Herkese Merhaba! Bölümü okuyanlar en azından kendilerini belli etmek amacıyla oy verebilir mi? Ayrıca yorum görürsem çok mutlu olurum. Lütfen varlığınızı belli edin, gösterin!
●EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA BENİ TAKİP EDİN! BÖLÜM DUYURUSU YAPIYORUM!
Yayın Tarihi: 22.09.2020 (16:43)
Bölüm Şarkısı: "Turns You Into Stone" (feat. Fleurie) // Produced by Tommee Profitt
Aşağıda birkaç kişinin kolajı var. :)
Bu bölüm ise weepingqueen için. Bu karakteri biliyorsun, neler yapacağının farkındasın. :)
İyi Okumalar!
❈
Lussamus Krallığı - Reme
Venira - Yaş:22
Dizili olan mumları yavaş yavaş yaktım. Gümüş heykelin önünde güçlü bir aleve sahiplerdi. Heykel minikti. Kanatları açık bir kadındı. Saçlarının bir kısmı açıkta kalan göğsünü kapatıyordu. Yüzünde bilge bir bakış vardı. Kül Tanrıçası'nın bu minik heykelini seçmiştim. En son onun adına kutlamalar yapıldığı içindi. Şimdi ise benim önümü açacaktı, geleceği gösterecekti. Evet, bu yasaktı. Bu karanlık ve rutubetli odada yakalansam direk yakılırdım. Din asla büyü adına kullanılamazdı. Fakat ben buna çekiliyordum. Çocukluğumdan beri diğerlerinden farklıydım. Mesela kimi zaman aklımdan geçen herhangi bir düşünce ertesi gün gerçek oluyordu, rüyalarımda gelecek karşıma çıkıyordu. Bu yol beni kendisine çağırıyor iken karşı koyamazdım. Üstelik ailemi koruduğum diğer yollardan birisi buydu.
Adaçayı tütsüsünü yaktım. Koku odaya yayılırken rahatlamıştım. Gerginlik üstümden gitmişti. Yanlış bir şey yaptığımdan dolayı gergin değildim. Gerginliğimin nedeni büyük ihtimalle göreceğim görüdendi. Hoşuma gitmeyeceği için Tanrıça beni uyarıyordu. Görmek zorundaydım. Başıma ağrılar girse bile mecburdum. Bu görüyü görecektim. Kuruttuğum lavantayı muma doğru tutmuştum, ucu yanmaya başlamıştı. O yanarken önümdeki siyah kaseye attım. Kül olasıya kadar beklemiştim. Sonra su dolu sürahiyi almıştım. Suyu yavaş yavaş dökerken "Kül Tanrıçası, lütfen bana geleceği göster. Biliyorum gördüğümden hoşlanmayacağım, beni uyarıyorsun ama mecburum. Ailemi korumam için görmem lazım." dedim. Sürahiyi bırakmıştım. Şimdi her şey hazırdı. İşaret parmağım gümüş opal taşlı yüzüğü parmağıma takmıştım. Herhangi bir kötülükten beni bu yüzük korurdu. Bunun gibi birçok yüzüğüm vardı ve hepsini özel birisi yapmıştı. Ellerimi suya soktum. Gözlerimi yavaşça kapadım.
Geldiğim yer bambaşka bir yerdi. Görkemli saraydı. Koridorda altın çerçeveli tablolar mevcuttu. Bu tablolarda ülkemizin tarihi anlatılıyordu. Gösterişli bir saraydı. Taçlı Kartal'ın gücü hissediliyordu. Fakat neden bu kadar ıssızdı, neden bu kadar sakindi? Bu saray asla bu kadar boş olamazdı. Her daim kalabalık olurdu, etrafta koşturan insanlar görürdüm. Şimdi ise bu ıssızlığı iyi değildi. Taht salonunun kapısına gelmiştim. Ahşap, oymalı bordo kapı kapalıydı. Altın yaldızlı kapı kolunu tuttum. Açma diyen boğuk fısıltı duymuştum ama açmak zorundaydım. Elim titrerken kapıyı yavaşça açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gazap Tanrısı'nın Çocukları
Ficción históricaWattys'2022&2021 Yarı Finalisti/WattpadFantasyTr Krallıktan Akan Asalet Kategorisi!💜 SERİNİN TÜM KİTAPLARI AYNI ÇALIŞMADADIR! İnancın ve büyünün karıştığı topraklarda dört büyük yaratıcının kaderlerini değiştirdiği beş farklı kişi yaşıyordu. Bu beş...