24~ Hogsmeade

1.7K 120 4
                                    

"Pekala planımız nedir? Hogwarts'a elimizi kolumuzu öylece sallayarak giremeyiz ya." dedi Ron üstünü kurularken.

"Hogsmead'e gidelim. Orda ki gizli geçitten şatoya gidebiliriz." dedi Hermione

"Ne gizli geçidinden bahsediyorsunuz siz?" diye sordu Draco

"Hogwarts'ın pek çok yerinden gizli geçitle hogsmeade'e gidilebiliniyor. Pek çoğu deşifre olmuş durumda ama Balyumruğa giden geçiti sadece biz biliyoruz." dedi Harry

"3.senemizde bize George ve Fred göstermişti. Harry o geçit sayesinde Hogsmead'e gidip gelebiliyordu." diye tamamladı Hermione

"Hadi diyelim içeri girebildik. Kimseye görünmeden daha ne olduğunu bilmediğimiz bir hortkuluğu nasıl bulucaz?" sordu bu sefer Ron

"Çapulcular haritası ile yolumuzu seçeriz. Daha önce yapmadığımız bir şey değil kimseye görünmeden şatoda gezinmek." dedi Harry

"O zaman önce kıyafetlerimiz değiştirelim bir. Sonra Balyumruk'un arka sokağına cisimleniriz. Etrafı kolaçan eder içeri girer ardından şatoya ulaşırız." dedi Hermione

4 genç uzun kapüşonlü pelerinler giydi ve Balyumruk'un bir sokak arkasına cisimlendiler.

Hogsmead'de tüm dükkanlar kapalıydı ama etrafta haddiden fazla ölümyiyen devriye geziyordu. Harry etrafı kolaçan ettikten sonra diğerlerinin yanına döndü ve

"Sanırım Voldemort Hogwarts'a gidebileceğimizi tahmin etmiş. Heryer ölümyiyen kaynıyor. Balyumruk'ta kapalı. Nasıl gireceğiz içeri şimdi?"

"Zorla girelim o zaman balyumruk'a. Vaktimiz daralıyor burda fazla bekleyemeyiz." dedi Ron

"Öyle bir şansımız yok Ron. Heryerde ölümyiyenler var."  dedi çaresizce Harry

O sırada 5 kişilik bir grup onlara doğru yaklaşıyordu. Sokağın köşeyi döndüklerinde aniden asalarından birer birer büyü yollamaya başladılar.

"Harry Potter. O burda. Harry Potter bur...!"

Geriye kalan son ölümyiyen cümlesini tam bitiremeden etkisiz hale getirildi Harry tarafından.

"Lanet olsun. Burda olduğumuzu biliyorlar artık!" diye kükredi Harry

Gürültüyü duyan ölümyiyenler hızla sese doğru koşuyordular. 4 genç hızla sokağın aşağısına doğru koşmaya başladılar. Önlerine 2 ölümyiyen çıktı ama daha ne olduğunu farkına varamadan etkisizleştirildiler. Nefesleri tükenene kadar koşmaya devam ettiler. Arkalarından sürekli lanetler yağıyordu. Bir sokağı daha hızla koşarak geçiyordular ki onlara doğru seslenen birini duydular.

"Potter. Çocuklar buraya gelin çabuk!"

Sesin kaynağına doğru temkinli bir şekilde yaklaştılar. Sokakta tek başına yanan cılız bir lambadan gördükleri kadarıyla orası Domuz Kafası'nın arka tarafıydı. Kapıda uzun boylu ve uzunca sakallı yaşlı bir adam duruyordu. Girmeleri için kenara çekildi ve el işaretiyle gelmelerini söyledi.

"Yüzünü gördün mü? O... Tıpkı şeye benziyordu..."

"Farkettim Ron. Dumbledore'a çok benziyor." yanıtladı Hermione

Yaşlı büyücü etrafı kolaçan ettikten sonra içeri girdi ve kapıyı sıkıca kilitledi.

"Siz ahmaklar buraya gelmekle büyük hata yaptınız. Tüm büyücülük dünyası sizin peşinizdeyken ne halt etmeye buraya geldiniz?" diye sordu daha adını bile bilmedikleri yaşlı adam.

"Sen de kimsin? Bizi nerden tanıyorsun?"

"Seni tanımayan mı var çocuk. 7'den 70'e herkes seni tanır. Ben Aberforth. Aberforth Dumbledore."

"Siz...eee..."

"Evet Albus'un kardeşiyim."

