3.22 Ruhun Her Daim Kırık✵

198 19 30
                                    

Herkese Merhaba! Bölümü okuyanlar en azından kendilerini belli etmek amacıyla oy verebilir mi? Ayrıca yorum görürsem çok mutlu olurum. Lütfen varlığınızı belli edin, gösterin!

●EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA BENİ TAKİP EDİN! BÖLÜM DUYURUSU YAPIYORUM!

Yayın Tarihi: 05.05.2022 (00:15)

Bölüm Şarkısı: Katy Perry - The One That Got Away

İyi Okumalar!

Naymahaen - Petur

Venira

Tıp, tıp, tıp

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tıp, tıp, tıp.

Oturduğum yerde ileri geri yavaş yavaş kendimi sallıyordum. Küçük bir hücrenin içindeydim, rutubet ciğerlerime doluyordu. Duvarın en üst kısmında küçük bir pencere vardı, pencerede ışık süzülüyordu. En köşeye sinmiştim. Korku ruhumu sindirmiş, çaresizlik bedenimi harekete geçirmiyordu. Sonumu bekleyen bir kurbandım. Alsınlar ve götürsünlerdi. Bu işkence bitsindi.

Tıp, tıp, tıp.

Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. Bir şekilde bu kara çukura düşmüştüm. Çaresizliği iliklerime kadar hissederken acı dört bir yanımı sarıyordu. Bu sona nasıl geldiğimi bilmiyordum. Hak etmediğime inanıyordum. Şu zamana kadar attığım her adımı inandığım değerler için atmıştım. Şimdi değişen neydi? Benim gibi birisinin sonu bu mu olacaktı? Komikti, çok komik. Ben Cupuer Prensesi, Naymahaen Kraliçesi, Bartan'ın biricik aşkı Venira'ydım. Her daim sadakat için savaşandım. Benim sonum bu olmamalıydı.

Tıp, tıp, tıp.

Gözlerimi kısıp tavana baktım. Bu ses sinirlerimi iyice germişti. Su damladığını sanıyordum ama hayır, su değildi. Kıpkırmızı kan sızıyordu tavandan. İlk önce tavanda damla şeklinde oluşuyor sonra yerdeki gölcüğe düşüyordu. Üç damla damlayıveriyordu. Kan nasıl sızabilirdi? Yutkundum, başımı iki yana salladım. Nereye düşmüştüm? Dizlerimi karnıma çektim, başımı dayadım. Odaklanmalıydım. Başıma gelenleri hatırlamıyordum.

Tıp, tıp, tıp.

Olmuyordu. Hatırlayamıyordum. Üstelik bu ses gittikçe sinirimi bozuyordu. Çıkmam lazımdı. Karanlık hücreden kurtulmalıydım. Ayağa kalktım, kapıya gittim. Kapıyı açabilmiştim. Kilitli olmaması şaşırtıcıydı. Arkama baktığımda yerdeki kan gölcüğünün odayı kapladığını görmüştüm. Tavandan damlayan damlacıkları gittikçe sızmaya başlamıştı. Hücreden çıktım. Karanlık koridorda duvara elimi sürterek yürüyordum. Kaybolmak istemiyordum. Karanlığın içine hapsolmak korkutucuydu. Kimse yok mu diye bağırıyordum ama yanıt yankılanan sesimdi.

Petur'daki sarayımızdı ama kimse yoktu. Sessizlik sarayı ele geçirmişti. Duvarlar yıkılmıştı, eşyalar parçalanmıştı. Yağmalanmış gibi. Yerdeki parçalar ayağıma batarken yutkundum. Taht odasına gitmeliydim. Orada Bartan'ı bulurdum. Aramızdaki bağı hissedemiyordum ama olsundu. Belki hislerim körelmiştir, değil mi? Taht odasına gittiğimde oranın yıkılmış olduğunu görmüştüm. İçim acımıştı. Böyle bir sona nasıl gelebildiğimizi anlayamamıştım. Bir elimi göğsüme koydum, elbisemi sıktım. Nasıl olmuştu, başımıza neler gelmişti hatırlamıyordum. Kafama sertçe vurdum. Hatırla şu felaketi, hatırla diye bağırdım ve arkamdan bir kıkırdama sesi duydum. Kıkırdama sesiyle beraber bambaşka bir gücün varlığını algıladım. Tek bir cümleyle özetleyebilirdim.

Gazap Tanrısı'nın ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin