18.BÖLÜM:"BONCUKLAR..." (Part9)
-3, 2, 1... Mutlu Yıllar!
Tarih: Yılbaşı Gecesi.
Saat: 18: 36.
İstanbul'un iki yakayı birleştiren boğazı sisle kaplanmış bir şekilde dolu dolu bakıyordu. Geçen onca zamanın içinde onun da açılan yaraları soğumuş fakat böyle zamanlarda üstüne ateş değdirmiş gibi hissediyor olmalıydı; Bir taraftan "Ah..!" derken, diğer taraftan ise "Vay be..!" diyerek iç çekebiliyordu.
Şimdi artık kelimeler yetersiz anlamı yok
Yitirmişiz anılarla, beraber faydası yok
Gel, bunları bırakalım artık bir tarafa
Gerçeği görmeliyiz dostum, başka çaresi yok
Şimdi, bana kaybolan yıllarımı verseler
Şimdi, bana seninle bir ömür vadetseler
Şimdi, bana yeniden ister misin deseler
Tek bir söz bile söylemeye hakkım yok
Şarkı bittiğinde ise İstanbul ile birbirimizden ayrılmış ve selam vermiştik. Masaya doğru yürüdüğümde ise tam oturacağım sırada üstünde duran telefonumun çaldığını gördüğümde kimin aradığına baktım ve gördüğüm isimle birlikte oturmaktan vazgeçip telefonumu da elime alıp terasın daha sessiz bir yerine geçtim.
"Efendim?" diyerek bir kulağımı kapatıp karşı taraftan gelecek sesi beklemeye başladım. "Alo?" Fakat yalnızca sessizliğin cevabını alıyordum. "Baba, alo?"
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Telefonun kapandığını düşünüp kulağımdan çektim ve ekrana baktım fakat yanıldığımı görünce, babamın beni bilerek aradığını ve bilerek cevap vermediğini anlayarak tekrar telefonu kulağıma dayadım.
"Biliyorum bana kızgınsın ve belki de bir açıklama bekliyorsun veya beklemiyorsun, bilemiyorum ama yapmak zorunda olduğum bir şeydi." diyerek fikir değiştirdim bir anda.Dediğim gibi sevgili Olric, bir babanın kızı olmanın ne demek olduğunu bilmiyorum. "Kötü bir amacımın olmayacağını biliyorsun baba." dedim pes ederek. "Biliyorsun, değil mi?" diyerek beni doğrulamasını istedim hatta.Kulağa yüzsüzce gelebilir fakat ben yanlış yaptığımda beni uyarıp bunun neden yanlış olduğunu bana anlatacak ve belki de bana kızacak bir babam yoktu benim veya savunduğum doğrularımın arkasında durduğunu bana söyleyip varlığının her zaman arkamda olduğunu hissettirecek bir babam da olmamıştı.Onun benim için gerçekte ne hissettiğini veya ne düşündüğünü bilmiyordum.
Ve bana cevabı Olric, yalnızca sessizliği olmuştu, yine.
Keşke baba olmanın kullanma kılavuzu falan olsaydı da en azından bazı babalar, çocuklarına daha iyi bir baba olmak için o kılavuzdan yardım alabilselerdi.Kim bilir kaç çocuğun şansı iyiye dönerdi!
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
Onun sessizliği, benim hayal kırıklığım olduğunda yanıma Günay'ın gelmesini umursamadan ve göz yaşlarım çeneme doğru süzülürken babasından inatla istediğini almaya çalışan küçük bir kız çocuğu gibi bir ayağımı yere sertçe vurmuştum. "Söylesene baba! Hiç olmadık anlarda konuşan sen, şimdi tam konuşman gereken yerde niye susuyorsun?" Günay'da yanımda gerilmişti fakat babamla konuştuğumu anladığında saygı göstererek susma hakkını kullanıyor olsa da kendisini zor tutuyor gibiydi çünkü her göz yaşım gözümden düşüp çeneme doğru kaydığında uzamış ve bakımlı gözüken sakalını sıvazlayarak gözlerini başka yere odaklıyor sonra dayanamayıp tekrar bana çeviriyordu. "Baba...En azından sadece neden diye bile sorabilirdin? Belki dayanamaz sana anlatırdım.Yardım isterdim ve birlikte halletmeye çalışırdık. Ama yanımda olduğunu bilseydim baba, karşımda olduğunu değil."
Perde i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Perde i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Yine cevap vermemesiyle birlikte yapacak başka bir şeyin kalmadığını anlamış fakat onun plakları sevdiğini bildiğimden bir şey demeden telefonu kulağımdan uzaklaştırıp müzik sesinin geldiği yere doğru tutmuştum telefonu ve dinlemesini istemiştim.
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
Bilmediği bir şehirdeydim.Bu sefer yalnızca ruhlarımız değil, bedenlerimizde mesafeliydi ve belki de ilk defa o da bunun farkındaydı.
Hiçbir şeyde gözüm yok
Sen yanımda ol, yeter
Kapkaranlık odama
Mehtap gibi dol, yeter
Hiçbir şeyde gözüm yok
Sen yanımda ol, yeter
Kapkaranlık odama
Mehtap gibi dol, yeter
Yağmur vururken cama
Dalarken gece gama
Özleyen kollarıma
Usulca sokul, yeter
Yağmur vururken cama
Dalarken gece gama
Özleyen kollarıma
Usulca sokul, yeter
Sızlayan her yerimin
Şu çileli serimin
Sahipsiz dertlerimin
Çaresini bul yeter
Sızlayan her yerimin
Şu çileli serimin
Sahipsiz dertlerimin
Çaresini bul yeter
Yağmur vururken cama
Dalarken gece gama
Özleyen kollarıma
Usulca sokul, yeter
Yağmur vururken cama
Dalarken gece gama
Özleyen kollarıma
Usulca sokul, yeter
---🐞---
*Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna alıntı.
Yazar: LAILA
BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;
INSTAGRAM: qteang
TWITTER: qteangg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAĞIR KULAĞA AĞLAMAK
RomanceHER GÜN AYNI SAATTE YENİ BÖLÜMLER PARTLAR HALİNDE GÜNCELLENİYOR! ---------------------------------------------------------- ACIDAN DOĞAN ACINASI VARLIKLAR SERİSİ -SAĞIR KULAĞA AĞLAMAK: Bir annenin rahmine düşen benlik, öğrendiği gerçekler karşısında...