Terleyen avuçlarımı pantolonuma silip benim konuşmamı bekleyen insanlara göz atıp derin bir nefes aldım. "Şey, heyecanlandım. Kusura bakmayın." Başkanın kıkırdamasına karşılık gergince gülümsedim. "İnsanlar sürekli beni ve Kaey'i tanımadıklarını, vloglar sayesinde tanıyacakları için mutlu olduklarını yazdıkları bir sürü mesaja denk geldim. Düşündüm ki madem bizi tanımak istiyorlar o zaman en derin yaralarımızdan başlamamız gerekiyor. 4 yıldır birlikteyiz ve hemen hemen her üyemin bahsettiğim derin yaralarını biliyorum. 6 şarkıdan 4'ünün solo performans olmasına karar verdim. Bu albümün teması kırık kalplerimiz olmasına rağmen şarkıları enerjik, hareketli melodilerle birleştirdik. Biri hariç. Henüz o şarkı kaydedilmedi. Ama en kısa sürede onu da kaydedip size dinleteceğiz. Umarım kaydettiğimiz demoları beğenirsiniz. Siz onları dinlerken ben heyecandan bayılmamak için 2 dakika hava alıp geleceğim." Hızlıca toplantı odasından çıkıp şirketin terasına gitmek için asansöre bindim. Terasın olduğu kata gelince asansörden inip terasın kapısını açtım.
"Yah, niye burada böyle oturuyorsun? Donacaksın."
"Bana diyene bak."
Omuzlarımı silkip yere Jungkook'un yanına oturdum. "Neden buradasın?"
"Hava almak için, sen?"
Gülümsedim. "Hava almak için."
"Albümü tek başına hazırladığını duydum."
"Aslına pek sayılmaz. Namjoon oppa ve Yoongi oppadan birazcık yardım aldım. Bu sefer ilk önce sana dinletmediğim için bana kırgın değilsin değil mi?"
"Mel, tabii ki kırıldım." Tavşan dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi. "Ama şimdi dinletirsen barışabiliriz."
Cebimden telefonumu ve her zaman yanımda olan kulaklığımın birini onun kulağına diğerini kendi kulağıma taktım. "Bizimkilerin kayıtları telefonumda yok. Bunlar benim onlara dinletmek için yaptığım kayıtlar. Hangisini dinlemek istersin?" Elimden telefonu alıp bir tanesini açtı. "Annem dedi ki: Sen güzel bir kızsın,
Aklından geçenlerin bir önemi yok.
Dişlerini beyazlat, saçlarını tara,
Asıl önemli olan ne giydiğin.
Güzellik acıtıyor...
Daha beyaz ten, tahta göğüslü, daha ince beden,
Mükemmelliyetçilik insanların hastalığı olmuş." Şarkıyı durdurduğunda ona baktım."Haneul noona için mi yazdın bu şarkıyı?"
"Evet. Bir gün onu aynanın karşısında kendi yansımasıyla konuşurken duymuştum. Dedikleri dikkatimi çektiği için kapının karşısına oturup aynadan yansımasını izlemiştim. Beni görmesine rağmen bir şey demeden kendi kendine konuşmaya devam etmişti. Yüzünün her bir noktasına parmaklarıyla dokunuyor ve nefret ettiğini, maske takmaktan sıkıldığını söylüyordu. O ağladı, ben onu izledim. O konuştu, ben onu dinledim. Daha sonra bu konu hakkında bir daha konuşmamak üzere uzun bir süre konuştuk. Annesi, Haneul unnienin manken olmasını istiyormuş. Küçüklükten beri hep yarışmalara katılmış. Ve katıldığı minik güzellik yarışmalarında birincilikleri var. Ama o hiç istememiş. Hep annesinin istediklerini giymiş. Hep annesinin istediği hayatı yaşamış.Hiç merak etmedin mi?"
"Neyi?"
"Haneul unnie, hep stilistlerin peşinden koşar. Çünkü onların yaptığı kombinleri giymiyor. Onların seçtiği parçalardan kendi istediklerini giyiyor. Peşlerinden koşuyor ki güzel kıyafetler alsınlar. Bende ona giydiremediklerini ne kadar beğenmesemde bana giydirmelerine izin veriyorum."
"Ayrımcılık yapılmış olmuyor mu? Bizde birimize verilen hak hepimize de verilir. Rm hyung, hep öyle yapar."
"Ben grup üyelerimi mutlu etmek zorundayım."
"Bu sizi zor durumda bıraksa bile mi?"
"Evet Kookie, bu bizi zor durumda bıraksa bile. Konserde sen fenalaştığında en çok telaş yapan Namjoon oppaydı hatırlıyorsun değil mi? Orada zor durumda kalan sen değildin, oydu. Çünkü sana iyi bakamamış, senin kendini zorlamana izin vermişti. Bir üye olmadan sahneye çıktığınızda ilk suçlanacak kişi liderdir." Kafamı kaldırıp ona baktım. "Yah! Bana öyle bakma."
"Nasıl bakıyorum?"
"Bana acıyormuş gibi." Gözlerini şaşkınlıkla büyülttüğünde güldüm.
"Sadece sen ve Rm hyung için üzülüyorum. Sorumluluğunuzun çok olduğunu biliyorum ama liderlik hakkında konuştuğunuzda o sorumluluklar size acı veriyorlarmış gibi hissettiriyor."
Gülümsedim. Biz o acıları her zaman hissediyorduk. Ama bunun hakkında konuşamazdık, üyelerimizi üzmeye hakkımız yoktu. Hatta bazen onların yerine üzülebilmeyi isterdik. Onların karnı tok olsun, biz aç olalım. Onlar en güzel kıyafetleri giysin, biz daha az güzel olanları giyelim. Onlar yorulmasın biz yorulalım. Bunlar hep kalbimizden geçenlerdi. Şarkıyı açıp gözlerimi kapattım.
"Güzellik acıtır.
Başkasının daha kötü tarafına kamerayı çeviririz.
Bir şeyleri düzeltmeye çalışırsın ama göremediği şeyi düzeltemezsin,
Ameliyata ihtiyacı olan ruhundur.
Tamamen yalnızken...
Ve yatağında yatarken...
Yansıman gözlerinin içine bakarken...
Memnun musun kendinden?
Maskeni çıkardın,
Yanılsama senden ayrıldı,
Memnun musun kendinden?"Beyoncé - Pretty Hurts
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...