30 Mayıs
Melodi, telefonun zil sesini duyunca bisikletini yolun kenarına çekti. Telefonunu cebinden zorlanarak çıkarttıktan sonra Edd'den gelen görüntülü çağrıyı açtı. Hafifçe gülümseyerek ekrana bakarken Edd göründü. "Oppa~"
"Ne yapıyorsun miniğim?"
Melodi, arka kamerayı açarak limon sarısı rengindeki bisikleti gösterdi. "Bisiklet sürüyorum oppa."
"O da nereden çıktı?"
Ön kamerayı açtıktan sonra heyecanla "Sana otelde ki çalışandan bahsetmiştim ya hani, onun bisikleti bu. Otele gidip gelirken kullanıyormuş. Dün bisikletini görünce kullanıp kullanmayacağımı sormuştum. O da izin vermişti. Bugün de gece vardiyasında çalıştığını görünce bisikletini aldım. Burada hava çok güzel." dedi.
Edd, usulca kafasını sallarken miniğine nerede olduğunu sordu.
"Merak etme oppa; otelin etrafında sürüyorum."
"Lütfen, dikkatli sür miniğim."
"Sana etrafı göstermemi ister misin?"
Edd, kaşlarını çattı. "Miniğim, daha şimdi dikkatli sür demedim mi sana?"
Melodi, omzunu silkip telefonu bisikletin önündeki küçük sepete koydu. Kulaklarına da cebinden çıkarttığı kablosuz kulaklıklarını taktı. Bisikletin direksiyonunu tutarken ayaklarını pedala koydu ve sürmeye başladı. "Vitrinlerini beğendiğim birkaç dükkân var. Sana onları göstermek istiyorum."
"Telefona değil de önüne bakarak sürersen sevinirim Mel."
Melodi, kıkırdarken Edd'e inat olsun diye sepette dik şeklinde duran telefona dikti gözlerini. Ara sıra etrafa bakınsa da genel olarak gözleri Edd'deydi. "Herkes iyi mi?"
Edd, biraz öncekinin aksine sakin bir sesle herkesin iyi olduğunu söyledi. "Kaey'in yarın dizi çekimleri başlıyor."
"Ah! Dün Kaey'le görüntülü konuştuk. Hatta ablası ve yeğeniyle de konuştum. Mutlu gözüküyorlardı."
"Eddy, Kaey'in ailesiyle biraz daha fazla vakit geçirmek için uyku süresini kısalttığını söyledi. Umarım, sende güzelce uyuyorsundur Mel."
Melodi, bisikletini durdurup eline telefonunu alırken "Aile, uykudan daha önemli değil mi oppa?" dedi.
"Öyle ama sizin uykunuzdan daha önemli değil küçük hanım. Size en çok gerekli olan şey enerji ve bu enerjiyi sadece uyuyarak elde edebiliyorsunuz."
Melodi, usulca başını iki yana salladı. "Ailesinin mutluluğu ona uykudan daha çok enerji veriyordur inan bana." Edd, tam konuşacakken onu "En sevdiğim binayı göstereceğim sana." diyerek susturdu. Arka kamerayı açıp tarihi binayı gösterdi. "Bu bina, buradaki en eski binaymış oppa. Aslında içine girmek yasak ama ben oteldeki çalışanın bir tanıdığı sayesinde girdim. İçerisi o kadar güzel ki, bir şeyler yazmam için bana ilham verdi."
"Tanrı aşkına Mel! Neden girilmesi yasak olan bir yere giriyorsun? Ya sana bir şey olsaydı."
"İçerisi tehlikeli olduğu için yasaklamamışlar ki oppa. Bina zarar görmesin diye yasaklamışlar. Ayrıca fazla mızıkçılık yapmıyor musun? Bir sürü yasağı benimle birlikte görmezden gelen sana ne oluyor ki? Sen, beni oteldeki çalışandan kıskanmış olabilir misin acaba?"
Edd, istem dışı olarak gözlerini devirirken omuzlarını düşürdü. "Neden kıskanacakmışım onu? Sadece sana bir şey olmasından korktum o kadar."
Melodi, telefonunu geri sepete koyarken gülümsedi. Edd'in bu babacan tavırları onu her zaman bir prenses gibi hissettiriyordu. Babasının prensesi... "Kötü bir niyeti olmadığına eminim. Aksine elinden geldiğince bana yardım ediyor. Zaten hakkımda hiçbir bilgi vermedim ona. Hatta bende onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sen merak etme beni olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...