72~ Slytherinden Biri

1.1K 62 59
                                    

Harry, yıllar önce terk edilmiş, tavanı göçmüş barı inceliyordu. Garip bir şekilde sadece barın üstüne yağmur yağıyordu ve olmayan tavanı sayesinde üçüde ıslanıyordu. Draco seslendi.

"Hey...madem buraya uzun zamandır kimse gelmiyor, bu bardakta nasıl içki var? Hermione'nin getirdiği şu muggle içkilerine benziyor." Dedi. Harry masaya yaklaşıp bardağı eline aldı ve kokladı.

"Bu...sanırım viski. Bizden önce biri burdaymış anlaşılan."

"Anlaşılan öyle. Kim acaba benim barıma girmeye cüret edenler?" Dedi Joseph ve içeri girdi. Harry, Ron ve Draco aynı anda asalarını kapıya doğru yöneltti. Joseph karşılık olarak hiçbirşey yapmadı. Elleri cebindeydi ve olabildiğince sakindi.

"Joseph Shelby. Gökte ararken yerde bulduk seni. Asanı bırak ve teslim ol." Dedi Harry. Mürver asayı tehditkar bir şekilde doğrultuyordu.

"Çok isterdim ama malesef asam yanımda değil. Eğer düello etmek isterseniz sanırım yumruklarımızı konuşturacağız ha?"

"3'e karşı teksin. Nasıl kurtulmayı düşünüyorsun ki?" Diye sordu Draco alay edercesine.

"Çünkü sarışın dostum...Eğer beş dakika içinde geri dönmezsem binlerce ölüm yiyen eş zamanlı olarak saldırılar yapacak." Dedi Joseph ve eski bir sandalyeyi çekip oturdu.

"Blöf yapıyorsun." Dedi Ron.

"Belki...belki değil. Sence riske atmaya değer mi? Bende öyle düşünmüştüm. Hem düello edecek olsak bile mürver asa karşısında bir şansım olmazdı öyle değil mi Potter?"

"Neden bahsettiğini bilmiyorum."

"Ah çok iyi biliyorsun. Şimdi zırvalamayı kes. Merak etme o kıymetli asanın peşinde değilim. Diriltme taşı lazım bana."

"Diriltme taşı kimseyi gerçekte..." Harry lafını bitiremeden Joseph araya girdi.

"...diriltmez biliyorum. İstesem uzun zaman önce yadigârları bulabilirdim. Ölüm bana bunu verdi." Dedi ve cebinden küçük bir pusula çıkardı. Ölümün ona uzun yıllar önce verdiği pusulaydı.
"En çok neyi arzularsam beni ona götüreceğini söylemişti."

"Neden daha önce bulmadın beni o zaman?"

"Çünkü aptal şey anlatıldığı gibi çalışmıyor. Beni ya bu bara ya da sevdiğim kadının mezarına götürüyor. Herneyse...adamlarımı daha fazla bekletmeyeyim. Vaktinde geri dönmezsem neler olacağını söyledim." Dedi Joseph ve arkasını dönüp kapıya yöneldi. Harry bağırdı.

"Bu yaptıkların yanına kar kalmayacak."

"Umrumda değil Potter. Anlaştığımız tarihte, mezarlığa yadigârları getirmezseniz ölümyiyenler suçlu masum ayırt etmeksizin öldürmeye başlayacak. Ayrıca ölümyiyenleri durdurma fırsatınız varken durdurmadığınızı da tüm büyücü dünyası öğrenince o kıymetli bakanlığınız ne duruma düşer bir düşün."

"Hey pislik herif. Ölümyiyenler senin onları satacağını öğrendiğinde sen nasıl bir duruma düşersin, düşün." Dedi Draco.

"Ne yaparsanız yapın kozlar benim elimde. Ölümyiyenler bana baş kaldırsa bile yine yapacakları tek şey saldırıları düzenlemek. Tahmin et ne oldu mankafa? Masumlar öldü. İki türlü de benim yoluma gelmezseniz sonuç aynı olacak. Benim geçmişimi kazmayı bırakın ve anlaşmama uyun." Dedi Joseph, tekrar arkasını dönüp kapıdan çıktı ve gözden kayboldu.

---------------

Akşam vaktinde tüm dersler bitince herkes ortak yerleri olan 2.kattaki kullanılmayan odaya girdi. Bir zamanlar burda yaşayan 3 başlı devasa köpeğe hiç biri inanmasada Harry, Ron ve Hermione'nin kanıtlayacak bir delilleri yoktu. Yinede burayı ilk keşfettiklerinde 3 başlı köpek adını koymuşlardı. Odaya en son el ele tutuşan Albus ve Bety de girince Regulus sabırsızca sordu.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin