22 Nisan
Saatlerce süren pratik, 3 dans eğitmeninin ortak kararı ile bitirilmişti. TXT üyeleri, kendilerini yere atarken BTS üyeleri sakince sırtlarını terden ve nefeslerinden buharlanan aynaya yaslamayı tercih etmişti.TLC üyeleri, onlardan farklı olarak kendi aralarında kısık sesle pratiğin kritiğini yapıyordu. Çünkü onlar diğer 2 gruptan daha farklı yetiştirilmişti. Onlar "kusursuz" olmalılardı. Bang PD-nim'in planı başından beri hep bu olmuştu. BTS, yetenekleri ile şans eseri kolayca bir şekilde aynı dönemde çıkış yapan grupların önüne geçmişti. Bunun sonucunda TLC'yi şansa bırakamazdı. Çünkü bir önce ki grup projesine kıyasla elinde hem para vardı hem de bir sürü seçenek. Bir sürü seçeneğin arasından tabii ki en iyi olanı seçmişti. O da yeni çıkış yapacak olan grubun deyim yerindeyse dört dörtlük olacak olmasıydı. Ki keza gerçekten de öyle olmuştu. Ancak bu sadece onun planları, eğitimleri ve sıkı kuralları yüzünden değildi. Şans eseri binlerce kişi arasından özenle seçilmiş bu dört kişinin sandığından daha dayanıklı ve hırslı olması yüzündendi. Dördü de bir kez olsun pes etmeyi tercih etmemişti. Ne başında ne de şu anda. Belki ileride hatta çok yakında pes edenler olacaktı ama bu patronu etkilemezdi çünkü biliyordu ki ne de olsa üyeleri ona geri dönecekti. Çünkü onları disipliniyle ve sert kurallarıyla ünlenmiş komutanın, askerlerini yetiştirdiği gibi yetiştirmişti. Asker, ya ölürdü ya da komutanına gözü kapalı bir şekilde geri dönerdi. Elbette bu gerçek anlamlı olmayan bir metofordu. Fakat metaforun olmayan gerçekliğinin aksine kaçan üyeyi çok basit bir şekilde geri getirebilecek gücü gerçekten de vardı.
TLC, dans eğitmenlerinden olumlu değerlendirmeler alınca kritiklerini sonlandırıp dinlenmek için yere oturmuşlardı. Böylece pratik odasında sadece yorgunluktan dolayı düzensiz alınan nefes sesleri duyulur olmuştu. Bu sessizliği BTS'in dans eğitmenin iltifatları bozdu. Hepsi günlerdir yoğun bir şekilde kendi performansları dışında bu –toplu- performans için çalışıyorlardı. Ve doğrusunu söylemek gerekirse o sıkı çalışmaların sonucunda hepsi ayrı ayrı harikaydı. Öyle ki şarkının ilk notasını duyduklarında vücutları koreografi için hızlıca hazırlanıyor ve kıpraşıyordu. Koreografi zordu ama daha da zor olanı aynı anda hareket etmeleriydi. 16 kişinin senkronize bir şekilde aynı anda hareket etmesi mucize gibiydi. Yani, ilk başta öyleydi. Şu anda her saniye aynı anda hareket edebiliyor ve ritmi hiçbir şekilde kaçırmıyorlardı. Bu yüzden yorucu olan koreografi daha da yorucu oluyordu. Çok iyi olsalar da "hata yapma" düşüncesi beyinlerini olması gerekenden daha fazla işgal ediyordu.
Melodi, BTS üyelerinin yaslandığı aynanın boş olan tarafından kendine bakarken gözleri arkasındaki duvarda asılı duran dijital saate kaydı. Gördüğü yansımayla birlikte hızlıca ayaklandı ve kenara attığı büyük hırkasını oversize tişörtünün üstüne geçirdi. Ayakta olduğu için ona aşağıdan bakan üyelerine gülümsedi. "Vokal pratiği" diyerek kısa bir açıklama yaptıktan sonra hâlâ dinlenen Jungkook'a baktı. "Jungkook, vokal pratiği."
Jungkook, Melodi'nin yaptığı kısa ve net hatırlatma ile ayaklandı ve elindeki havluyu boynunun arkasına koydu. Boşta kalan ellerini de omuzları üzerinden düşen havlunun kenarlarına yerleştirdi. Bu minik hareketlerle, yürürken esnemeler yaparak yorgun vücudunu biraz da olsa rahatlattı. Bu sırada bakışlarını önünde yürüyen minik bedene çevirdi. Adımlarını hızlandırıp Melodi'ye yetişti ve genç kızın omzuna kolunu attı. Bu hızlı ve habersiz hamle ile Melodi'nin başı Jungkook'un omzuna çarptı. Jungkook, kıkırdarken genç kız, gözlerini kısarak ona baktı. "Canımı acıttın."
"Asıl benim canım acıdı. Kafan taş gibi taş."
Melodi, aldığı imalı iltifat ile başını Jungkook'un omzuna sertçe vurdu. "Taşmış." Planı sonucunda onun da canının acıması olmadığından yüzünü ekşitti. "Kook, kafam gerçekten taş galiba." Jungkook, onun bu haline daha çok gülerken genç kızın kolundaki elini kırmızı saçlarına yerleştirdi. Omzuna dayalı olan başını yavaşça okşadı. "Çok mu acıdı?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
أدب المراهقينGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...