"Seni seviyorum."
"Ne!?"
"Duydun işte. Seni seviyorum. Senden ayrı olmak istemiyorum. Birlikte olmak istediğim tek kişi sensin. Hatta çocuğumun annesi olmanı istiyorum."
"Abartma James. Yanlışlıkla hamile kaldım. Bile isteyerek çocuk falan yapmadık. Bak...Senden hoşlanıyorum ama...ama... daha önce de söylediğim gibi bizim bir geleceğimiz yok. Hem...ailen bile sevmedi beni."
"Sevecekler."
"Hayır...hamile olduğumu kimseye söyleyemezsin."
"Neden? Bence...bence çok güzel birşey bu."
"Hayır değil. Çocuk büyütmek adına ne biliyoruz ki hem." Dedi Hope. Düşününce bahane fazlasıyla vardı.
"Kimse bir çocuk büyütene kadar birşey bilmez zaten." Diye üsteledi James. Hope'un hamile olduğunu kabullenemezken şimdi bebek için heyecanlanmıştı.
"Boşuna ümitlenme James. Bebeği aldıracağım."
"Ama...neden? Bebeği aldıracaktıysan neden bana haber verdin?"
"Bilmeye hakkın vardır diye düşündüm. Beni pişman etme. 18 yaşında anne olamam. Üstelik..."
"Sakın bana eski ölümyiyenim falan deme Hope. Düşününce bahane çok bulursun. Ben istiyorum." Dedi James ve elini Hope'un karnına yerleştirdi. Hope o an fark etmişti ki karnında bir can taşıyordu.
"Biz...en iyisi biraz düşünelim. Kafam çok karışık şuan."
"Sen nasıl istersen. Her istediğini yaparım. Yeter ki yanımda kal." Dedi James. Eli hala Hope'un karnındaydı.
"Her istediğimi mi?" Diye tekrarladı Hope.
"Her istediğini."
"Hm...yiyecek düzgün birşeyler fena olmazdı."
"Hani miden bulanıyordu?"
"Ama çok açım. Hamilelikten herhalde. Çok fazla acıkıyorum ama hiçbirşey yiyemiyorum. Zaten sokakta yiyecek birşeyler bulmak zor."
"Hemen birşeyler getiriyorum." Dedi James ve adeta koşa koşa müştemilattan çıkıp eve girdi. Babası ve Draco görünürde yoktu. Tahminine göre, Hope konusunu tartışıyorlardı. Mutfağa yöneldiği sırada Lily ve Scorpius'un sesini duydu. Görmek istemediği şeyleri görmemek adına girmeden önce sahteden birkaç kere öksürdü ve öyle girdi.
"Yiyecek ne var?" Diye sordu. İkilinin ne hakkında konuştuklarını bilmiyordu ama mutfağa girdiği anda konuşmayı bırakmıştılar.
"Öğle yemeğinden kalan fasulye ve tavuk. Biraz da puding sanırım." Dedi Lily. James yemekleri bir tepsiye yerleştirip gitmeden önce sordu.
"Babamgil nerde?"
"Yukarıdalar. Şu getirdiğin kızı konuşuyorlar." Dedi Scorpius.
"Siz ne duydunuz peki?"
"Burda kalmasını istemiyor babam. Hermione teyze ile tartışıyorlardı en son. Bizi çıkardılar odadan." Dedi Lily. James başıyla onaylayıp çıkmıştı. Yüzündeki memnuniyetsizlik belli oluyordu.
"James bu kızın kalmasını çok istiyor gibi. Keşke ölümyiyen olmasaymış. Herşey daha kolay olurmuş." Dedi Scorpius.
"Değilmiş zaten. Hangi ölümyiyen, düşmanının hayatını kurtarır ki? Kurtardığı hayatlar içinde Regulus da var hatırlatırım."
"Hadi ama Lily...ben babana hak veriyorum. Ya hepsi daha büyük bir oyunun sadece küçük bir parçasıysa."
"Ben inanmıyorum. Gayet masum birine benziyor. James'e destek olmalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...