2.22 Tanrıça'nın Kırbacı✾

349 34 61
                                    

Herkese Merhaba! Bölümü okuyanlar en azından kendilerini belli etmek amacıyla oy verebilir mi? Ayrıca yorum görürsem çok mutlu olurum. Lütfen varlığınızı belli edin, gösterin!

●EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA BENİ TAKİP EDİN! BÖLÜM DUYURUSU YAPIYORUM!

Yayın Tarihi: 09.10.2021 (23:53)

Bölüm Şarkısı: Shaimrain - Raindrops

İyi Okumalar!

Saevthas Krallığı - Khahra

Kaveh

Esen rüzgar saçlarımı savuruyordu, yağan yağmur yüzüme vuruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Esen rüzgar saçlarımı savuruyordu, yağan yağmur yüzüme vuruyordu. Başımı öne eğmiştim. Üşüyor olmak, hastalanmak umurumda değildi. Düşüncelerim arasında kaybolmuştum. Şaşılacak bir durum değildi. Doğrularla yanlışların birbirine karıştığı hayatımda kendi yolumu bulamamıştım. Bir zamanlar bulduğumu sanmıştım. Sözde planım Saevthas'ın en saygın adamı olmaktı. Kral olmak veya olmamak umurumda değildi. Sonuçta bu topraklarda taçsız krallar vardı. Ben de onlardan birisi olacaktım. Herkes bana imrenecekti, herkes hayatıma gıpta edecekti. Başarılı olmuştum. Saevthas sınırlarını savunmuş, ülkemde cesaretim ve askeri dehamla övülmüştüm. Aile yaşantım bile diğer Rekistaanlar gibi olmadığı için ayrı bir konu olmuştu. Tam anlamıyla imreniliyordum.

Her şey bu kadar güzelken dengemi bozacak bir şeyler olmuştu. Yaratıcılar oyun oynamıştı. Bana acımamıştı. Zaten en başından beri acınmıyordum. Yüzümde büyük bir yara izi vardı. Sanki yaratıcıların karşıma çıkaracak oyunları hatırlatırcasına çizikti yanağım. Pütürlü yara izine dokundum, gülümsedim. İşin tuhaf tarafı acı çektikçe güçlü hale geliyordum. Güçlendikçe sınırları kaybediyordum. Bu güçle ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Büyük güç, büyük sorumluluk demekti. Bu sorumluluk Saevthas için miydi? Hayır, böyle hissetmiyordum. Başka bir şey için güçleniyordum. Ne olduğunu hain oyunlar oynayan yaratıcılar bilirdi.

Derin bir nefes aldım, gök gürledi. Yağmur şiddetini artırmıştı, damlalar daha hızlı düşüyordu. Dengemin bozulmasından memnun değildim. Neden abim gibi benim de planladıklarım olmuyordu? O her daim kendi planlarına güvenirdi, kendi planları olurdu. Bana gelince benim kendi hayatıma dair sözüm bile olmuyordu. Başkaları benim adıma karar alıyordu. Lanet olasıca! Sorun bende miydi, çevremdeki insanlarda mıydı anlayabilmiş değildim. Özgür geçen yıllarım Reme'ydi. Reme sonrasında hayatımı yönetmekte berbat olmuştum. Aldığım kararlar felaketle sonuçlanıyordu, başkalarının aldığı kararlarda savruluyordum. Bir gün bu değişecekti, hissediyordum.

Efendi Kaveh sesiyle arkamı döndüm. İçeri girmeyecek misiniz, hanımım hastalanmasın dedi demişti. Gir içeriye, geliyorum dedikten sonra kız gitti. Dijan. Ona üzülüyordum ve acıyordum. Böyle bir hayatı hak etmiyordu. Kesinlikle etmiyordu. Tek arzusu mutlu bir aile ve benim kral olmamken mahvolmuştu. Abimle olan çekişmem sonucu bebeğini aldırmıştı. Bir anneye bebeğini öldürtmenin verdiği yük omuzlarımda olacaktı. Kendi evladımı kaybettiğim için Dijan'a bir yanım kızıyordu. Onu bu hale getiren ben olsam bile kızıyordu. Masum bir bebeğin suçu yoktu, beni bu şekilde cezalandıramazdı.

Gazap Tanrısı'nın ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin