10.BÖLÜM: "RUHTAKİ CESET..." (Part5)
-O ince çizgi...
Tarih: İpteki Cambaz.
Saat: 12:00.
"Ölüm nedir?" Nerdeyse yarım saat önce kahkahalarla bizi güldüren kızdan bu tür bir sorunun gelmesi beni şaşırtmış olmalıydı ki gözlerimin irice açıldığını ve kaşlarımın şaşkınlıktan yukarıya kalktığını fark etmiştim. Kendime gelmek ve sorunun cevabını düşünebilmek için bize biraz zaman verdim. "Benim annem öldü." Kucağımda duran küçük ve kırılgan bedenden çıkan birkaç kelime yüreğimin duraklamasına ve nefesimin kesilmesine neden oldu. "Benim annem öldü ve ben, ona ne olduğunu bilmiyorum. Rüya..." deyip durakladı. Rüya, o her zaman iyi anlaştığı yakın arkadaşlarından birisiydi. "O... Annesini çok seviyor. Okula her geldiğinde, annesinin onu bırakıp geri gelmeyeceğinden endişelendiği için sürekli ağlayıp duruyor. Bu yüzden Rüya her sabah okula geldiğinde, öğretmenimiz ona küçük bir şeker verip güldürmeye çalışıyorlar. Ayrıca akşamları, gitmemize yakın ,annesini okulun kapısında bekliyor. Gelecek ay Mayıs'a gireceğiz ve temamız Anneler Günü. Şimdiden etkinliğimizle ilgili çalışmalar yapabilmek için iş bölümü bile yaptık; Çığlık abla o kadar çok güzel şeyler vardı ki... Ada mesela, o annesiyle birlikte yemek yapacak. Devrim annesiyle birlikte etkinlik günü şarkı söyleyecek, şimdiden çalışmaya bile başlamışlar. Ekim, Mete, Çisem, İclal ve diğerleri de öyle, şimdiden hepsi anneleriyle birlikte çalışmaya başlamışlar bile. Herkes bugünü sabırsızlıkla bekliyor. Bana ne geldi peki, biliyor musun?" dedikten sonra cümlesinin sonuna kadar gözünü benden kaçırmayan Sevgi, sanki artık hislerini görmemi istemiyormuş gibi gözlerini benden kaçırıp parmaklarına çevirdi ve oynamaya başladı. "Anneme bir mektup yazıp etkinlik gününde bunu okumam gerekiyor," dedi düşünceli bir sesle. "Bende ne yazabilirim diye öğretmenime sordum. Onunla paylaştığımız anılardan birkaçını anlatabilir, ona karşı olan sevgimi yazabilirmişim. Sonra gidip arkadaşlarıma sordum; Mete mesela, annesi zambakları çok sevdiği için babasıyla birlikte zambak alıp sürpriz yapacaklarmış. İclal'de annesiyle birlikte lunaparka gitmekten çok hoşlanıyormuş. Atlı karıncaya birlikte biniyorlar sonra da annesi ona dondurma alıyormuş. Ama..." Sustu ve durdu. Gözlerini kırpıştırdı ve bana baktı. Benimde göz pınarlarıma yaşlar dolmuş, akmayı bekliyorlardı fakat izin vermedim. "Ama benim annem, ben çok küçükken ölmüş Çığlık abla. Benim annemle hiçbir anım yok ki ben şimdi ne yazacağım o kağıda? Ben annemin sesini hiç duymadım. Annem bana hiç kızmadı, küsmedi. Elimden hiç tutmadı, yanağımı hiç okşamadı ve saçlarımı, o saçlarımı da hiç örmedi biliyor musun? İclal'in annesi, her gün İclal'in saçını farklı şekillerde toplayıp, örüyor. Sırf bunun için, annesi sabahları erkenden kalkıyormuş. Ben bunların hiçbirini yaşamadım. Yaşamadığım şeyi nasıl yazacağım? Annem ben çok küçükken ölmüş. Bu yüzden onu sadece fotoğraflardan ve babamın anlattığı birkaç şeyden biliyorum. Ama ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Hissetmediğim şeyi nasıl yazacağım? Annen öldüğünde sen çok ağlamıştın Çığlık abla. Çünkü senin bir annen vardı; Anılarınız vardı, seviyordunuz da birbirinizi. Bir çocuk, annesine karşı ne hisseder bana söyler misin? Sen söyle ki ben de yazabileyim." Sevgi'yi kendime çektim ve sarıp sarmaladım.
O küçük bedeninin içinde ki ruha sığdırdığı acısını almak ve içime koymak istedim. Annem bir köşeden bize buruk gülümsemesiyle bakıyor, diğer bir köşede duran Olric ise sessizce bize bakıp ağlıyordu.
---🐞---
Yazar: LAİLA
BENİ TAKİP EDEBİLMEK İÇİN;
INSTAGRAM: THE_LAILA
TWITTER: THE_LAILA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAĞIR KULAĞA AĞLAMAK
RomansaHER GÜN AYNI SAATTE YENİ BÖLÜMLER PARTLAR HALİNDE GÜNCELLENİYOR! ---------------------------------------------------------- ACIDAN DOĞAN ACINASI VARLIKLAR SERİSİ -SAĞIR KULAĞA AĞLAMAK: Bir annenin rahmine düşen benlik, öğrendiği gerçekler karşısında...