7.4-2

190 26 20
                                    

Yaklaşık yarım saat süren sorunsuz bisiklet serüveninin sonunda Noah, Melodi'ye yavaşlaması gerektiğini söyledi. Melodi, sakince sağ taraftaki fren kolunu sıkarak bisikletin yavaşlamasını sağladı. Noah'da aynısını yaptı ve bisikletinden indi.

Genç adam, işaret parmağıyla pizzacının hemen yanındaki sokağı gösterdi. "Buradan gideceğiz." Genç kız, başını sallayarak onu takip etmeye başladı. Girdikleri sokak, iki uzun binanın arasında olduğundan gölgeydi. İkisi de gölgenin onlara hediye ettiği minik serinliği memnuniyetle kabul ettiler.

Sokağın bitiminden sağa doğru döndüklerinde Melodi, gördüğü bahçeyle nefesinin kesildiğini hissetti.

Noah, demir bahçe kapısını ittirerek açtıktan sonra kenara çekildi ve etrafa hayranlıkla bakan Melodi'nin bahçeye girmesini bekledi. Genç kız bahçeye girdiğinde de demir kapıyı geri kapattı.

"Lavantalarınız çok güzel gözüküyor."

"Anneannem, her birisiyle özel olarak ilgileniyor."

Melodi, lavantaları koklamak için dizlerini bahçeyi kaplayan çakıl taşlarına koydu. Lavantalara zarar vermekten çekindiği için yüzünü, usulca onlara doğru yaklaştırdı ve mor tomurcukları kokladı. Daha önce kurutulmuş lavanta koklamıştı ancak taze lavantaların hafif kokusunu daha çok sevmişti.

Ayağa kalkmak için hareketlendiğinde Noah, yardımcı olmak için elini tutmuştu. Melodi, ihtiyacı olmasa da bu centilmence olan teklifi geri çevirmemiş genç adamın elini tutarak kalkmıştı. Elini kendine doğru çektiğinde ise eve doğru yürümeye başlamışlardı. Evin önündeki basamakları çıkacakları sırada genç kız başının döndüğünü hissedince hemen elinin altındaki merdiven korkuluğunu tutmuştu.

Noah, Melodi'nin durduğunu fark edince başını sola doğru çevirdi. Genç kızın, demir korkuluğu sıkıca tuttuğunu görünce "İyi misiniz?" diye sordu.

Melodi, kendinde sorulan soruya cevap vermek istedi ancak bulanık zihni vermek istediği o cevabı bulmasına engel oldu. Birkaç saniye sonra ise bulanık zihni kendini tamamen kapattı ve genç kızın bedenini serbest bıraktı.

Noah, geriye doğru düşecek olan bedeni seri bir şekilde tutup kollarına aldı. Anneannesi ile dedesine seslenirken Melodi'nin bacaklarının hemen altında olan eliyle kapıya vurmaya çalışıyordu. Kapı kısa sürede açıldığında evin içine doğru girdi.

"Noah!"

Genç adam, endişeyle kendisine seslenen anneannesine baktı.

İşaret parmağıyla merdivenleri gösterirken torununa "Neler oluyor?" diye sordu.

"Bilmiyorum nana*. Bir anda bayıldı."

"Onu odana götür ve yatır. Ben birazdan yanınıza geleceğim."

Noah, anneannesini dinleyip adımlarını odasına doğru yöneltti. Melodi'yi oldukça yavaş bir şekilde yatağın üzerine bıraktıktan sonra sıcaktan dolayı bayılabileceği aklına geldiğinden klimayı açtı. Bu sırada anneannesi de odasına geldi.

Nana, tansiyon aletinin manşonunu genç kızın ince koluna takıp cihazının tuşuna bastı. Cihaz, otomatik olarak manşonu şişirip söndürdükten sonra sonucu ekranında gösterdi. Ekrandaki sayılara bakıp torununa doğru döndüğünde "Sadece tansiyonu düşmüş." dedi. Tekrar Melodi'ye doğru döndüğünde soluk benzi dikkatini çekti. "En son ne zaman yemek yediğini biliyor musun?"

Noah, başını iki yana salladı. "Otelin restoranına inmiyor. Bazen odasına sipariş verdiğini duydum ama bilmiyorum."

"O zaman iş arkadaşlarından birini ara ve öğren Noah'cığım."

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin