8.3

191 22 33
                                    

2 Temmuz
"Uyumlu giyinmek zorunda mıydık Jess?"

Jess, Mark'ın sorusuna cevap vermek için başını iki yana salladı. "Hayır, zorunda değildiniz."

"O zaman neden dördümüzde siyah beyazız Jess?"

Jess, omuzlarını silkerken Mark'ın yanağını sıktı. "Neden olmasın veletim?"

Mark, oflayarak odadan çıkıp stüdyoya doğru yürümeye başladığında Melodi'de peşinden gitti. Kaey ve Haneul, odada tek kaldıklarında birbirlerine baktılar.

Kaey, içinden gelmese de Haneul'e karşı gülümsedi. "Bir gerginlik çıkmayacağını düşünüyorum. Sana güvenebilirim değil mi?"

Haneul, kendisine sorulan soruyla sarsılırken başını usulca yere doğru eğdi. "Güvenebilirsin."

"O zaman hadi gidelim." derken eliyle, hafifçe Haneul'un arkasından ittirdi. "Hadi!"

Haneul, konuşmamayı tercih ettiği için sessiz bir şekilde stüdyoya gittiler. Mark ve Melodi, yan yana oturduğundan onlar da masanın iki ucuna, karşılıklı bir şekilde oturdular.

"Olabildiğince doğal olacağımıza inanıyorum. Her zaman ki gibi yapalım çocuklar."

Melodi, Kaey'i haklı bulduğundan sağ elini öne doğru uzattı ve diğer grup arkadaşlarının da ellerini, elinin üstüne koymasını bekledi. Üçü de elini koyduğunda sloganlarını söyledi ve elini hemen çekti. Genç kızın elini çekmesiyle minik el dağı da dağılmış oldu.

Son hazırlıklar yapıldıktan sonra "Kayıt!" işareti verildi ve çekim başladı. Kısa bir süre dördü de sessiz kalınca Melodi, "Nasıl başlayacağımı bilmiyorum." derken Kaey'e baktı. Abisi ona yardımcı olmak için kameraları gösterirken "Kameralar orada değilmiş gibi düşünelim çocuklar." dedi.

Mark, "İlk önce bir şeyler yemeye ne dersiniz?" dediğinde hepsi önlerinde duran yemeklerden alarak tabaklarını doldurmaya başladı.

Bir süre yemek yedikten sonra Melodi, lider konumunda olduğundan sohbeti tekrar başlattı. "Hayranlarımız resmi bir programımız olmadığı için neler yaptığımızı merak ediyor olabilirler. Bugünlerde neler yapıyorsunuz?"

Mark, hızlıca "Jeju'da ki çekimler yeni bittiği için bir süre dinlenmeye karar verdim." diyerek miniğinin sorusuna cevap verdi.

Kaey, gülümseyerek başını salladı. "Benim de çekimlerim çok yakın bir zamanda bitti. Yeni bir şeylere başlamadan önce ben de bir süre dinlenmek istiyorum." Ve hiç istemese de Haneul'a da sordu.

Haneul, utangaç bir şekilde "Solo albüm üzerinde çalışıyorum." dedi.

Melodi, yüzünde alaycı bir gülümsemeyle "Çok güzel şeyler geliyor çocuklar. Merakla bekleyin." dedikten sonra da devam etti. "Dördümüz arasında en rahat olan benim sanırım. Tatilim onlardan çok önce başladı." Eğer Melodiye yakından bakarsanız bir anda grup arkadaşlarından uzaklaştığını, gülümsemesinin solduğunu, birkaç saniyeliğine de olsa üzgün ve kalbi kırık bir küçük kız çocuğuna dönüştüğünü görebilirdiniz. Birkaç saniyeden sonra kendini toparlayıp gülmeye ve şakalar yapmaya devam ediyor ve gerçekten iyiymiş gibi davranıyordu. Ama gerçekten ona yakından bakarsanız sahte gülümsemesinin ardında ki küçük kızı görebilirdiniz. Fakat sizler bunu hiçbir zaman istemediniz.

Genç kız, önünde ki tabakta duran büyük yengeci grup arkadaşları için temizleyip onların önüne koyduğunda Mark, gülümseyerek bağırdı. "İşte bizim miniğimiz."

"Mark, Melodi için her zaman bir numara. Bunu anlamamız gerekiyor."

Melodi, ellerini göğüs hizasına çıkarıp iki yana sallarken bir yandan da Kaey'e "Oppa, hayır! Hepiniz için ayırdım." diyordu.

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin