1.7 Gelecek İçin Savaşmak❈

469 55 166
                                    

Herkese Merhaba! Bölümü okuyanlar en azından kendilerini belli etmek amacıyla oy verebilir mi? Ayrıca yorum görürsem çok mutlu olurum. Lütfen varlığınızı belli edin, gösterin!

●EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA BENİ TAKİP EDİN! BÖLÜM DUYURUSU YAPIYORUM!

Yayın Tarihi: 03.10.2020 (23:48)

Bölüm Şarkısı: Blackbriar - Mortal Remains


Lussamus Krallığı - Reme

Venira

Elimdeki minik gümüş çekiç kolyeye bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimdeki minik gümüş çekiç kolyeye bakıyordum. Abim vermişti. Tutuklanmadan önce vermişti ve bu minik kolyenin beni hep koruyacağını söylemişti. Bu kolye onu hep korumuştu, o öyle söylemişti. Babamdan ona kalmıştı şimdi de bendeydi. Bu çekiç Gazap Tanrısı'nın sembollerinden birisiydi. Gücü ve yapıcılığı temsil ediyordu. Zaman zaman minik kutusundan çıkarıp bakıyordum. Gücünü hissediyordum. Gazap Tanrısı'nın yanımda olduğuna inanıyordum. Benimle olmasını istiyordum. Gelecek için yapacaklarım adına büyük bir güç lazımdı. Bu güçle her şey değişebilirdi.

Minik kolyeyi öptükten sonra tekrardan yerine koydum. Ablam ve kardeşim bu kolyenin varlığından habersizlerdi. Ablam bilseydi kızardı, 10 yıl önce neden satılmadı diye konuşur dururdu. Annemin ve abilerimin idamından sonra buraya geldiğimizde elimizde her şeyi satmıştık. Değerli olan ne varsa elimizden kayıp gitmişti. Annemin elbiseleri, takıları, bizim kıyafetlerimiz. Babamdan hatıra olarak kalan kılıç takımları, hançerler. Hepsi satılmıştı ama bizi idare edememişti. Para bitince de gerçek sefilliğin ne demek olduğunu görmüştük. Cupuer kanı taşıyorduk, insanların hayran olduğu Prens Tyber'in çocuklarıydık ama rezil bir köleden farkımız yoktu. Kral Azamet yüzünden hiçbir asil bize yaklaşmıyordu, korkuyordu. Köleler ve azatlıklar dalga geçiyordu. Küçük bir evde 3 çocuk yaşamaya çabalamıştık. Ablam pazarlarda bir şeyler satarken ben Abrek'in yanında kalıyordum. 10 yaşındaydı, korkuyordu. Öldürülmekten çok korkmuştu ve beni sürekli yanında tutuyordu. Bu korkuyu anlıyordum. Azamet, Tyber'in oğulları öldürülecek demişti ve biz iki kızı da sürgüne göndermeyi tercih etmişti. Abrek küçük olmasaydı o da öldürülecekti. Gerçekten zor şeyler yaşamıştık.

Kapım tıklandı gel dedim. Gelen köle kız Acamas idi. Kahverengi saçları örülüydü, çilli yüzünde bana saygılı bir ifade vardı."Ne oldu, Acamas?" dedim.

Acamas "Domina, Domini Abrek tarafından odasına çağrılıyorsunuz. Yatak odasında sizi bekliyor." dedi ve odadan çıktı.

Erken dönmüştü. Dışarıda yemek yiyeceğini söylemişti. Herhalde fikrini değiştirmişti. Eh, iyi olurdu. Biraz ailesine vakit ayırmasını istiyordum. Tamerin ile tanıştığından beri sürekli olarak aklı o azatlıktaydı. Ne buluyordu onda anlamıyordum. Yalancının tekiydi, değersizdi. Bir çamurdu, eline bulaştığında lekesi kalacaktı. Ondan vazgeçerse önündeki fırsatları görebilecekti. Vali'nin kızıyla evlenirse gücü hissedecekti ve hakkı olan tahtın önü açılacaktı. Abrek kral olması gereken kişiydi. Azamet'den daha iyi yönetirdi çünkü yanında ben ve ablam vardı. Üç kardeş ülkeyi güzelce yönetirdik. Şanlı Kartal, en yükseklerde olurdu.

Gazap Tanrısı'nın ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin