15.BÖLÜM: KAYBETME(K)

7 0 0
                                    

15.BÖLÜM:"KAYBETME(K)..."                                 (Part8)

-Nedenler, seçimler ve bedelleri...

Tarih: Yalancı(lar).

Saat: 16: 07.

Sessizlikten dolayı bir cevap almayan yabancı tekrar bana baktı. "Sizin ki de pek bir nazlı Çığlık hanım. Sizi de pek özlememiş herhalde... Baksanıza, cevap bile vermiyor ama belki siz özlemişsinizdir. Ne dersiniz sizi yanına götüreyim mi?" Sanki istesem götürmeyecekmiş gibi beklemiş ve bir kulağını ekrana yansıtmış, cevabımı beklemeye başlamıştı. Ben bile bir an için, sanki gerçekten cevap versem beni duyacakmış gibi hissetmiş olsam da çok geçmeden telefonu da yanında götürerek yürüdü ve yaklaşarak duvarda asılı olan Günay'ın dağılmış yüzüne tuttu. Fazla bir şey göremesem de üstündeki ve yüzündeki kurumuş kanları görebiliyordum. O anda kafamdaki kırıntı tanesinde kalan kontrol de gitmiş bir elimi ağzıma götürerek sessizce hıçkırmaya başlamıştım.

Boğazım yanmaya başlamış, dilim damağım kurumuştu. Sanki soğuk soğuk ter döküyordum. Bir anda oda küçüldü veya ben çok büyüdüm. Öylesine bir şeydi ki bu, sığamıyordum.

Belki de sığamayan şey acımdı, bilemiyordum.

"Sakin ol. Çığlık, lütfen arkadaşım." İpek'in sesi bile sanki benden uzaklaşamaya başlamıştı.

"Uyansana..." Günay'ı tokatlayıp duruyor, uyanması gerektiğini söylüyordu. "Çığlık bekliyor seni, uyansana..." Günay adımı duyar duymaz gözlerini zar zor açmış fakat telefondan çıkan ve yüzüne yansıyan led ışık sayesinde gözlerini tekrar kapatmak zorunda kalmıştı. "Hadi ama, bak Çığlık gidiyor..."

"Çığlık..." Allah'ım alma canımı... Biliyorum, her zaman söylediğim tersi oldu ama şimdi sırası değil. Sonunda adımı dudaklarının arasından duyabildim sonunda, şükürler olsun. Olric, kafayı yedim diye korkuyorum. Biraz sonra uyanacağım ve her şeyin rüya olduğunu öğreneceğim diye korkuyorum.

Boşta kalan bir elimle ekrana uzanmaya çalıştım fakat Yağız telefonu herkesin görüş açısında tutmaya çalıştığı için aramızda hala mesafe vardı; "Günay..."

Günay, o an beni duymuş gibi gözlerini tekrar açıp ekrana baktı, tam gözlerimin içine... "Çığlık, Çığlık, Çığlık..." Sanki delirene kadar benim ismimi söyleyebilecekmiş gibi...Sanki delirmek istese delirecekmiş de benim için dayanıyormuş gibi.

Bu zamana kadar o da benim için dayanmış, görüyor musun Olric? Ben görüyorum ve ne yalan söyleyeyim bunu bilmek oldukça iyi hissettirdi.

Günay ismimi dudaklarından döktükçe sanki daha çok kendine geliyor, daha çok güçleniyor gibiydi. Ayaklarını oynattı, canının yanacağını umursamadan bağlanmış olduğu zincirlere asıldı. Ellerinin kanadığını, derisinin parçalandığını gördüğümde benim de çim parçalanmıştı.

"Lan, sakin ol oğlum..." dedi yabancı kahkaha atarak ve kamerayı kendisine tuttu. "Görüyor musun seninkini Çığlık hanım? Senin adını duyduğunda nasıl da kendisine geldi... Meğer senin bu sevgilinin bileğinde senin tokalarından birisi varmış. Bizim çocuklarda onu öylesine bir şey diye almasınlar mı? Bir görseydin nasıl delirdi bu herif...Aşık sana ya..." dedikten sonra bir anda ifadesizleşti ve kamerayı iyice kendisine yaklaştırıp gözlerini ekrandan bana dikti. "Keşke sen oyunbozan birisi olmasaydın, Çığlık hanım... Yanındaki polislere veya adamlara söyle, hepsi onların yüzünden oldu. Ben demiştim demek istemem ama ben demiştim, biliyorsun. Sen kuralları bozduğun için bende kuralları bozacağım. Son bir şey daha, bana bir iyilik yap ve İstanbul'a; "Krasnodar'ın sana selamı var, anlaşma iptalmiş de..." Tamam mı tatlım? SpaSEEbah**..." dedikten sonra "Bu da seninle olan anlaşmamızın sonucu..." diyerek arkadan işaret verdi ve bir anda Günay'ın üstüne doğru kurşun yağmaya başladı. Ben, donakalmış bir vaziyette ekrana, Günay'ın vücudunun saniyeler içinde kanlar içinde kalmasına bakıyordum. Silah sesleri bittiğinde, telefonu tutması için birine verdi ve gülümseyerek reverans yaptı; "Bay!"

Ve video burada bitti.

Ve video burada bitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---🐞---

*Goriot Baba, Honoré de Balzac alıntı.

**Rusça'da "Teşekkürler..." demek.

Yazar: LAILA

BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;

INSTAGRAM: qteang

TWITTER: qteangg

SAĞIR KULAĞA AĞLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin