2 gün önce Kaey arayıp işinin uzadığını 10 gün sonra geleceğini bizim kayıtlara başlayabileceğimizi söyleyince bizde şarkıları kaydetmeye başlamıştık. Biraz önce Mark kayıt odasında çıkıp bana partına çok çalıştığını ama bir rapper olarak tek başına yüksek notaya çıkmak istemediğini gelecek eleştirilerden korktuğunu ve benim ona eşlik etmemi istediğini söylemişti. Benim isteğim üzerine yaklaşık 2 haftadır vokal koçumuzla çok sıkı çalıştığını ve elinden geleni yaptığı için ona daha fazla zorluk çıkarmamak adına ricasını kabul etmiştim.
Grup üyelerimin kayıtlarını ben, benimkilerini ise Bangtan'ın rap line'ından o sırada müsait olan birisi yapıyordu. Bu yüzden Namjoon Oppa bizimle birlikte stüdyodaydı. "Markie, bize neler yapabildiğini göster bakalım."
Mark titreyen ellerini kulaklıklara koyup odaklanmaya çalıştı. Şarkı başlayınca boğuk sesi kulağıma doldu. Yüksek notaya çıkması gereken yer geldiğinde gözlerini gözlerime kenetledi. Ve o ona verdiğim görevi harika bir şekilde yaparken ben onu ağzım açık bir şekilde onu izledim.
Cama doğru dönüp Namjoon Oppa'ya gülümsedi. "Hyung, nasıl?"
"Hayranlar buna bayılacak dostum."
Bana doğru döndüğümde kocaman gülümsedim. "Harikaydın."
"Bunu yapabilmem için çok koştum Mel."
Biz vokaller yüksek notalara koşu bandında koşarak çalışırdık. Bu bizim sesimizi ve nefesimizi kontrollü bir şekilde kullanmamızı sağlardı. "Sana eşlik etmeme gerek yok Mark. Sen çok iyiydin."
"Mel, senin benden daha yükseğe çıkmanı istiyorum. Bu albümün başrolü sensin."
Ben tam itiraz edecekken, o Namjoon Oppa'ya şarkıyı başlatmasını istedi. Ellerimi tuttu ve şarkıyı söylemeye başladı. O yükseğe çıkarken bende daha tiz bir sesle ona eşlik ettim.
"Melodi, yavaş yavaş sesini yükseltmelisin." Ve Namjoon Oppa 16.denememizde tatmin olup bize kocaman bir sarılma hediye edip işlerine geri döndü.
***
Mark arkamdaki koltukta dinleniyordu. Bende Haneul Unnie'nin kaydını yapıyordum. Siyah butona basıp sesimi duymasını sağladım. "Unnie, daha yavaş söylemelisin." O dediğimi yaparken kapı açıldı. Edd Oppa'ya Mark için 5 paket acılı ramen getirmesini istemiştim. Daha fazla yemek isterse ona kesinlikle karşı çıkmayacaktım. Bugünkü performansıyla beni gururlandırmıştı. Arkamı döndüğümde Edd Oppa yerine elinde ramen kutuları olan Kaey'i gördüm. Mark yattığı yerden uzanıp bacağıma vurdu.
"Mel, sanırım çok yorulduğum için hayal görüyorum."
"Edd Oppa'nın kafasının yerinde Kaey'in kafası var. Sanırım bende çok yoruldum." Kaey'in kendine has gür kahkahasını duyduğumuzda ikimizde hızlıca kalktık. Haneul koşarak en büyüğümüze sarılmıştı bile. O ayrıldıktan sonra ben sarılacaktım ki Mark beni ittirdi. "Yah! Sırada ben vardım."
"Hayır, ben vardım."
Kafasına vurdum. "Beni ittirdin." Kolundan tutup beni ittiği gibi onu ittim ve parmak ucumda yükselip kollarımı Kaey'in boynuna sardım. Mark bağırmaya başlayınca bende bağırdım. "Git köşede ağla aptal."
Kaey'in koluna vurdu. "Yah! Hyung, bana öyle sarılmadın. Neden Mel'e en çok onu özlemiş gibi sarılıyorsun?"
413-2919
*Melodi
*Haneul
*Mark
*Kaey
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...