17.BÖLÜM:"KUPA 9'UN SIRRI..." (Part1)
-Maça Ası ve Kupa 9...
Tarih: Umudun Son Kırıntısı.
Saat: 06: 06.
Yürüdüğüm yolun kenarında bulunan her bir yanan mumu üfleyerek söndürdüm ve arkamda bıraktıklarımın karanlığa hapsolmasını sağladım.
Bu yol, son bir yanan mum kalana kadar devam edecek gibi duruyordu ve ben her an karanlığa aldırmadan arkamı dönüp kaçacak gibiydim. Artık Günay'ı yanımda istiyordum. Zaman benim için en değerli şey haline gelmişti çünkü vakit ilerledikçe onsuz kaldığımda değişen her şey canımı yakamaya devam ediyordu.
Birkaç şey daha konuşulduktan sonra herkes araçlara bindi ve havalimanına doğru gitmeye başladık. Yolculuğumuz sırasında İstanbul'un emri üzerine çoktan özel uçaklar bizim için hazırlanmaya başlamış ve bizim gelmemizi beklemeye başlamıştı.
Ben ise gözlerimi ayırmadan arabaya binmeden önce İstanbul'un adamlarından birisinin Günay'ın arkasından bırakılan kartı bana vermesiyle tüm dikkatim ondaydı.
Şansın seçtiğim kartta değil, bunda olduğunu düşünüyordum. Bunun nedeni sanırım Günay'ın bulunduğu yerde bulunmasıydı ki ben bu kart yerine olsam, sanırım kendimi en şanslı kart sayardım.
Sabırsızlığımdan mıdır nedir bilemem ama yol gözümde uzayıp durmuş ve bir türlü bitmek bilmemişti. Umudumun son kırıntısını kullandığım gibi sabrımın da sınırlarındaydım.
"İstanbul büyük bir yer altı örgütünün liderlerinden birisidir," dedi Yağız bana hitaben. Gözlerimi karttan alıp ona çevirdim. Uyuyan İpek'in saçını okşuyordu. "Bu yüzden ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin kör, sağır ve dilsiz gibi olmayı unutma. Unutma, tek bir yanlışın sana değil Günay'a zarar verir. Onun ismini verdiğin için buradasın. İpek sana ne kadar bahsetti bilemem, bende çok bir şey bahsetmeyeceğim çünkü gerisini Günay'dan öğrenmen daha iyi olur. Yalnızca şunu unutma..." diyerek İpek'e diktiği gözlerini bana çevirdi ve tam gözlerime baktı. "...Eğer yaşadıklarımızdan dolayı biraz aklını kullanmışsan anlamışsındır diye düşünüyorum ama Günay, İstanbul için çok önemli bir yere sahip. Bu yüzden dikkat et, acısını senden çıkartmasın. Açık konuşmak gerekirse eğer, sana ne olduğu umurumda değil ama Günay, her zaman ki öngörüsünü kullanarak seni bana emanet etmişti ve o da bilir ki ben asla onu çiğnemem. Bu yüzden bu dediklerimi aklından çıkartma ve ölmemeye özen göster..." Daha sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi tekrar İpek'e dikti gözlerini. "En azından Günay gelene kadar ve sevgilim senin ölümünü kendi gözleriyle görmeyecek kadar uzakta olana dek..."
Dediği çoğu yerde şaşırsam da çok da benim için hayal kırıklığı etkisi yaratmamıştı. İpek'ten öğrendiğim ve kendim gözlemlediğim kadarıyla kötü şeyler olduğunu veya olacağını biliyordum. Ayrıca şuan benim için en önemli şey Günay'dan haber almak ve Sevgi'yi kurtarmaktı.
Bu yüzden soğukkanlılığımı koruyup camdan dışarısını izlemeye devam ettim.
Eğer Yağız olmasaydı, ben hala evimde alkolik bir şekilde haber bekliyor ya da videodaki adamın benimle dalga geçip kukla gibi oynatmasına izin veriyor olabilirdim. Bu yüzden ne Yağız ne de İstanbul'a kızacak, hesap soracak halim yoktu.
Doğruyu söylemek gerekirse onlar hakkında daha fazla bilgi de öğrenmek istemiyordum, en azından şimdilik. Şu an tek odaklanmak istediğim şey Günay ve Sevgi'ydi. Onların peşinden gittiğimize göre, ikisinin de yaşıyor olduğuna inanmak istiyordum.
Geri kalan her şeyi daha sonrasında halledebilmek için bırakabilirdim.
---🐞---
Yazar: LAILA
BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;
INSTAGRAM: qteang
TWITTER: qteangg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAĞIR KULAĞA AĞLAMAK
RomanceHER GÜN AYNI SAATTE YENİ BÖLÜMLER PARTLAR HALİNDE GÜNCELLENİYOR! ---------------------------------------------------------- ACIDAN DOĞAN ACINASI VARLIKLAR SERİSİ -SAĞIR KULAĞA AĞLAMAK: Bir annenin rahmine düşen benlik, öğrendiği gerçekler karşısında...