8 Mayıs
Saat:11.58Jess, gür sesiyle "Canlı yayına 2 dakika kaldı. Hazırlanın lütfen." Diye bağırınca dört üyede oturdukları koltuklarda dikleşip 10 saniyelik geri sayımın yapılmasını bekledi.
Bugün her biri saat 7.00'de uyanmış evde hep birlikte güzel bir kahvaltı yapmışlardı. Şirkete geldiklerinde ise makyaj ve kıyafet gibi hazırlıklar için uzunca bir süreyi kuliste geçirmek zorunda kalmışlardı. Kulisteki boş vakitlerini dördü de farklı bir şekilde değerlendirmeyi seçmişti. Genelde de böyle olurdu zaten. Kaey, kitap okumuş; Mark, telefonundan oyun oynamış; Haneul sabah erkenden yapması gereken spor rutini yapmış; Melodi ise gece düşünmekten uyuyamadığı için uyuya kalmıştı.
Geri sayım yapılmaya başlandığında dördü de yüzlerine gülümsemelerini yerleştirdiler. Melodi, önlerindeki monitörden canlı yayının başladığını gördüğünde "Merhaba Luck," diyerek başladı konuşmasına. "Bugünkü sunucunuz ben olacağım. Umarım ki hepiniz iyisinizdir. Bildiğiniz üzere bugün turne sırasında çekilen görüntülerden oluşan belgeselimizin tanıtımı için buradayız. Biraz da üyelerin düşüncelerini duyalım ne dersiniz?" Melodi, elindeki kartta yazdığı gibi ilk sözü Kaey'e verdi. Sırasıyla hepsi düşüncelerini söyledikten sonra genç kız devam etti. "İlk bölüm Osaka, Tokyo ve Japonya konserlerini kapsıyor. Açıkçası turnenin ilk durakları oldukları için dördümüzde çok heyecanlıydık ve oldukça enerjiktik. Umarız ki bu enerjiyi izlerken size de geçirebiliriz. O konserlerden veya günlerden aklınızda kalan bir şeyler var mı çocuklar?"
Kaey, soruyu duyduğunda istemsizce irkildi. Çünkü Tokyo'da Melodi bir polis tarafından sözlü tacize uğramıştı. Japonya'ya geçtiklerinde ise kardeşinin anoreksiya ile olan mücadelesini öğrenmişti. Hızlıca kafasında dönen düşünceleri bir kenara itip kendini toparladı ve ona soru soran Melodi'ye döndü. "Söylediğin gibi Mel. İlk günler olduğu için hepimiz çok heyecanlıydık. Aslında turnede geçirdiğimiz bütün günler bizim için çok değerliydi. İleride her bir günü çok iyi anacağımıza adım gibi eminim."
Ve ilerleyen dakikalarda da bu şekilde konuşmaya devam ettiler. Bazen akıllarına gelen anıları anlattılar bazen de hazırlanan kısa kesitleri izleyip yorum yaptılar. Canlı yayın 13.00'te bitti. Ancak onlar hayranlarına bir sürpriz hazırlamışlardı. Bu yayınlanacak olan belgesel, üyelerin yoğun isteği üzerine ücretsiz yapılmıştı. Bu yüzden yayınlanan ilk bölümü hayranlarıyla aynı anda izlemek istemişlerdi. 13.30'da yeni bir canlı yayın açılacak ve ekran ikiye bölünecekti. Böylece hayranlar belgeselin ilk bölümünü izlerken TLC'yi de görmüş olacaklardı. Ancak bu sürpriz yayının yapıldığı stüdyoya Başkan'ın asistanın girmesi ve Melodi'yi çağırmasıyla iptal olmak zorunda kaldı.
Başkan'ın asistanı o kadar gergin bir şekilde Melodi'yi çağırmıştı ki stüdyoda bulunan herkes bir problem olduğunu fark etmişti. Jess, hızlıca miniğinin yanında Başkan'ın odasına doğru ilerlerken heyecanını bastırmaya çalışıyordu. "Mel, bana doğruyu söylemeni istiyorum. Son zamanlarda benim bilmediğim bir şey mi yaptın?"
Melodi, hemen itiraz etti. "Jess, ben ne zaman sana haber vermeden hareket ettim ki? Kesin kızacak bir şeyler bulmuştur yine. Başkan'ı bilmiyor musun?" Jess, ondan özür dilerken başını usulca aşağı indirdi. Çünkü neden çağırıldığını tahmin edebiliyordu.
Jess, çalan telefonunu açtığında duyduklarıyla "Ne?" diye bağırdı. "Edd, emin misin? Tamam, hemen gösteriyorum." Asansöre bindiklerinde Jess, Edd'in gönderdiği linklerden birini açtı ve Melodi'ye gösterdi.
Melodi, haber başlığını sesli bir şekilde okudu. "Jungkook ve Melodi 2021 yılının ilk çifti... Itaewon'da randevu." Telaşla telefonu eline aldığında kalbi çoktan hızlı atmaya başlamıştı bile. İki yorumu okuduktan sonra telefonu korkuyla Jess'e verdi. "Başka hangi haberler var? Bana başlıklarını okuyabilir misin Jess?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...