23 Temmuz
"Yazdıklarını okumak ister misin?" Genç kıza bakarken hafifçe gülümsedi. "Eski günlerdeki gibi..."Melodi, iki gün önce aldığı defterin sert kapağını açarken derin bir nefes verdi. "Ben kendimi kaybettiğim günlerde aklımdan geçenleri yazarak deftere başlamalıymışım gibi hissettim. Bu yüzden..." Hâlâ sargı beziyle sarılı bileğini gösterdi. "... yazdıklarım onunla ilgili."
Psikolog, arkasına yaslanmadan önce omuzlarını silkti. Şimdilik Melodi'nin yazması, yazdıklarından daha önemliydi.
"Biraz olsun rahatlayacağımı umarak bu sayfalara ruhumu döküyorum. Ama hâlâ huzuru bulamadım. Sadece iyi hissetmeye ihtiyacım var. Ama nasıl? Düşünüyorum, düşünüyorum ve bulamıyorum. Belki biri kalsaydı daha kolay olurdu ama hepsi gözümü açıp kapatıncaya kadar gitti. Onları kendimden uzaklaştırdım. Neden böyleyim?
Bu noktada ne yapacağımı bilmiyorum. Denizde kaybolmuş bir tekne gibiyim. Görünürde oturabileceğim bir kara yok. Yardım için çığlık atıyorum, kimse yok. Sadece ben... Bu kavgadan vazgeçebilirim. Ne de olsa vazgeçtiğimde dalgalar yine çarpar. Güneş yine doğar. Bir çırpıda bitirebilirim. Benim ölümüm kimsenin umurunda değil." Kuruyan dudaklarını dili yardımıyla ıslattıktan sonra diğer sayfayı okumaya başladı. "Derin bir nefes alıyorum. Ama içimdeki boş deliği dolduran bir hava yok, acaba ölümle birlikte o boşlukta gider mi? Bütün günler birbirine karışmış gibi, burada olmak istediğim tek bir günü bile hatırlayamıyorum. Her neyse eninde sonunda her şey bitecek. Mümkünmüş gibi kendimden daha fazla uzaklaşmaya başladım. Kaçınılmaz son geldiğinde insanları incitmekten kaçınmak için bunu yapıyorum. Yakında raflarda bir hatıra olacağım, böyle biteceğini düşünmemiştim.
Günler geçtikçe zihnimde ki sesler yükseldi "Ne duruyorsun? Tetiği çek." dediler. İşte o anda duramadım. Onları susturmak için tetiği çektim ve bileğime bir çizik attım. Ne üzücü(!) Artık raflarda bir hatıra olamayacağım... Ama artık bu da umurumda değil çünkü şimdi burada oturuyorum ve önceki günleri anımsayarak bu cümleleri yazıyorum. Hâlâ buradayım ve nefes almaya devam ediyorum." Başını defterden kaldırırken gözleri, suçlulukla parlıyordu. "Yazdıklarımın seni mutlu etmediğini biliyorum. Ama benden içimden geçenleri yazmamı istemiştin. Ve günlerdir o günü zihnimde oynatıp duruyordum. Defteri aldığımda da bir anda kalemimden bunlar döküldü ."
"Zihninde oynatıp duruyordun ama artık oynatmıyorsun öyle mi?"
Başını iki yana salladı. "Üstüne basacağın yeri her defasında bu kadar özenli seçmen beni gerçekten çok gıcık ediyor." Söylediği şeyin çocuksuluğuna gülerken Psikolg'un da kendisine güldüğünü gördü.
"Bugün de bir şeyler yazdığını ama bana okumaktan kaçındığını da görebiliyorum. Bu yüzden sana bir şey okumak istiyorum Mel." Hafifçe öne eğilerek yere bıraktığı çantasının için bir kitap çıkarttı. Ayracı ile işaretlediği sayfaya açıp dudaklarını araladı. "O, dilden dökülen güzel sözlerden yapılmadı. Gülümsemesi güneş kadar parlamıyordu.
O, bunların hiçbiri değildi ama gerçekti. Kusurluydu, hamdı. Aklından ve kalbinden geçenleri söylerdi. Evet, bazı günler dünya ağır, karanlık ve umutsuz olabiliyordu ama o gözyaşlarını silip yoluna devam ederdi. Çünkü uzun zaman önce kimsenin olmadığını fark etti. Oysa kollarını omuzlarına dolayacak, yaralarını öpecek kişi kimse değildi. Ondan başka... O kendisinin kurtarıcısı olmayı seçti. Ve dostum, bu seçtiği yol onu herhangi bir mısranın yapabileceğinden daha güzel bir insan yaptı." Kitabı, Melodi'ye uzatırken Melodi'nin de kendisine yeni aldığı defteri uzattığını fark etti. İkisi de kırık tebessümlerle değiş tokuşu yaptılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Genç KurguGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...