3 Temmuz
Saat: 22.39
Melodi, karşısında ki tekli koltuğa Psikolog oturduğunda rahatsız bir şekilde arkasına yaslandı. Geojedo adasına geç saatlerde geldikleri için güne geç bir saatte başlamışlardı. Bu yüzden Psikolog'da gelmek için geç bir saat seçmişti. Bugün Melodi'nin kabul ettiği terapi sürecinin ilk günü olması ikisini de heyecanlandırıyordu.Psikolog, sağ bacağını sol bacağının üstüne attı ve defterini rahat bir konuma getirdi. "Geçmişte ki konuşmalarımızın hepsini unuttuğumuzu varsayalım mı?" Melodi, omzunu silktiğinde devam etti. "O zaman hadi tekrar tanışalım. İsminiz nedir sevgili danışanım?"
Genç kız, Psikolog'un bu ince tavrına hafifçe gülümsedi ve "Merhaba, ben Melodi Yıldız." dedi.
"Benim ismim de Psikolog, tanıştığımıza memnun oldum Melodi. Kendini, bana biraz anlatabilir misin?" Aralarında ki sınırın hâlâ aynı olmasının genç kızı rahatlatacağını düşünüyordu.
"22 yaşındayım. Bağımlı babası tarafından annesinin karnında, 2 yaşındayken ve 5 yaşındayken olmak üzere 3 kez terk edilmiş bir kız çocuğuyum. İnsanlar genellikle küçüklüklerini çok fazla hatırlamazlar ancak ben, babam yüzünden yaşadığım bir tramva nedeniyle hayatımın büyük bir çoğunluğunda 5 yaşıma kadar olan şeylerin hiçbirini hatırlamıyordum. Bu tramvadan haberdar olalı 4-5 ay oluyor ve anılarımın yeni yeni netleştiğini söyleyebilirim." Elini başına götürdü. "Aslında babam tarafından 4 kez terk edildim. Çünkü Mart ayında karşıma bir kez daha çıktı. Beni, söylediğine göre benim iyiliğim için bir kez daha terk etti. Annem ise 18 yaşında beni kucağına almış. Belki de o zamanlar, beni ilk ve son kez kucağına aldığı zamanlardı. Çünkü babam bizi terk ederken annemin de, anneliğini alıp götürdü bizden. Ben, babama arkasında ağlayan bir kadın bıraktığı için hep çok kızdım. Kızına bir daha anne olamayacak bir anne... Bu, her zaman kalbimi çok kırdı. Annem, iş için çok sık seyahatler yaptığından ben, anneannem ve dedemle kalıyordum. Annemle sadece yaz tatillerinde yaptığımız 1 haftalık tatillerde vakit geçiriyordum. Çünkü eve erken saatte geldiğinde benimle, vakit geçirmek yerine sadece bana verdiği ödevler hakkında konuşurdu."
Bu bilgi onun içinde yeniydi. "Sana verdiği ödevler nelerdi?"
"Annem tam zamanlı bir şekilde çevirmenlik ve rehberlik yapıyordu. Birçok Asya diline hâkimdi ve benim de hâkim olmamı isterdi. Bu yüzden okuldan ve baleden kalan boş vakitlerimde deli gibi Korece ve Japonca çalışırdım."
"Annen ve babanın şu anki ilişkileri nasıl?"
"O, anneannemin ve dedemin cenazesine geldi. Bu birlikte olmaları için annemin yıllarca beklediği bir hareketti. Bu yüzden şu anda ilişkileri üzerinde çalıştıklarını düşünüyorum."
"Düşünüyorum dedin. O zaman annenle bu konu hakkında çok fazla konuşmuyor musunuz?"
Melodi, burnundan nefes vererek güldü. "Annemle en son cenazelerden sonra konuştum. Bir daha beni aramadı. Cheonho, şirket ve taciz haberlerini görmeme imkânı yok. Onları gördüğü halde beni aramadığını düşünüyorum. Bu yüzden ben de onu aramadım." Başını iki yana salladı. "Anlayacağınız annem beni hâlâ umursamıyor."
"Anneannen ve dedenden bahsetmek ister misin?"
"Anneannem ve dedem..." Hafifçe gülümsedi. "Onlar olmasaydı büyük ihtimalle şu anda hayatta olmazdım. Bir sonra ki gün için gözümü açacak gücü, bana onlar verdiler. Belki de şimdi olmadıkları için böyle hissediyorumdur."
"Nasıl hissediyorsun Melodi?"
Psikoloğun gözlerine baktı. "Güçsüz hissediyorum. O kadar güçsüz hissediyorum ki sanki gözlerimi açık tutacak, ayağa kalkacak gücüm yok. Yıllarca anneannemi ve dedemi gururlandırmak ve grup arkadaşlarımı mutlu etmek için yaşamışım gibi hissediyorum. Şimdi gururlandıracak ve mutlu edecek kimsem de yok. Anneannem ve dedem beni terk etti. Grup arkadaşlarım ise..." Devam edemedi. "Biliyorsunuz işte." diyebildi sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...