22.BÖLÜM: GEÇMİŞİN TABLOSU...

3 0 0
                                    

22.BÖLÜM: "GEÇMİŞİN TABLOSU..."              (Part3)

-Cam bir fanusa kapatılan anılarım, artık kan kusuyorlardı.

Tarih: Geçmişin İzleri.

Saat: 18: 20.

İpek, odanın kapısını açık bıraktığı için koridorun lambası burayı da vurarak odanın biraz olsun aydınlanmasını sağlamıştı. Bu sayede odanın her yerini daha net bir şekilde görebiliyordum fakat gözlerim süreli yarısı karanlıkta ve yarısı da aydınlıkta kalmış olan fotoğraflardaydı; Bu fotoğraflar sadece Nazlı ile Günay'dan değil, İpek, Yağız ve tanımadığım diğer insanlardan da oluşuyordu.

Günay'ın geçmişi, bir örümcek ağı gibi sürekli beni yakalıyor ve bir anda karşıma çıkan örümcek ise ağına yakalandığımı fark eder etmez beni ağına daha çok dolayıp buradan çıkmamı engelliyordu, girdap ya da bir örümcek ağı, buna ne derseniz deyin Günay'ın geçmişi bir şekilde beni yakalayıp içine hapsetmeye devam ediyordu.

Buradan kurtulmak için her çırpındığımda daha çok derine batıyor, daha çok kayboluyor ve daha çok boğuluyordum. Burası artık beni korkutuyordu.

Bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi İpek ile vedalaşıp evden çıkmıştım fakat beynim o öyle bir sis bulutu tarafından kaplanmıştı ki bana arabaya kadar eşlik eden Selim'in bile neler söylediğini duyamamış, sadece gülümsemekle yetinmiştim.

Karanlık olan yol keskin virajlarla doluydu ve ben yola çıkar çıkmaz bir anda bastıran yağmur, beni daha çok zorlamaya yetmişti. Beynimin etrafı öylesine bir sisle kaplıydı ki kısık sesli olan müziğin sesini bile doğru düzgün duyamıyordum.

Yol oldukça müsait olduğundan arabayı tek elle kullanıyor, boşta kalan diğer elimin dirseğini ise cama yaslamış, elimi kafamın üzerine koymuş aheste bir şekilde yolculuk ediyordum. Virajlar bu kadar keskinken ve yağan yağmur şiddetini iyice göstermişken bu delicesine rahatlık bana nereden geliyordu, bilemiyorum ama biraz rahatlamaya ve yarının güneşinin doğmasına ihtiyacım vardı.

Kapının kilidini açar açmaz evin sessizliği beni karşılamış, evden çıkarken kapatmadığım perdelerden yansıyan sokak lambaları ise biraz olsun evimin hapsolduğu karanlıktan kurtarmaya çalışmışlardı. Anahtarı kapıdan kurtarır kurtarmaz kapıyı arkamdan kapatıp ayaklarımdaki puf puflarla salona girip televizyonu açtım ve sesini yükselttim.

Düşüncelerime nazaran televizyondan gelen sesleri dinlemeyi tercih ederdim.

Odama gidip üzerimi değiştirip pijamalarımı giydiğimde ise bugünün yorgunluğunu üstümden atmaya çalışır gibi tekrar salona gittim ve perdeleri kapatıp ışıkları açtım. Her ne kadar televizyon programlarını takip etmesem de yorgunluktan dolayı koltukta yayıldım ve üstüme pikeyi çekerek ilgimi çeken bir kanalda durup izlemeye başladım.

Gözlerim her ne kadar televizyonda olsa da tüm dikkatimi oraya veremiyordum. Düşünemeyecek durumda olan beynim bile bana karşı koyuyorken, hala gözlerimin önünden o oda, tablo ve fotoğraflar gitmiyordu.

Odadan çıkmadan önce İpek'e çaktırmadan elimde tuttuğum fotoğrafı katlayıp cebime koymuş, pijamalarımı giyerken ise fotoğrafı elime sıkıştırmıştım. Yumruk halinde ki elimi açtım ve güzel bir şekilde katladığım fotoğrafa tekrar göz gezdirdim; İkisi de önlerindeki masaya yayılmışlar, Günay her zaman ki dağınık saçlarının üstüne bere takmış ve haylaz bir şekilde gülüyorken, Nazlı ise aynı haylazlıkla gülerek Günay'ın kafasını ısırmaya çalışıyordu.

Diğer resimlere nazaran, bu resimde gözlerime daha sempatik gelmişlerdi.

Günay'ı bu kadar mutlu görmek benim de içten içe gülümsememe sebebiyet vermişti. Bu yaptığım doğru bir şey miydi bilmiyorum ama Araf'ta asılı kalmış gibi hissediyordum kendimi fakat beni bu kadar kararsız bırakan şeylerin ne olduğu ise meçhuldü.

Titreşime aldığım telefonun titreşmesiyle birlikte tüm dikkatim oraya doğru yönelirken, fotoğrafı elimden hiç bırakmayıp önümdeki sehpaya doğru uzandım ve kimin aradığına bile bakmadan açıp, telefonu kulağıma dayadım.

"Çığlık abla?" Sanırım bugün günlerden Geçmiş idi. Geçmişin izleri her an ve her yerden çıkabilmek için zaman kolluyorlar gibiydi ki şimdi de peşimi bırakmayarak karşıma dikilmişlerdi.

 Geçmişin izleri her an ve her yerden çıkabilmek için zaman kolluyorlar gibiydi ki şimdi de peşimi bırakmayarak karşıma dikilmişlerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---🐞---

Yazar: LAILA

BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;

INSTAGRAM: qteang

TWITTER: qteangg

SAĞIR KULAĞA AĞLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin