12.BÖLÜM: BULDUM; HOŞ BULDUM...

10 2 0
                                    

12.BÖLÜM:"BULDUM; HOŞ BULDUM..."                              (Part2)

-Aşka uçarsan kanatların kanar (mı?)...*

Tarih: Kalpten Kalbe.

Saat: 14:20.

"Başkasının telefon konuşmasını dinlemenin kötü bir şey olduğunu biliyor muydun?" Durdum ve öfkeli sesine kulak verdim. Alnını cama vurmaya devam ederken ayaklarım kıpırdandı ve son kez daha alnını cama vuracakken elimi, alnı ile cam arasına koyup kafasını elime vurmasını sağladım.

Sert vuruş elimin acımasına sebep olsa da, bu durum umurumda değildi. Gözleri kapalı, camdan sinirini çıkartmaya son vermiş gibi alnını avcuma yaslanmıştı.

Şuan zamanın durmasının tam zamanıydı. Yağmur hala yağarken Günay hala toprak gibi kokarken zaman durmalıydı.

Ben onu izlerken, Günay hiç beklemediğim ani bir hareketle kolumdan tutup beni kendisine çekti ve cam ile onun arasında kalmamı sağladı. Ben tedirginlikle ona bakarken gözleri şimdiye kadar hiç tanık olmadığım bir ifadeyle bana bakıyorlardı.

Bu toprak değildi, huzur değildi.

Bambaşkaydı...

Bir tarafta neler olduğunu, ona neler olduğunu anlamaya çalışıyor, diğer taraftan içimden sürekli kendime ona güvenebileceğimi fısıldayıp duruyordum.

"Benimle birkaç günlüğüne buradan uzaklaşmak ister misin?" Ne dediğini duymamış gibi şaşırarak ona baktım. Bir anda değişen ruh hali beni yine şaşırtmıştı. "Sen, ben ve Sevgi. Dinlediğin üzere işlerim yolunda gitmiyor ve biraz buralardan uzaklaşıp kafa dağıtmaya ihtiyacım var..." dedikten sonra sanki yanlış bir şey demiş gibi kaşlarını çatarak dediklerini tekrar gözden geçirip teyit etti. "Hayır, galiba benim senin gözlerine ihtiyacım var: Ormanında saklanmaya, attığın kahkahaların sesine, çıplak ayaklarınla toprağımda gezinmene ihtiyacım var." Yumuşayan bakışları buruk bir tebessümle ona bakmamı sağladı.

"Daha iyi görünüyor, efendimiz." diye fısıldadı Olric, kapının kenarından bize bakarken. Gözlerimle önce ona, sonra Günay'a baktım.

"Sadece daha iyi görünmek için çırpınıyor Olric. Tek yaptığı çırpınmak... Karaya çıkmış ve uzaktan öyle denize bakan bir balık gibi... Sadece çırpınıyor..." diye fısıldadım iki elimi açmış, avuçlarımı Günay'ın sıcak yanaklarına bastırırken.

Bir gün, Günay'a hayır diyememek, başıma büyük bir iş açacaktı.

"Peki... Öyle yapalım." Aklıma düşen kuşkular, ağzıma girip dilime varmasına ramak kalmıştı.

Akıp giden zaman, belki de şuan durmalıydı. Çünkü gün geçtikçe, zaman akmaya devam ettikçe, Günay sustukça ve ben olaylara sadece bakmakla yetinince sonunda olan yine bize olacaktı.

Belki de yarınımız bugünümüzden daha acı verici ve daha karanlık olacaktı.

Belki de yarınımız bugünümüzden daha acı verici ve daha karanlık olacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---🐞---

*Sadi Şirazi alıntı.

**Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna alıntı.

Yazar: LAİLA

BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;

INSTAGRAM: THE_LAILA

TWITTER: THE_LAILA

SAĞIR KULAĞA AĞLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin