77~ Hisler

1.3K 68 27
                                    

Albus ile Scorpius sabırsızlıkla kendi sıralarını bekliyordu. Maç başladığından beri Gryffindor ezici bir üstünlükle 130'a 20 öndeydi. Slytherinli taraftarlar takımlarını yuhalarken, Gryffindorlular az daha tribünü yıkacaklardı. Bludger iki vurucuyu peş peşe süpürgesinden düşürünce Slytherin takımında iki kişilik boşluk oluştu.

"Bizim sıramız." Dedi Scorpius. Süpürgesine binip havalandı. Albus da peşinden. Maç tekrar başladığında daha ikisine bile oynama fırsatı gelmeden Gryffindor arayıcısı snitch'i yakaladı ve maçı 280'e 20 bitirdi. Düdük çaldığında, Gryffindor tribününden olağanüstü bir ses yükseldi. Scorp, tribünün yıkıldığına emindi. Slytherin tarafına döndüğünde ise taraftarların yarısından fazlasının gitmiş olduğunu gördü. Geri kalanlarda yavaş yavaş gidiyordu. Albus küfürler savurarak zemine indi. Öfkesinden süpürgesini dizinde ortadan ikiye ayırıp bir parçasını Gryffindor tribününe, diğer parçasını Slytherin tribününe fırlattı. Tekrar küfürler ederek soyunma odasına girdi. Scorp, Gryffindor tribününe yaklaşıp Lily'i aradı ama neyseki o kalabalıkta bulması zor biri değildi. Rose ile yan yana da oturduğundan kolaylıkla seçilebiliyordu. Dikkatle baktığında Rose'un çılgınlar gibi sevinirken Lily'nin üzülmesi bir nebze de olsa öfkesini dindirmişti. Zemine doğru yaklaşırken Albus'un küfürlerini daha net duymaya başlamıştı. Bir kavga başlatmadan önce sakinleştirmesi gerekiyordu. Hızla zemine varıp süpürgesini öylece bıraktı ve soyunma odasına girdi. Tahmin ettiğinin aksine içerde Albus'dan başka kimse yoktu. Herkes kaçmıştı adeta. Ya da odaya girmeye cesaret edememişti.

"Dostum sakin ol alt tarafı bir maç. Rövanşını kesin alırız."

"Alt tarafı bir maç mı? Quidditch tarihinde böyle bir yenilgi var mı acaba? 280'e 20 nedir?"

"Aslında 2003'de Türkiye, İzlandayı 310'a 10 yenmiş zamanında ama konumuz bu değil."

"O gün ortak salonda bana sataşan salakların yüzünden oldu. İçimden bir ses diyor ki..." Scorpius araya girdi.

"Birşey demesin. İçindeki ses bi zahmet sussun. Bir olay daha çıkarırsak bu sene hiçbir Quidditch maçında oynayamayız. Bir maç kaybetmemiz, kupayı kaybetmemiz anlamına gelmiyor. Haftaya Hufflepuff maçına hiç olmadığı kadar hazırlanırız. Mutlak galibiyeti garantiledikten sonra oturup Ravenclaw'ın Gryffindor'u ezmesini izleriz. Şartlar yine eşitlenir."

"Yeni bir süpürge lazım bana." Dedi Albus. Ortamda bir süre sessizlik oluştu. Sonra ikiside ağlanacak hallerine gülmeye başladılar.

"Süpürgeyi Gryffindor'a fırlatırken birinin gözünün çıktığına eminim." Dedi Albus. Gülmeye devam ediyordular. O sırada kapı çalındı. Scorpius kalkıp kapıyı araladı.

"Albus içerde mi?" Diye sordu Bety. Scorp kenara çekilip Bety'e girmesi için yer verdi. Arkalarından kapıyı kapatıp çıktı.

---------------

Harry, Luna ile görüşüp, Newt Scamender'in torunu yani Luna'nın eski nişanlısı Eddie Scamender hakkında tek bir bilgi almıştı o da ayrıldıkları günden beri Rusya'ya gittiğiydi. O günden sonra da hiç haber almamış. Harry ne yapacağını düşünürken aklına Grindelwald gelmişti. Şuan evinin kapısının önünde durmuş onu bekliyordu. Yaşlı büyücü sonunda kapıyı açıp Harry'i içeriye aldı. Grindelwald hiçbir zaman misafirine birşeyler ikram eden veya hal hatır soran biri olmamıştı. Lafı hiç dolaştırmadan sordu.

"Noldu Potter?"

"Basiliskler hakkında birşeyler biliyor musun diye sormaya geldim."

"Basilisk mi? Ne alaka şimdi?"

"Sırlar odasında öldürdüğüm basilisk yüzünden Hogwarts'ta ağır bir çürüme kokusu vardı. Dün sabah kontrol etmeye gittiğimde Basilisk'in çürümediğini, aksine eski haline döndüğünü gördüm. Tekrar canlanıyor gibi. Ama kesinlikle ölü. Her haltı bildiğinden belki bana yardım edersin diye düşündüm." Dedi Harry. Grindelwald karşılık vermedi. Oturduğu koltukta iyice yayılıp düşünmeye başladı.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin