2.24 Hırsların Kurbanı✾

277 36 61
                                    

Herkese Merhaba! Bölümü okuyanlar en azından kendilerini belli etmek amacıyla oy verebilir mi? Ayrıca yorum görürsem çok mutlu olurum. Lütfen varlığınızı belli edin, gösterin!

●EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA BENİ TAKİP EDİN! BÖLÜM DUYURUSU YAPIYORUM!

Yayın Tarihi: 28.10.2021 (00:14)

Bölüm Şarkısı: ShamRain - Sound Of Snow

İyi Okumalar!

Lussamus Krallığı - Omae

Tamerin

Tamerin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlık bir koridorda koşuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlık bir koridorda koşuyordum. Nefes nefeseydim. Arkamda bağıran çığlıklara kulaklarımı tıkıyamıyordum, onları bastıramıyordum. Çığlıklar artıyordu. Anlayamadığım kelimelerde bağırıyorlardı. Bilmediğim dillerde atılan çığlıkların tek bir anlamı vardı. Yardım et, bu zalimliği durdur! Nedenini anlamamıştım. Yapabildiğim tek şey kaçmaktı. Karanlığa teslim olmamak için direniyordum. Kurtulmalıydım. Bir çıkış yolu olmalıydı.

Koridorun sonunda kartal oyması işlenmiş ahşap kapı görmüştüm. Karanlığı aydınlatıyordu altın yaldızları. Büyük ihtişamla karşımdaydı, buraya sığın der gibiydi. Arkama baktığımda karanlıktaki bedenleri gördüm. Uzansalar beni kendilerine çekivereceklerdi. Tırnakları uzun, kapkara canavarlardı. Kapı kolunu tuttum. Kapıyı açıp içeri girdim. Nefes nefese başımı dayadım. Bu berbat bir kabustu. Kapıyı açıp içeri girdiğimde kurtulmuştu. Yutkundum, başımı kaldırdım. Arkamı döndüğümde şaşkındım. Abrek'le evli olduğum zamandaki yatak odamdaydım. Buraya nasıl gelebilmiştim? Yatağa bakınca bedenim ürpermişti. Birçok anı beni sarmıştı. Çığlıklarım kulaklarıma dolmuştu.

Birkaç adım attım, gümüş çerçeveli boy aynasında kendime baktım. Siyah saçlarım açıktı, belime kadar geliyordu. Abrek'in doğum günümde diktirmiş olduğu buğday tenime yakışan kırmızı ipek elbise üstümdeydi. Gerginlikten boynumu tuttum, dudaklarımı ısırdım. Bu kapının açılmamasını dua ediyordum. O gelmesindi. Yaralanmış ruhum ne zaman kendisine işkence etmek istese onu çağırıyordu. O ise her daim geliyordu. Sanki ölmemişti, hala hayatımdaydı. Lanetlenmiş ruhu benden kopamıyordu. Bundan nefret ediyordum.

Gazap Tanrısı'nın ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin