Lily uyandığında Rose'un çoktan kahvaltıya inmiş olduğunu farkedince şaşırdı. Genelde, hatta her zaman en geç kalkan hep Rose olurdu. Dakikalarca biraz daha uyumak için yalvaran kız şimdi vaktinden evvel kalkmıştı.
"Bu kızda kesin birşeyler var." Diye söylendi ve üstünü değişip o da büyük salona indi. Herzaman ki oturdukları yere baktı. Albus ve Bety dışında kimse yoktu. Yeni çiftin yanına oturup sordu.
"Rose'u gördünüz mü?"
"Bahçeye çıktığını gördüm sanki. Bir bak istersen." Dedi Bety ve Albus ile sohbetine geri döndü. Lily de salondan çıkıp bahçeye doğru yöneldi. Bankların olduğu tarafa yönelmişti ki ağacın dibine oturmuş kızıl saçlı kızı gördü. Gözlerden uzak durmak istiyormuş gibi bir hali vardı ama kızıl saçlarıyla pek mümkün değildi. Aynı durumda Lily de muzdaripti. Yüzünde küçük bir tebessümle Rose'a doğru yaklaştı. Tam seslenecekti ki gölün kıyısında ki bir grup erkeğe baktığını gördü. Dikkatli baktığında aralarında Marshall Aldrin de vardı.
"Aha...anlamıştım."
"NE!" Diye bağırdı Rose, aniden arkasını döndü. Lily'i görünce rahatladı.
"Sessiz olsana. Neyi anladın?"
"Dün geceki o konuşmalarımız. Aşk, sevgi falan. Marshall dan hoşlanıyorsun değil mi? O yüzden Vivien'in yanında olmak istemedin."
"Muhteşem zekânı bir kez daha konuşturdun ve yine yanlış sonuca vardın kuzen."
"Anlamadım?"
"Bak söyleyeceklerimi sakın Viv'e anlatma."
"Daha da meraklandırıyorsun anlat artık."
"1 ay kadar önce Marshall bana çıkma teklifi etti."
"NE!?" Neden şimdi duyuyorum bunu.
"Öyle gerekti işte. Önemsizdi yani. Ben red edince daha bir hırs yaptı gibi. Sürekli flört etmeye falan çalışıyordu benimle. Şimdi de Vivien'e yaklaşıyor. Bu çocuk Vivien' üzer. Ama Vivien'e de anlatamam. Ne yapmalıyım bilmiyorum."
"Şey...eee...bunu beklemiyordum. Neden üzeceğini düşünüyorsun ki. Sana teklif etmiş kabul etmemişsin. Bu bir daha kimseye teklif edemeyeceği anlamına gelmiyor ki."
"Öyle mi? Gölün kıyısına gelene kadar kaç kıza yazdığını sayıyordum. Sence sayı kaç? 20 den sonrasını sayamadım da ben."
"Yapma Rose. Abartıyorsun bence. Olacağı varsa olur zaten. Vivien'i kolay kolay kimse üzemez. O tanıdığım en güçlü kızlardan biri."
"Biliyorum ama...üzülmesini istemiyorum."
"Bizim yapacak birşeyimiz yok Rose. Sakın karışayım deme. Olurda çıkmaya başlarlarsa Vivien onu dize getirir." Dedi Lily gülümseyerek.
"Umarım çıkmazlar." Diye üsteledi Rose ve oturduğu yerden kalkıp şatoya yöneldi.
--------
"Önünde ki dosyada Joseph Shelby adında 8 kişi var. Bulması biraz zor oldu ama umarım aradığımız adam vardır içinde." Dedi Draco. Masanın yanındaki sandalyeye oturdu. Harry dosyaya uzanıp her birini tek tek inceledi.
"İşte bu. 6.numaradaki."
"Hemen bakıyorum. Bu mu? Joseph Shelby, Birmingham/Small Heat."
"Ee başka?" Diye sordu Harry.
"Başka bi bilgi yok hepsi bu elimizdeki."
"Lanet olsun. Bir saniye...Small Heath mi? Orası muggle yeri değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...