12 Nisan
Genç kız, stüdyosunun kapısının açıldığını duysa da kimin geldiğini bakmadı. Çünkü kapıyı açış şeklinden ve adımlardan gelen kişinin Kaey olduğuna adım gibi emindi. Kaey, onu yanıltmayacak şekilde arkadan boynuna sarıldığında küçük yaramaz kızlar gibi kıkırdadı. "Hoş geldin.""Hoş buldum miniğim. Neler yapıyorsun bakalım?" Melodi, cevap olarak saatlerdir düzenlediği kaydı açtı. Hoparlörden gelen sesi dikkatlice dinleyen Kaey'in beğendiğini belli edercesine dudakları yukarı kıvrıldı. "Jungkook'la sesinizin uyduğunu hepimiz biliyorduk ama bu çok başka. Harika olmuş, bayıldım Mel."
Abisinin kırmızı saçını karıştıran elini yavaşça ittirdi. "Saçların da çok güzel olmuş. Lolipop gibisin." Melodi, gülümsedi. "Şarkıyı da saçımı da beğenmene çok sevindim. Teşekkür ederim." Eliyle karşısında ki koltuğu gösterdi. "Otursana abi."
Kaey, kardeşini dinleyerek koltuğa oturdu. "Gece, geç kalacağını belirten bir mesaj atmışsın ama ben sabah uyandığımda gördüm. Odana baktığımda da yatağın bozulmamıştı. Dohwan, şirkete de yeni geldiğini söyledi. Acaba nerelerdeydiniz küçük hanım?"
"Şöyle ki, dün akşam Jungkook'un bir arkadaşı bizi yemeğe davet etmiş. Arkadaşı, dövmelerimi yaparken bana karşı oldukça nazik olduğu için yemek teklifini reddetmek istemedim. Onun evine gittik. Sevgilisiyle bize güzel bir yemek hazırlamışlar. Sonra da konuşurken sevgilisinin kuaför olduğunu öğrendim ve yaptığı işlere bayıldım. Öylece bir anda saçlarımı boyamaya karar verdik. Saat zaten geç olduğu için ve saçımın işi de uzun sürdüğü için eve birazcık geç kalmış olabilirim."
Kaey, konuşurken kalkıp onun yanına oturan kardeşine baktı. "Ne kadar birazcık?" Normalde asla böyle şeyler sormaz ya da gıcık abi rolüne bürünmezdi ancak hem kardeşini merak ediyor hem de ona takılmayı seviyordu. Bu yüzden Melodi'nin işaret ve başparmağını birleştirip "birazcık" demesine güldü.
"Eve geldiğimde Güneş doğmuştu. Biraz dinlenmek için koltuğa oturmuştum ama uyuya kalmışım. Sonra da 7.00'de alarmım çaldı ve Yeonjun'a destek olmak için çekiminin olduğu stüdyoya gittim."
"İşe yaradı mı bari?"
Melodi'nin gözünün önüne Yeonjun'un heyecandan titreyen elleri geldiğinde başını salladı. "Gittiğimde baya kötü durumdaydı. Resmen zamanında bir numara olan stajyerimiz bayılacaktı. Ama sohbet edince sakinleşti. Provalarda da iyi iş çıkarınca baya rahatladı. Çekimde de oldukça iyi iş çıkarttı. Sonra da şirkete geldik işte." Kaey, usulca kafasını salladı. "Sen neler yaptın?"
"Dün, bütün gün uyudum miniğim."
"Dinlenmene sevindim."
"Evet, bugün bomba gibiyim. Bu yüzden Bang PD-nim ile kısa bir toplantı yaptım. 18 Nisan'da ki ödül töreni için ağır bir program hazırlayamayacağımızı söyledim. O da dedi ki "neden?"" Aslında bu soruya verilecek bir sürü cevap vardı. En büyük problem, Haneul'un koreografileri kısa sürede öğrenememesiydi. Hâlâ şehir dışında çekim yaptığından şirkete gelemiyordu. Haliyle koreografiyi de öğrenecek zamanı yoktu. Diğer büyük sorun ise Mark'ın ödül törenin bir önceki gün gelmesiydi. Koreografiyi hemen öğrenebilirdi ancak ertesi gün yol yorgunluğuyla birleşen prova yorgunluğuyla sahneye çıkamazdı. Dolayısıyla Kaey ve Melodi, vokal ağırlıklı bir sahne hazırlamaya karar vermişlerdi.
"Kabul etti mi?" Genç kız, umutsuzdu.
"Gerekçelerimizi düzgünce açıkladım. O da neyse ki mantık çerçevesinde düşündü ve kabul etti."
Melodi, gerginlikle tuttuğu nefesini rahatça geri verdi. "Çok sevindim. O zaman düşündüğümüz gibi harika bir vokal performansı hazırlayabiliriz. Neler söyleyebiliriz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...