29 Haziran
Kaey ve Mark toplantı odasına girdiklerinde duraksadılar. Duraksamalarına sebep olan kişi ise başını utançla masaya doğru eğdi. Kaey, masanın en ucunda ki koltuğa otururken Mark, kendisiyle göz teması bile kuramayan Haneul'a "Senin burada ne işin var?" diye bağırdı.Bang PD-nm, "Bu toplantı bir grup toplantısı Mark. Haneul'da sizin grup arkadaşınız olduğuna göre bu toplantıda bulunması çokta şaşırtıcı olmamalı değil mi?" diyerek Haneul'un yerine cevap verdi.
"Öyleyse grubumuzun lideri nerede Başkanım? O bizim grubumuzun bir üyesi değil mi? Neden o yokken bir toplantı yapıyoruz? Haksız olduğunuz için sessiz kaldığınızı düşünüyorum. Peki, yaptığınız hataların da farkına vardınız mı?" Adını söyleyerek onu uyaran Kaey'e döndü. "Hyung, yıllardır biz susuyoruz Melodi bizim yerimize konuşuyor. İzin ver de bu sefer onun yerine ben konuşayım."
Kaey, bu sözler üzerine sessiz kaldı çünkü Mark oldukça haklıydı. Zamanı geldiğinde kendisi de konuşacaktı.
"Toplanmamızın sebebi nedir Başkanım?"
"Menajerleriniz aracılığıyla bir toplantı talep ettiğiniz için buradayım Mark."
Mark, sinirle güldü. "Bir de biz istemesek toplantı yapılmayacaktı yani. Farkında mısınız Kaey çekimini tamamlamadan ben de tatilimi erken bitirerek buraya geldim. Bunun için bizi sorgulamanız gereken zamandayız Başkanım."
"Gelme nedenlerinizi bildiğim için sizden bir toplantı talebi bekledim."
"Eminim ki bu dâhiyane fikriniz için alkış bekliyorsunuzdur." Mark'ın alkış sesleri sessiz toplantı salonunda yankılanırken sinir bozucu bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
"Hayır, bir alkış beklemiyorum ama haddini bilmeni bekliyorum Mark. Hatalarım olsa da hâlâ senin patronunum. Sınırlarını ve duracağın yerleri bilmelisin."
"Menajerlerimizin yanımıza gelmesini istiyorum."
Başkan, asistanına bir baş işaretiyle Mark'ın bu isteğini yerine getirdi.
Jess, Mark'ın; Eddy, Kaey'in arkasına geçerken Edd, Melodi'nin her zaman oturduğu koltuğun arkasında durdu.
Menajerinin gelmesiyle daha da güçlendiklerini hisseden Kaey, konuşma sırasının kendisine geçtiğini fark etti. "Siz hiçbir şeyi düzeltmeye yeltenmediğinizden ipleri elimize alıyoruz."
"Bunu yapamazsınız."
Kaey, sinirle gülümsedi. "Bangtan Sunbae-lere bu hakkı verdiğiniz için bize de vermek zorundasınız. Aksi takdirde hukuksal yollara başvurmaya karar verdik."
Bang PD-nim hiddetle ayağa kalkarken bağırdı. "Verdik?"
"Ben, Mark ve Melodi. Melodi'nin bunlardan henüz haberi olmayabilir ancak geldiğinde bütün bunlara o da dâhil olacak. Hiçbir korkumuz yok artık."
"Melodi buraya gelmeyecek."
"Hayır! Melodi, buraya gelecek ve isterse bir basın toplantısı düzenleyerek kendi hakkında yapılan yanlış haberleri düzeltecek. Bizler de bir toplantı yaparak grubun geleceğine karar vereceğiz. Unutmayın, sözleşmelerimizin süresinin dolmasına çok az kaldı. Bütün bunlardan sonrada Melodi'yi kendi yöntemlerimizle koruyacağız. Hatta belki de yerini bile bilmeyeceksiniz. Melodi'den o kadar çok koptunuz ki onun şu anda buraya gelmek için uçakta olduğundan bile bihabersiniz. Ben bu zamana kadar size bir kez bile karşı çıkmadım. Ama şimdi sizden nefret etmemek için zor tutuyorum kendimi. Nasıl olur da dava sürecini bizden gizleyip basından gizleyemezsiniz? Melodi'nin en savunmasız hallerinin yayınlanmasına nasıl izin verirsiniz efendim? Toplantıyı istememizin tek sebebi de tamamen sizlerin bu beceriksizliğiydi. Bizler çoktan yapmamız gerekeni yapıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...