kilitledim." Dedi Rose fısıldar bir şekilde ve içeri geçip kapıyı kapattı ve aynı şekilde büyüyle kilitledi.

"Neden bu kadar bekledin?" Diye sordu Vivien.

"Herkesin uyuduğundan emin olmak istedim. Bu kadar sabırsızlabacağını bilsem daha erken gelirdim. Özledin mi beni?"

"Evet." Dedi Vivien ve dibine kadar yaklaştı. Yaklaştıkça Rose bir adım geri çekiliyordu. Sonunda duvara kadar geri gidince Vivien ellerini Rose'un omuzlarına bıraktı. Kızıl saçlarını okşarken dudaklarda çoktan birleşmişti. Duvardan kurtulup tüm odayı köşe bucak döndükten sonra sonunda yatağı bulmuşlardı. Yuvarlanırcasına yatağa düşen ikili dudaklarını hiç ayırmamıştı. Rose öpücüklerini sınırdan taşırıp çenesine, ordanda yavaş yavaş boynuna doğru götürdü. Öpüşme konusunda acemiydi zira ilk gerçek öpüşme tecrübesi bir hafta kadar önceydi. Ama emin olduğu birşey vardı ki boyundan öpmek ve öpülmek çok ilginç hisler uyandırıyordu. Boynundan da aşağı indiğinde Vivien'in nefes alış verişi aşırı derecece hızlanmıştı. Odada ışık yoktu ama camdan içeri sızan ayışığı görebilmek için yeterliydi. Özellikle Rose için. Giydiği geceliğin altından sertleşmiş göğüs uçları görünen Vivien utanmış gibiydi ama yine de cesaretle Rose'un kırmızı gözlerinin içine cüretkar bir biçimde bakıyordu. Bu sefer Rose'un da nefes alış verişi hızlanmıştı. Ellerini geceliğin üstünde gezdirirken konuştu.

"İstersen durabili..."
Vivien sözünü kesti.
"Durma..." küçük bir yutkunmadan sonra tekrar etti. "...durma."

Rose bu sefer geceliğin sağ kısmını yavaşça kenara doğru sıyırdı. Karşısındaki görüntüye inanamıyordu. Gözlerini Vivien'in gözlerine kenetledi. Cüretkar bakış yerini yalvaran bir bakışa bırakmıştı. Rose için artık dönülmez bir noktaya gelmiştiler. Tekrar dudaklar birleşti. Bir eliyle Vivien'in saçlarını okşarken bir eliyle de göğsünü avuçlamıştı. Yumuşak ve şekilli göğsü, avucunun içini doldururken yavaşça sıkmaya başladı. Vivien'in hoşuna gitmiş olmalıydı ki küçük bir inleme sesi çıkardı. Rose'un dudakları yine boynuna ordan da aşağıya doğru inmeye başlamıştı. Vivien geceliğinin sol tarafını da kenara çekip tüm sadeliğiyle teslim olmuştu. Bir göğsünü sıkarken diğerini öpmeye başladığında Rose, Vivien yatakta kıvranmaya başlamıştı. Asla tahmin edemeyeceği hislerin hepsini aynı anda yaşıyor gibiydi. Nefes alış verişleri senkronize bir şekilde ilerliyor gibiydi. Vivien daha fazla dayanamayıp Rose ile yer değiştirdi. Bu ani değişikliğe Rose'un tepkisi geç kalmamıştı. Pijamasının üst kısmını hızlıca çıkarıp dirsekleri üzerine doğruldu ve öpüşmeye başladılar. O sırada Vivien, Rose'un sütyenini çözmeye çalışıyordu. Sonunda hallettiğinde Rose dirseklerini düzleyip yatağa uzandı. Göğüsleri tıpkı saçları gibi kızılı andırıyordu ve bu Vivien'i daha fazla tahrik etmişti. Öpüşmeleri artık daha vahşileşmiş, bedenlerini birbirine yapıştırmak istercesine daha da sıkılaşmıştı. İkisininde çıplak göğüslerini birbirine temas ediyordu. Tecrübe etme sırası Rose'a gelmişti. Göğsünde hissettiği dudaklar ile inlemesi bir olmuştu. Ona göre bir ömür süren o andan sonra Vivien daha da ileriye gitmeye karar vermişti. Bu noktadan sonra geri dönüşü olmayacağını ikiside biliyordu ve kimse dönmek istemiyordu. Rose'un göğüslerinden ayrılıp göbeğine kadar öpmeye başladı. O sırada da pijamasının alt kısmını çıkarıyordu. İç çamaşırını çıkarmadan parmaklarını üstünde gezdirdi ve ıslak olduğunu fark ettiğinde kendini de yokladı. Kendiside ıslanmıştı ve bunu ilk defa yaşıyordu. Rose iç çamaşırını çıkarıp bacaklarını ayırdı ve Vivien'i yanaklarından tutup yaklaştırdı. Öpmeye doyamadığı dudaklar vajinasına ilk temas ettiğinde bir anlığına geri çekildi. Korktuğundan veya hoşlanmadığından değil, çığlık atmamak için. Yaşadığı zevki çığlık atarak ifade etmekten başka bir yol göremiyordu. El yordamıyla asasını yerden bularak muffliato büyüsü yapıp odayı ses geçirmez hale getirdi. Dudaklar tekrar bacak arasına değdiğinde bu sefer rahatlıkla inlemeye başladı. Vivien, dudaklarını açıp dilini kullanmaya başladığında ise olay bambaşka bir boyut almıştı. Rose, bu anı Vivien'e de yaşatmak istiyordu ama kendisi de mahrum kalmak istemiyordu. Vivien de aynı fikirde olacaktı ki geceliği tamamen çıkardı ve iç çamaşırından da kurtuldu. Artık ikiside tamamen çıplaktı. Kısa bir öpüşmenin ardından muggların 69 dedikleri pozisyonda birbirlerini tatmin etmeye devam ettiler.