6.BÖLÜM: DERDİME Bİ'ÇARE...

20 9 0
                                    

6.BÖLÜM: "DERDİME Bİ'ÇARE..."                      (Part4)

-Acılarla yaşayanlar, acılardan doğup acılarla var olanlara hitaben... Acılarla yok olmamız dileğiyle...

Tarih: Siyah.

Saat: 18:05.

Aman doktor, canım kuzum doktor
Derdime bir çare...

Hastaneden gelen telefonla apar topar babamın evinden çıkıp yollara düşmüştüm. Geldiğimde ise gördüğüm manzara karşısında nutkum tutulmuş, kalakalmıştım; Anlamadığım bir sürü kabloya bağladıkları annemin etrafına üşüşen doktor ve hemşireler, aralarında biraz konuştuktan sonra doktor yanıma gelip bu konuşmaları yapmış, en son gördüğüm şey ise annemin yüzüne örtülen beyaz örtü olmuştu.

Çaresiz dertlere düştüm
Doktor bana bir çare...

"Abla..." Omuzlarıma ağırlık yapan keder ve acı yüzünden ayaklarım beni daha fazla taşıyamayıp kendilerini bıraktıkları anda, Damat beni yakalamış ve bulunduğumuz koridordaki herhangi bir sandalyeye oturtturmuştu.

Çaresiz dertlere düştüm
Doktor bana bir çare...

Hani Karacaoğlan demiş ya, 'Bir 'Ah!' çeksem, dağı taşı eritir; Gözümün yaşı, değirmeni döndürür...' diye... Derdimi siz anlayın işte...

Mendilimin yeşili aman aman
Ben kaybettim eşimi...

Ah, ah, ah!

Al bu mendil, sende sende dursun
Sil gözünün yaşını...

Ruhum acı içinde çığlıklar atarken artık onu duymamak elde değildi. Kalbim alev alev yanmaya devam ediyor, acısını çıkartmak ister gibi göğüs kafesime vurup geri kaçıyordu. Çektiğim acı o kadar fazlaydı ki sanki kalbimi avcuma almak ister gibi yumruk yaptığım elimi kalbime götürüp vurmaya başladım.

Ben vurdukça, o da vurdu; O ağladıkça, ben de sustum.

Ah, ah!

Al bu mendil sende sende dursun
Sil gözünün yaşını...

"Kızım..." diyerek ne zaman haber alıp geldiğini anlayamadığım babam, üstüne giydiği ve yeni ütülendiği belli olan takımını hiç düşünmeden karşımda dizlerinin üstüne çökmüş bir şekilde, dolu dolu gözlerle bana bakıyordu. Hiç düşünmeden bana sarıldı ve adamlarının yanında olduğunu umursamadan, hıçkırarak ağlamaya başladı.

İşte o an kahkahalarla, karnımı ağrıtana kadar gülmek istedim. Hem de o kadar gülmek istedim ki Olric, mezar taşıma 'gülmekten öldü' yazsınlar istedim.

O an şeytan kulağıma fısıldadı ve gözlerim, babama ve bana acıyan gözlerle bakan Meryem hanım ile kızı Nilay'a kaydı. Zaten ne olduysa da, ondan oldu.

Belki birkaç saniye önce sanki beni ikaz edercesine mırıldanan ve beni kendime getirmeye çalışmak suretiyle "Çığlık abla..." diyerek mırıldanan Sevgi'yi bile duysaydım bu kadar kör olmazdım. Belki sadece ona baksaydım bile, 21 yıldan beri her şeye sustuğum gibi susacak, içten içe dert yanacaktım lakin maalesef her şey için artık çok geçti.

Ben bunları düşünürken belki'ler, yerini keşke'lere bırakmıştı bile...

Ben bunları düşünürken belki'ler, yerini keşke'lere bırakmıştı bile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---🐞---

Yazar: Laila

BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;

INSTAGRAM: The_Laila

TWITTER: The_Laila

SAĞIR KULAĞA AĞLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin