Voldemort'un ölümünden 3 yıl sonra
-
Hope gözlerini araladığında James'in delici bakışlarıyla karşılaştı ve çığlığı bastı. James adeta dibine kadar girmiş onu izliyordu.
"Günaydın."
"Günaydın mı? Sence günüm aydı mı?" Diye sordu Hope, James'in karnına hafiften bir yumruk atarak.
"Hey..."
"Yemin ediyorum James bir kez daha uyandığımda seni ağzımın dibinde görürsem..."
"Hadi ama...gayet romantik bir şey."
"Hiç de bile. Ciddiyim seni yataktan postalarım. Zaten çok yer kaplıyorsun."
"Çok mu yer kaplıyorum? Kim? Ben mi sen mi?" Diye sordu James.
"Hey...burada hamile olan benim seni şapşal."
"Hamile mi? Sadece kilo almadığına emin misin?" Diye güldü James.
"James...yemin ediyorum, şunun şurasında doğuma 1 hafta kaldı. Seni terk eder Ellie ve Mike'ı tek başıma büyütürüm."
"Hey hey hey....dur bakalım şişman, hamile ve öfkeli hanım. Mike da nerden çıktı?"
"Dün gece kabul etmiştik ya. Ne çabuk unuttun?"
"Ben hiçbir şeyi kabul etmedim. Mike kesinlikle olmaz. Mike Potter. Hiç uyumlu bile değil. Hem Ellie'yi sen seçtin. Bırak erkek olanı da ben seçeyim." Dedi James. Bebeklerin ikiz olduğunu öğrendikleri günden beri erkek ismi için tartışıyorlardı. Hope ilk kez hamile olupta bebeğini kaybettikten sonra gördüğü rüyalarda hep bir kızı olduğunu ve ismini Ellie koyduğunu görmüştü bu yüzden kız ismi hiç düşünülmeden Ellie olmuştu. Ama erkek ismi konusunda ikiside anlaşamıyordu.
"Mike olmazsa Jordan hiç olmaz." Dedi Hope.
"Jordan zaten olmaz. Vazgeçtim ondan. Daha farklı bir isim olmalı. Potter'a uyumlu bir isim."
"James...bunu aylardır tartışıyoruz. Lütfen artık doğmak üzere olan çocuğuma bir isim bulalım."
"Buldum! Aklıma harika bir fikir geldi. Neden çocuk büyüyüp kendi ismini kendi seçmiyor. Sence de havalı olmaz mıydı?" Dedi James.
"Tabi. O zamana kadar da sadede Potter diye seslenelim." Diye gülümsedi Hope. Yatakta doğrulmak istemişti ama artık en basit hareketleri bile tek başına yapamaz olmuştu. Ellerini uzattığında James hiç beklemeden tuttu ve daha rahat bir şekilde oturmasını sağladı yatakta.
"Sırtına bir yastık daha ister misin?"
"Böyle iyi Potter!"
"Hey buldum..." dedi James ama Hope ne olduğunu anlar anlamaz engel oldu bile.
"Çocuğun ismini Potter koymayacağız. Potter Potter olur mu hiç?"
"Denemeye değerdi."
"Peki...Anakin nasıl?" Diye sordu Hope.
"Anakin mi? Hani şu geçen izlediğimiz filmdeki gibi mi?"
"Evet. Bence çok güzel isim." Dedi Hope.
"Anakin...Anakin Potter. Hey bu aslında kulağa hoş geliyor."
"Anakin Harry Potter." Diye düzeltti Hope.
"Harry mi?"
"Evet neden olmasın. Baban, babasının ismini sende yaşatmış. Sende babanın ismini yaşatabilirsin."
"Anakin Harry Potter. Bu...gerçekten kulağa güzel geliyor. Ellie ve Anakin." Dedi James. Sonunda bebeklerinin isimlerini kararlaştırdıkları için mutluydu.
"Bunu sonunda hallettiğimize sevindim. Bebeğe doğduktan sonra isim vermek istemiyordum. Zamanlaması da harika oldu." Dedi Hope.
"Ellie ve Anakin." Diye tekrarladı James. Hope bir anda James'i kolundan tuttu.
"Hope...iyi misin?"
"Sanırım...sanırım suyum geldi!"
"NE!" Diye bağırdı James yataktan fırlarken. Hope gülmeye başlamıştı.
"Şaka yapıyorum şapşal. Daha bir hafta var."
James rahat bir nefes aldı kendini tekrar yatağa bırakırken.
"Ha ha ha. Gerçekten yapılabilecek en iyi şakayı yaptın. Bunu büyüdüklerinde çocuklara anlatacağım biliyor musun?"
"Çocuklarımıza. Ah James...Anne olacağıma inanamıyorum. Hemde ikiz annesi. Becerememekten çok korkuyorum." Dedi Hope.
"Seni bilmem ama ben harika bir baba olacağım. Ellie ve Anakin en çok beni sevecek." Dedi James gururla.
"Hah...bu benim yaptığım şakadan bile komikmiş." Dedi Hope. Karnındaki kasılmaları görmezden gelmeye çalışıyordu. James yaklaşıp alnına bir öpücük kondurdu.
"James...sanırım...sanırım suyum geldi. Bu kez cidden geldi."
"Tabi. Benim alnımda da enayi yazıyor zaten." Dedi James. Hope elinin tersiyle James'e bu kez gücünün yettiği kadarıyla vurdu.
"James Sirius Potter. Suyum geldi diyorum!" Diye bağırdı çarşafı açıp gösterirken.
"Oh Merlin...Merlin Merlin Merlin. Ne...ne yapmam gerekiyor?"
"Ciddi misin? Aylardır buna çalışıyorsun. Anneni çağır alt kattan ve bana lanet doktorları getir!" Diye bağırdı. James'in annesini seslemesine gerek kalmamıştı bile. Ginny bağırışmaları çoktan duymuştu. James doktorları getirmeden önce karısının alnından ve dudağından öptü.
"Ellie ve Anakin." Dedi. Hope gülümsedi, her ne kadar canı yansada. Ginny odaya gelir gelmez James cisimlenmişti. Hope hemen yatağının yanı başındaki düğünlerinden çekilmiş bir fotoğrafa baktı. Üstünden 1 sene geçsede sanki dün gibiydi. Karnındaki kasılmalar arttıkça Ellie ve Anakin'in artık hayatlarına dahil olmaları için acele ettiğini anlıyordu. Acıdan yüzünü buruştursada yüzündeki gülümseme hiç gitmiyordu.
------------
Özel bölüm yazmak içim biraz fazla beklediğimin farkındayım ama yeni kitabı yazmaktan pek fırsat bulamıyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Zaman zaman böyle özel bölümler gelecek. Başka kimlere özel bölüm yazmamı istediğinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.
Bu arada yeni hikayemede profilden girip bir göz atabilirsiniz. Altın Dörtlüyü seven herkesin onu da seveceğine eminim. ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...