14 Mart
Saat: 13.16
Melodi, gözlerini açtığında ilk olarak ona bakan gözleri sonra da düşünceli olan yüz ifadesi gördü. Ancak bunları umursamadan babasına hafifçe gülümsedi ve "günaydın" dedi. Babası da onun gibi hafifçe gülümseyerek "günaydın" diye tekrarladı. "Sana kahvaltı hazırladım. Eminim ki çok acıkmışsındır."
Babasının kalkmasıyla o da yatağın üstünden inerken usulca kafasını salladı. Aslında acıktığı falan yoktu ya da acıktığını hissetmiyordu bilmiyorum. Babasının bastığı yerlere basmaya çalışarak arkasından yürümeye devam etti. Neydi bu içindeki çocuksu heyecan? Masada ki yerine oturduğunda tabağına biraz zeytin birazda peynir koydu. Dilimlenmiş ekmeklerden en küçük dilimi seçip üstüne çilek reçeli sürerken "neden sessizsin" diye sordu karşısında oturan babasına. "Yanlış bir şey mi yaptım?"
Adam, telaşla ellerini salladı. "Hayır, hayır! Sen yanlış hiçbir şey yapmadın. O da nereden çıktı?"
Melodi, omuzlarını silkti. "Surat ifaden bir tuhaf ve ayrıca bir şeyler düşünüyor gibisin. Sanki düşündüğün şeyin içinde kaybolmuşsun. Eğer anlatırsan sana yardımcı olabilirim." Ekmeği ısırırken babasına baktı. Çiğnediği yudumu yuttuktan sonra ekmeği tabağına bıraktı. "Sorunun benimle ilgili olduğunu çok belli ediyorsun biliyor musun?" Sandalyeyi geri ittirip ayağa kalktı. "Gitmek istiyorsan kapının yerini biliyorsun. Beni kandırmak için kahvaltı hazırlamak zorunda değildin. Hatta ben uyanmadan çekip gidebilirdin." İşaret parmağını karşısında duran adama doğrultu. "Gece, hayatımı bir daha mahvetmeyeceğini söyledin. Yara bantlarının bitmeyeceğini söyledin. Ne oldu da vazgeçtin hemen?" Söylediklerine karşılık bir cevap alamayınca bağırdı. "Sen korkağın tekisin."
"Dün gece kendin söyledin Melodi. Olanları nasıl unutacaksın? Beni her gördüğünde yalnız, sevgisiz geçirdiğin günleri hatırlamayacak mısın? Yapamam; ben bunları bilerek senin karşına çıkamam. Evet! Korkağım ben. Kendi kırıklarıma yapıştırdığım kirli yara bantlarını senin yaralarına nasıl yapıştırırım? Yaraların mikrop kapar, daha çok hastalanırsın. Ben bunları göze alamam." Melodi'ye doğru bir adım attı. "Ben dün gece çok düşündüm. Seni çok seviyorum. Seni sevmeyi de asla bırakmayacağım ama canını acıtarak sevmektense karşına bir daha hiç çıkmam daha iyi."
Genç kız, gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle sildi. "Sana hatası olan birisini hayatıma kabul edemem dedikten sonra saçlarımı severek beni uyuttun. Baba masalıyla uyumamış kız çocuğuna masal okudun. Beni sevmeyi bırakmadığını hissettirdin. Ve şimdi, gidiyor musun?" Çaresizce elini saçlarına attı. "Ben anlayamıyorum."
Kızının ellerini, pembe saçlardan kurtarırken "Senin için." Dedi. "Her şey senin için."
Melodi, duyduklarıyla durdu. Elinin üzerindeki elleri ittirdi. "Git buradan. Seni bir daha görmek istemiyorum. Eğer bir daha karşıma çıkarsan hiç düşünmeden seni bıçaklarım. Hayır! Kendimi bıçaklarım. Beni üzdüğün gibi sende üzülmelisin değil mi?" Babası adını söylediğinde masanın üzerindeki ekmek bıçağını aldı. Bıçağı ona doğru sallarken gitmesi için bağırdı. "Git artık. Git!" Adam, elindeki bıçağı almaya çalıştığında biraz önce söylediği gibi bıçağı kendine yönlendirdi. Karnının hemen karşısında olan bıçakla birlikte adam ondan uzaklaştı.
"Tamam, gidiyorum. Lütfen sakin ol."
Melodi, kahkaha atarken "sakin ol" diye tekrarlıyordu. Etrafındaki insanlar ilk önce onu delirtiyor sonra da sakin ol cümleleri ile sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ah! Bir de şey vardı. Onun iyiliği için yaptıkları ancak onu daha çok kıran şeyler. Kapının kapanma sesini duyduğunda elindeki bıçak yere düştü. Sarsak adımlarla yatak odasına gittiğinde çarşafların değiştiğini fark etti. Kim, neden değiştirmişti anneannesi ve dedesi kokan çarşafları? Yatağa yavaşça uzandığında komodinin üzerinde duran kâğıdı gördü. Uzanıp kâğıdı aldığında dedesinin el yazısını tanıdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...