"Sizi daha önce duymamıştım."

"Evet evet... Albus bizi pek önemsemezdi. Bilmemen gayet doğal."

"Biz derken. Başka kardeşiniz de mi var?"

"Bir zamanlar vardı. Ariana..."

Yaşlı adam önünde durduğu büyük tablonun kenarına geçti ve kardeşi Ariana Dumbledore'u gösterdi.

"Albus güç uğruna pek çok şeyi feda etti. Ariana'da onlardan biriydi." dedi yaşlı adam tabloda ona doğru bakan kardeşine hüzünle.

"Ben...bilmiyordum üzgünüm bu nasıl oldu?"

"Bu başka zamanın sorusu. Tabi başka zaman diye birşey olursa. Burada ne işin var. Herkes seni arıyor."

"Hogwarts'a girmemiz gerek. Profesör Dumbledore'un bize verdiği size açıklayamayacağım bir görevimiz var ve zamanımız tükeniyor."

"Ah...tabi açıklayamazsın. Albus herşeyi gizli saklı yapmayı pek severdi. Size yardım edebilirim ama bunun intihar olduğunun farkındasınızdır umarım."

"Dediğim gibi şatoya girmemiz lazım. Yardımınız çok işimize yarar. Nasıl yardım edebilirsiniz?"

Aberfort tekrar kızkardeşi Ariana'ya döndü ve
"Yapman gerekeni biliyorsun." dedi. Ardından tabloda ki genç kız tıpkı bir koridorda yürüyormuşçasına arkasını döndü ve yürüyerek gözden kayboldu.

"Bunun nasıl yardımı dokunacak?" diye konuşmaya dahil oldu Ron

"Sabretmeniz gerek. Birazdan görürsünüz."

"Bize neden yardım ediyorsunuz efendim sorabilirmiyim acaba?"

"Size yardım ediyorum genç hanım çünkü Albus ölmeden önce benden tek bir şey istedi o da size yardım etmem."

"Nasıl yani. Profesör Dumbledore sizden bize yardım etmenizimi istedi. Yardıma ihtiyacımız olacağını nerden biliyordu ki?" dedi Harry

"Benden sadece zamanı geldiğinde size yardım etmemi bunun çok büyük bir önem taşıyacağını söyledi. Onu pek takmasamda şimdi anlıyorum ki bir önemi varmış."

Yaşlı adam sözlerini bitirdikten sonra tabloda Ariana tekrar göründü ardından tablonun çerçevesi tıpkı kapı şeklinde yavaş yavaş açıldı. Uzun karanlık bir tünel gözüküyordu ve tünelin ucunda gittikçe yaklaşan cılız bir ışık. Tünelin içinden gelen kişi 4 gencinde yakından tanıdığı Neville'di.

"Neville!"

Harry, Ron ve Hermione bir anda Neville'e sarıldılar.

"Yüce Merlin. Sizi bir daha göreceğimi hiç düşünmüyordum çocuklar. Burda ne işiniz var?"

"Uzun hikaye Neville. Bir görevimiz var ve şatoya girmemiz lazım." dedi Harry

"O zaman beni takip edin. Hey bi saniye. Bu...bu Malfoy. Burada ne işi var?"

"Sonunda biri beni hatırladı." diye sessizce söylendi Draco.

"O da bir başka uzun hikaye. Etrafta ölümyiyenler var bir an önce gitmemiz lazım."

"Pekala Harry. Diğer çocuklarda sizi görünce çok sevinecekler."

"Diğerleri mi? Kim? Tam olarak nereye gidiyoruz?"

"Herkes. Dumbledore ordusunda ki herkes ve daha bir çok kişi. Carrow kardeşlerin işkencelerine daha fazla dayamayan pek çok öğrenci ihtiyaç odasında. Bir kaç gündür ordayız şatodan çıkamıyoruz. Sağolsun huysuz! Aberforth bize yardım ediyor."

"Carrow kardeşler de ne halt?" diye sordu Ron

"Dumbledore öldükten sonra okula yeni gelen 2 sözde hoca. İşkence yapmaktan başka bir şey bilmiyorlar. Ölümyiyen oldukları kesin. Snape'te bir kaç gündür yoktu. Geldi mi geri bilmiyoruz. 3 gündür ihtiyaç odasında kalıyoruz. Hadi acele edin." ve geldiği tünelden geri gitmeye başladı.

4 gençte Aberforth'a teşekkür ettikten sonra Neville'in peşinden gitti.




Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin