20.BÖLÜM: GİTMELER İLE KALMALAR...

5 0 0
                                    

20.BÖLÜM: "GİTMELER İLE KALMALAR..." (Part1)

-Kaldığım yerden başlamak istiyorum. İstediğim anda ise durmak... Anlatmak ve anlaşılmak.

Tarih: Sessizliğin Sesi.

Saat: 13: 44.

Billie Eilish - 6.18.18

Saat erken olsa da hava bugün karanlığa ait. Gri bulutlar gökyüzünün tüm maviliğini kapatmışlar. Gökyüzü gürlüyor, bulutların her çarpışma anında ise ince şimşekler çakıp saniyelik de olsa etrafı aydınlatıyorlar.

Bulutlardan dökülen her yağmur camıma düşüp sessizce kayarken, elimdeki kahve fincanını iki elimle sardım ve birkaç kere üfleyip bir yudum aldım; Sütlü ve şekerliydi, her zamanki gibi.

Rusya'dan geldiğim iki gün oluyordu. Bu iki koca günüm çok yoğun geçmişti. Sınav haftasındaydım bir kere. Derslerimi bu yarıyıl takip edemediğimden, birikmişlerdi ve hepsini bir şekilde yetiştirmem gerekiyordu.

Rusya'dan getirdiğim eşyalarımı yerleştirmiş, evimi temizlemiş ve birkaç gün bana yeteceğini düşündüğüm yemekler yapmıştım.

Bunları yaparken ise üstümde hala pijamalarım vardı.

Her zaman ki alışkanlıklarım devam ediyordu kısacası... Düşüncelere dalacak zamanım bile yoktu. İpeklerde, Türkiye'ye benden hemen sonra gelmişlerdi. İlk önce beni aramıştı İpek, onu beklemediğim için kızmış ve bağırmıştı fakat telefonu kapatmadan hemen önce son söylediği şey "Konuşacağız..." olmuştu. Söylediği son söz beni o kadar rahatlatmıştı ki, bu sözün üstüne bir şey diyememiş gülümseyerek kapatmıştım telefonu.

İnsanları kendi kendime hayatıma dahil edemezdim; Arkadaşlarıyla birlikte kafede oturup vakit geçiren, hafta sonları kızlarla toplaşıp pijama partisi yapıp erkekler hakkında konuşup arkadaşlarıyla vakit geçiren bir kız hayatım boyunca olmamıştım.

Hep yaşımdan büyük sorumluluklar almak zorunda kalmış, hiçbir zaman yaşının insanı olamamıştım. Sınıfımdaki bazı kişilerin ergenliklerinde yaptıkları delicesine hareketleri birbirlerine anlatırlarken, bu konuda benim anlatacak hiçbir şeyim olmadığı için hep sessiz kalmıştım.

Sırtımdaki sorumlulukla cebelleşirken, beynim o zamanlarda iyice tartmaya özen gösteriyordu. Yanlış yapmamaya, başımı derde sokmamaya, kötü söz kullanmamaya bile dikkat ediyor; Hayatımı belli sınırlar içerisinde kısıtlayıp orada uzun yıllardır kontrol altında tutmaya çalışıyordum.

Hayatımdaki 'el-alem' aslında bendim; Herkesten çok kendimi ben eleştirir, en ufak bir hatamda herkesten çok ben kendime acımasızca davranırdım.

Benim lugatımda Çığlık'a iyi davranmak yoktu... Çığlık değer verilmeyi hak etse bile.

Bu yüzden kimseyi kendimden çok sevmemiştim... Hayatımda kendimden çok, başka kimseden nefret etmediğim gibi.

Sanırım bu yüzden Günay hayatıma girer girmez bir gemi misali alabora olmuştum; Sevgi ve nefret, dost ve düşman. Kendimden başka kimsede hissetmediğim bu iki duyguyu yalnızca onda hissetmiştim. Kendimi sever gibi onu sevmiş, kendimden nefret eder gibi ondan nefret etmiştim.

Onunla yalnızlığım giderildiği gibi, onsuz yine bir başıma kalmış ve yalnızlığın beni kucağına alıp soğuk kollarıyla bedenimi sarıp sarmalamasına izin vermiştim. Eğer geçmişe dönüp bakarsam, geri dönmek istediğim bir sürü yol vardı ama ne yazık ki bu elimde olan bir şey değildi.

Bu yüzden biraz daha ılınmış olan kahvemden bir yudum daha alıp boğazımdan geçmesine izin verdim ve gözlerimi camdan ayırmayarak yağan yağmurun tadını çıkarttım.

Günay'a çok çabuk kapılmış, düşünmeden ona kapılarımı açmış ve sınırlarımı onun için görmezden gelmiştim lakin ona karşı hissettiğim duyguların ne bir adı vardı ne de hassas bir teraziye koysam ağırlığı ortaya çıkardı.

Her ne olursa olsun yarın yine Güneş'in doğudan doğacağının, kışın ardından bir gün baharında geleceğini ve ne olursa olsun, ne yaşarsam yaşayım, yazmaktan bıktığımda ve kendimi başka kitaplar da başka yazılar da aramaya çalışsam da yine de dönüp dolaşıp buraya, sana Olric, geleceğimin farkında olduğum gibi nereye gidersem gideyim, geçmişte veya bugünüm de hangi yoldan geçeceğimi seçersem seçeyim her yolumun sonu bir şekilde Günay'a çıkacağının da farkındaydım.

Bir gün kısır bir döngüde olan iki yabancı gibi olsak ve ters yönlere gitsek bile bir şekilde karşılaşacağımızdan emindim.

Bir gün kısır bir döngüde olan iki yabancı gibi olsak ve ters yönlere gitsek bile bir şekilde karşılaşacağımızdan emindim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---🐞---

*Oğuz Atay'dan alıntı.

Yazar: LAILA

BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;

INSTAGRAM: qteang

TWITTER: qteangg

SAĞIR KULAĞA AĞLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin