Wattys'2022&2021 Yarı Finalisti/WattpadFantasyTr Krallıktan Akan Asalet Kategorisi!💜
SERİNİN TÜM KİTAPLARI AYNI ÇALIŞMADADIR!
İnancın ve büyünün karıştığı topraklarda dört büyük yaratıcının kaderlerini değiştirdiği beş farklı kişi yaşıyordu. Bu beş...
Herkese Merhaba! Bölümü okuyanlar en azından kendilerini belli etmek amacıyla oy verebilir mi? Ayrıca yorum görürsem çok mutlu olurum. Lütfen varlığınızı belli edin, gösterin!
●EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA BENİ TAKİP EDİN! BÖLÜM DUYURUSU YAPIYORUM!
Yayın Tarihi: 18.09.2020 (18:35)
Bölüm Şarkısı: Ruelle - Monsters
İyi Okumalar!
❈
Lussamus Krallığı - Reme
Tamerin - Yaş:19
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gün doğmadan uyanmıştım. Kül Tanrıçası'nın bereket amacıyla ateşinin közünü savurduğu gündü ve bu kutlanacaktı. Kahvaltıdan sonra hazırlanmaya başladım. Tanrıça'nın huzurunda en temiz ve en güzel kıyafetlerimiz giymemiz şarttı. Tanrıça'nın huzurunda kimse çirkin gözükemezdi. Ben de kendi paramla satın aldığım koyu mavi, kalın askıları olan elbisemi giymiştim. Siyah saçlarımı yavaş yavaş tarıyordum. Bugün için özel bir dilek hakkımızda vardı. Tanrıça közlerini savurduğu için insanlara en yakın olduğu zaman derlerdi. Dilekleri duyardı, gerçekleştirirdi. Ben ise ne dileyeceğime henüz karar vermemiştim.
Bu kararsızlığı yüzünden geçmiş yıllarda dilek dilemiyordum. Çevremdeki insanlara ise dilek diledim elbette diyordum. Zengin olmayı diledim demem ise onları memnun ediyordu. Özellikle ailem benim dilek dilemem için çok ısrarcıydı. Sanki Kül Tanrıçası beni özellikle duyacaktı. Çok saçmaydı! Benim gibi önemsiz bir azatlığı duyup ne yapacaktı? Yaratıcıların da insan ayırdığına inanıyordum. Köleler ve azatlıklar onların gözünde önemsiz olmalıydı. Efendiler ise en önemlilerdi. Onların rahat yaşam koşullarından bu belli oluyordu. Durum bu iken dilek dilemek anlamsızdı. Zaten istediğim her şeye sahip sayılırdım. Beni seven insanlar vardı. Bu gerçek zenginlikti. Geri kalan her şey önemsizdi.
Kapı açıldığında arkamı döndüm. Gelen ablam Ruhsane idi. Onunla çok az benziyorduk. ben esmerdim. Siyah saçlarım, kahverengi gözlerim ve buğday tenim vardı.O ise sarışındı. Sapsarı saçları, beyaz teni ve yeşil gözleri vardı. Bugün için oldukça hoş gözüküyordu. Saçlarını topuz yapmıştı, boyundan bağlamalı kırmızı bir elbise giymişti. Ela gözleri bana donukça bakıyordu. O ve kız kardeşim Nuscha aynı odada kalırken ben kiler odası olarak kullanılan küçük bir odada kalıyordum. Babamın bana olan ayrıcalığının göstergesiydi. Ona göre kız kardeşlerimle uyumayacak kadar özel bir çocuktum. Bunun nedenini de anlayabilmiş değildim. Her neden yapıyorsa ablamla aramı bozduğu kesindi. Ablamın bana olan tavırları sertti.
Ablam sertçe "Hala hazırlanamamışsın." dedi.
"Saçıma ne yapacağıma karar veremedim. Sanırım örgü istiyorum. Saçlarımı örer misin, abla?" dedim. Hayır derse hiç alınmayacaktım. Her zamanki huysuz Ruhsane diyecektim."Lütfen." diye mırıldandım.