56~ Mini Bölüm

1.5K 87 20
                                    

Sirius karanlık koridorlarda ilerlerken kimseyle karşılaşmamak için dua ediyordu. Son katıda çıktığında koridorda volta atan gardiyanı zor bela farketti. Planının işe yaraması için hiçbir şüphe bırakmamalıydı. Bir süre merdivenlerde gardiyanı bekledi. Daha fazla bekleyemeyeceğine karar verdi ve karanlığında yardımıyla sessiz bir şekilde adamın arkasına yaklaştı. İmperio büyüsü yapıp gardiyanı aşağı katlara yönlendirdi. Güneybatı kanadına varıp hücreleri tek tek kontrol etti. Sonunda Vincent'i buldu.

"Hey Vincent. Hey aşağılık herif buraya bak." Diye seslendi. Hücresinde yüzüstü uyuyan eski ölümyiyen aniden uyandı ve parmaklıklara doğru yaklaştı.

"Black? Sen misin? Ne işin var burda?"

"Evet benim. Fazla vaktim yok. Sana doğrudan soracağım. Ölmek istiyor musun?"

"Benimle dalga mı geçiyorsun? Sana en başından beri beni öldürmeni söylemiştim. Azkaban'a düşmektense ölmeyi yeğlerim."

"İyi o zaman. Bugün senin için noel. Noel baba da sana hediyeni getirdi." Dedi Sirius ve cebinden küçük bir şişeyi uzattı parmaklıkların ardına.

"Bu iksiri içersense 1 hafta sonra öleceksin."

"1 hafta mı? Neden? Şimdi öldürsene beni. Kafayı mı yedin?"

"Buraya geldiğimi yetkililer biliyor da ondan. Senin öldüğün gün benim burda olmam dikkat çekmez mi?"

"Anlıyorum. Tamam 1 hafta daha dayanabilirim." Dedi adam ve iksiri alıp tek seferde içti. Şişeyi geri uzattığında sordu.

"Neden bunu yapıyorsun?"

"Senin için değil, dostum ve kızım için yapıyorum."

"Ne?"

"Gerisi seni ilgilendirmez. Cehenneme kadar yolun var pislik herif." Dedi Sirius ve geldiği yönde ilerlemeye başladı. Vincent arkasından seslendi.

"Ya senin bana bir iksir verdiğini birilerine söylersem?"
Sirius aniden durdu. Bunu hesaba katmamıştı. Geri döndü.

"Haklısın. Hiç aklıma gelmemişti. Teşekkür ederim." Dedi. Cebinden asasını çıkarıp adama doğrulttu.
"Obliviate" Adamın son birkaç dakikalık hafızasını silip Harry ve diğerlerinin yanına döndü.

-1 ay sonra-

"Hadi Draco yapabilirsin. Ben burda bekliyorum." Dedi Hermione. Hastahaneden çıktıktan sonra herşeyi öğrenmişti. Mezun olana kadar birlikte son haftalarını geçirmek üzere Hogwarts'a geri dönmüştüler. Draco'da ceza olarak tüm Slytherinden özür dileyecekti. Şuan da Slytherin ortak salonunun girişinin önündeydiler.

"Destek öpücüğü fena olmazdı." Dedi Draco. Hermione nişanlısının dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Draco derin bir nefes alıp parolayı söyledi ve içeri girdi. Arkasından Hermione de geliyordu.

"Düşündüm de öpücükten fazlasına ihtiyacın olabilir." Dedi ve el ele tutuştular. İçeri girdiklerinde tüm gözler onlara dönmüştü. Pansy olacakları bildiğinden Slytherin'i önceden örgütlemişti. Draco salonun ortasına geçip konuşmaya başladı.

"Birkaç ay önce burda başlattığım kavga yüzünden herkesden özür dilerim." Dedi ve bitirdi. Hermione 'ciddi misin' der gibi bakıyordu.

"Pekala...şey...Slytherin her zaman benim yuvam oldu. Son zamanlarda ne kadar atışmalı olsakta bir Slytherinli her zaman Slytherinlidir. Size karşı hatalarım oldu kabul ediyorum. Umarım beni af edersiniz. Bu arada Hermione ile ben..." Hermione Draco'yu tuttuğu elinden çekip susturdu.

"Sakin ol Slytherin. Daha bizimkilere anlatmadık."

"Haklısın. Her neyse. Görüşürüz millet." Dedi Draco. Ortak salondan çıkarken insanların kendi aralarında konuşmaya başladıklarını fark etmişti. Havadisleri daha sonra Pansy'den öğrenecekti.

--------

Harry ve Ginny, Hagrid'in kulübesine, Sirius'u görmeye gidiyordular. Ginny son zamanlarda huzursuzdu ve bu Harry'nin dikkatinden kaçmıyordu. Kulübenin kapısını çalmadan Harry Ginny'i durdurdu.

"Sorun ne Gin? Hiç konuşmuyorsun."

"Sorun senin gidiyor olman. Benimse daha 1 sene burda olmam. Sen olmadan koca bir Hogwarts yılını hayal bile edemiyorum."

"Benim tatlı kıskanç sevgilim buna mı üzülüyor?"
Ginny küçük bebek gibi dudaklarını büzdü.

"Napayım. Çok sıkıcı olacak."

"Sen bunları düşünme. Daha önümüzde uzun bir yaz var. Birlikte geçireceğimiz bol bol zamanımız var. Hem böyle ufak ayrılıklar ilişkiyi güçlendirir derler."

"Öyle mi? Kim demiş onu?"

"Ben." Dedi Harry. Ginny'nin yüzü hafiften gülümsemeye başladı.

"İşte görmek istediğim manzara." Dedi Harry ve genç kızı öpmeye başladı. Bir süre dudaklar mühürlenmişken Ginny, Ron'un uzaklardan gelen sesini duyunca aniden ayrıldı.

"Noldu?"

"Abim geliyor. Hadi içeri geçelim."

"Ama..."
Ginny parmağını Harry'nin dudaklarının üstüne koydu.

"Devamını almak istiyorsan akşam bahçeye gel Potter." Dedi ve gülümsedi. Ron ve Pansy de yanlarına gelince içeri girmeye hazırdılar.

"Herm ve Draco nerde? Bu kadar önemli olan mevzu ne?" Diye sordu Ron.

"Bizde bilmiyoruz." Diye yanıtladı Harry bir yandan kapıyı tıklatırken. Kapıyı Lilith'in açmasını hiç beklemiyordu.

"Lilith? Burda ne işin var?" Diye sordu Harry bir yandan sarılırken. Aradan geçen süre boyunca ikili kardeş gibi olmuşlardı. Lilith, Grimmauld 12 numaraya taşınmıştı.

"Babama biraz tavsiye vermek için geldim." Dedi Lilith. İçerden Sirius seslendi.

"Tavsiyeye ihtiyacım yok. Ne giymem gerektiğini biliyorum elbet. İçeri gelin çocuklar." 5 genç içeri geçtiğinde Sirius onları takım elbiseyle karşıladı.

"Vay canına Sirius. Randevun mu var?" Diye sordu Ginny.

"İyi ve doğru tahmin kızıl. Lucy ile randevulaştık bu gece. Onu güzel bir yemeğe götüreceğim."

"Tabi ne giyeceğine karar verir vermez." Diye ekledi Lilith kıkırdarken.

"Kararsız değilim. Sadece iki takım arasında kaldım. Söyleyin bakalım. Hangisi daha iyi. Üstümde ki siyah takım mı yoksa şu daha siyah olan takım mı?"

Erkekler yorum yapmazken kızlar bir ağızdan üstündekinin daha iyi olduğunu söylediler. O sırada Hermione ve Draco da katılmıştı aralarına.

"Eee Malfoy. Pansy anlatmıyor. Nasıl geçti cezan?" Diye sordu Ron son kelimesini vurgulayarak.

"Özür diledim o kadar. Şuan mevzumuz bu değil. Daha önemli birşey." Dedi Draco. Hermione'nin elini tuttu.

"Biz evleniyoruz!" Diye yüksek sesle söyledi Hermione. Ama kimseden bir tepki almayınca bozulmuştu.

"Bunu zaten biliyoruz ki?" Dedi Ron. Diğerleri de aynı şeyi söylüyordu.

"Ya öyle değil. Evleniyoruz. Mezun olur olmaz. 2-3 hafta sonra falan." Dedi Hermione yine çocuksu hevesiyle. Pansy, Ginny ve Lilith sevinç nidaları atarken erkekler öylece kalakaldı. Sonunda herkes şoku atlatınca tek tek tebrik etmeye başladılar.

"Hani hemen evlenmeyecektiniz?" Diye sordu Ginny.

"Düşündük de...çok fazla şey yaşadık ve bu süre zarfında hep birlikteydik. Artık ayrı kalınca ne yapacağımızı bilemez olduk." Dedi Hermione. Draco tamamladı.

"Ve evlenmeye karar verdik."


-----------

Hikayeye hız verdiğimi farketmişsinizdir. Ama merak etmeyin hikaye bitmiyor. Next gen olarak devam edecek. Tabi karakterlerimizin de hikayesi devam edecek. Nasıl buldunuz bölümü? Yorumlarınızı bekliyorum. 😘👊

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin