Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen

20~ Malfoy Malikanesi

- Söyle hadi Grindelwald. Bana yerini söyle.

- Merhaba Tom. Birgün geleceğini biliyordum ancak aradığın şeyin artık bende olmadığını biliyorsundur.
- Söyle Grindelwald yerini söyle. Asanın kimde olduğunu söyle.
-Mürver asa tabi ki onun yanında. Toprağın içindekiyle gömülü.

"Hayır!" diye haykırarak uyandı Harry. Karanlık ve rutubetli bir zindanda yüz üstü yatıyordu.

"Harry... İyi misin? Bişey mi gördün?"

"Asa...Mürver asanın yerini öğrendi. Grindelwald'un yanına gitti. Anlaşılan bir zamanlar asa ondaymış. Gece olmadan asayı ele geçirmiş olacak Voldemort." dedi Harry

"Bu dertlerimiz arasında en sonuncuya girer. Burda tıkandık kaldık. Elimizden birşey gelmez. Zaten gece çoktan oldu. Asayı ele geçirmiştir bile." dedi Ron

"Hermione bana ne yaptın?"

"Üzgünüm Harry... Kaçamayacağımızı anladığımda sokma büyüsü yaptım. Seni tanımasınlar diye."

"İyi akıl etmişsin. Neredeyiz ve ne zamandır burdayız?"

"Evime hoşgeldin Harry. Yaklaşık 6 saattir burdayız." dedi Draco.

"Voldemort'a ulaşmaya çalıştılar ama riske edemediler. Sen tanınmaz haldesin. O yüzden Bellatrix'e haber verdiler ama saatlerdir ne gelen var ne giden. Yakında büyünün etkisi geçecektir." dedi Hermione.

"Berbat görünüyorsun Harry."

"Luna? Senin burda ne işin var?"

"Dün getirildim bende. Babamdan dırdırcı yayınını kesmesini istediler. Babam reddedince beni kaçırdılar." dedi Luna.

"Draco burası senin evin. Bir çıkış yolu yok mu?"

"Malesef Harry. Zindandan çıkış imkansız."

"Şey Harry... O da burada. Kılkuyruk." dedi Ron

"Başka kimleri gördünüz?" dedi Harry

"Greyback , 2 kişi daha ve Kılkuyruk. Başka kimseyi görmedik." dedi Ron

"Bellatrix gelmeden burdan çıkmamız gerek bir şekilde. Sevgili teyzemin bana merhamet edeceğini hiç sanmıyorum. Direk Voldemort'u sesler. Harry'de eski haline gelince gerisini az çok tahmin edebiliyorsunuz." dedi Draco bir yandan Hermione'ye sarılırken.

O sırada zindanın kapısının önünde Kılkuyruk göründü.
"Siz dördünüz benimle geliyorsunuz." dedi. Asasının bir hareketiyle dört gencin elleri yoktan varolan iplerle bağlandı. Çaresizce Kılkuyruk'u takip ettiler. Üst kata çıktıklarında geniş bir salona girdiler. Şöminenin önünde ki geniş yemek masasının üstünde asaları duruyordu. Onları yakalayan 2 ölüm yiyen asaları ellerinde ayakta bekliyorlardı. Greyback görünürde yoktu. Sırasıyla Draco , Hermione , Ron ve Harry zemine diz çöktürtüldü. Salonun kapısı hızla ardına kadar açıldı. İçeriye önde Greyback arkasında Bellatrix girdi.

"Vay vay... Sevgili yeğenim beni ziyarete gelmiş." dedi Draco'nun yanına giderek. Saçlarından kavrayıp ayağa kaldırdı.

"Özledin mi beni Draco?"

"Ne demezsin. Aklımdan hiç çıkmıyorsun sevgili teyzecim." dedi Draco alayla. Bellatrix çılgınca bir kahkaha attı. Sesi tüm evde yankılanıyordu.

"Hiç değişmemişsin. Aynı küstahlık. Karanlık Lord'a ihanet etmenin cezasını çekiceksin." dedi ve bıraktı Draco'yu. Hermione ve Ron'u görmezden gelerek yüzü gözü şiş içinde olan lakin yara izi hala olduğu yerde duran Harry'nin yanına geldi. Yanına diz çöktü ve konuşmaya başladı.