85~ Geri Dönüş

1.2K 57 72
                                    

Draco, Hermione, Harry, Ron ve beraberinde bir sürü seherbaz, eski Malfoy Malikanesinin önüne toplanmış çürümeye yüz tutan Basilisk'i inceliyordu. Günler önce Sırlar Odasında gördükleri halden çok daha fazla çürümüştü ve bütünlüğünü kaybediyordu.

"Şimdi çürüyebiliyor mu yani?" Diye sordu Ron.

"Kesinlikle çürüyor. Hatta anormal bir hızda çürüyor galiba. Kemikleri görünmeye başladı."

"Draco haklı. Çok hızlı çürüyor ve normal değil. Grindelwald'ın söylediğine göre Basilisk öldükten kısa bir süre sonra kendi zehriyle cesedini tamamen yok edermiş. O yüzden Basiliskler hakkında çok fazla bilgi yok." Dedi Harry.

"Ama bilmediğimiz bir nedenden dolayı bu şey yıllar sonra daha yeni çürüyor. Senin teorin doğru olabilir Harry. Voldemort farkında olmadan Basilisk'i hortkuluğa çevirmiş olmalı."

"Öyle olsa bile Hogwarts Savaşı sırasında ölemezdi ki o zaman. Geriye bir hortkuluğu olduğu sürece ölümsüz gibi birşey. Ne yani hortkuluğu öldükten sonra mı yaptı?" Diye sordu Ron.

"Öldükten sonra değil...bence denediği ilk hortkuluk Basiliskti ama farlında değildi. Daha öğrenci olduğu yıllarda, hatta Basilisk'i Hogwarts'a sokmadan önce bile hortkuluk yapmak için uğraşmış olabilir. Sırlar odası açıldığında, Gryffindor'un kılıcıyla öldürdüğümde tıpkı hortkulukları yok ettiğimizde çektiğim acının aynısını çekmiştim. Belki o sırada sadece yılanı öldürmüştüm ama hortkuluk sağ kalmıştı. Sonuçta hortkuluk dediğimiz şey Voldemort'un ruhunun bir parçası. Hogwarts savaşında Voldemort bana öldüren laneti attığında içimdeki hortkuluğu yok etmişti ama ben sağ kalmıştım. Bu sefer de tam tersi olmuş olabilir. Yılanı öldürmüşümdür ama Hortkuluk sağ kalmıştır."

"Yine de puzzle'ın tüm parçaları tam uymuyor. Eğer hortkuluk sağ kaldıysa Voldemort ölmemeliydi o gün." Dedi Draco. O sırada tartışmanın başından beri sessizliğini koruyan Hermione araya girdi.

"Voldemort yenildiğinde ölmedi ki..."

"Nasıl yani?"

"Düşünsenize. Birinin öldüğüne nasıl somut bir kanıt ile inanırsın. Cesedine bakarak. Voldemort'un cesedi öylece kül olup gitti. Yıllar önce yarattığı Hortkulukla yani ruhunun ilk parçasıyla birleşti ve Basilisk'in çürüyen bedeninde varlığını sürdürdü. O yüzden Basilisk çürümedi, aksine kendini yeniledi." Dedi Hermione. Harry devam etti.

"Ateş kadehi finalinde Pettigrew, Voldemort'un bedenini yeniden yarattı gibi birşey olmuştu. Zayıf ve çelimsiz birşeydi ama sonunda bir vücuda sahip olmuştu. Tekrar bu şekilde geri gelecek."

"Belki çoktan gelmiştir bile. Bunu hissedebilir misin?" Diye sordu Ron.

"Bunca zamandır onun ruhu hala yaşadığına göre onu hissetmem gerekirdi ama olmadı. İçimdeki hortkuluk artık olmadığı için mantıken onu hissedemem. Zaten yıllardır hissetmiyordum da. Ta ki babama yapılan kehanet çocuklarıma geçene kadar. Luna'nın öldürüldüğü gece yapılan saldırıda bir anlığına yara izim sızlamıştı. Eski günlerdeki gibi o tanıdık acıyı hissetmiştim. Üstüne bir de son zamanlarda gördüğüm rüyalar. Hepsi şimdi anlam kazanıyor. Kehanet geri döndüğünde onu tekrar hissedebilmeye başladım. Belki o da beni hissetti. Onu tekrar geri getirebilmesi için ölümyiyenlerinden birileriyle iletişime geçmiş olmalı. Ölümyiyenleri koordine eden birini aramakla boşa vakit harcıyormuşuz. Herşeyin altında Voldemort varmış." Dedi Harry ve olduğu yere bıraktı kendini. Âdeta yıllarca çözmeye çalıştığı problemi sonunda çözmüş gibiydi. Üstünden bir yük kalkmıştı ama yerine daha ağır bir yük binmişti. Ron yanına gelip yere oturdu ve kolunu Harry'nin boynuna attı.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin