4.7

461 34 20
                                    

4 Mart

Moskova

"Saçlarına bir şey yaptırmayacağına emin misin Mel?"

Islak saçlarını geriye attı. "Başım ağrıyor. Saç kurutma makinesinin sesini duymak istemiyorum Oppa."

Edd bir şey demeden Melodinin hemen önündeki masaya bilgisayarı koydu. "Hazır mısın?"

Melodi üstündeki siyah boğazlı kazağı düzelttikten sonra hazır olduğunu söyledi fakat bilgisayar ekranında kendini gördüğünde fikri değişti. "Parlatıcı sürsem iyi olacak. Kamera yüzümü çok soluk gösteriyor." Cildini soluk gösteren şeyin kamera olmadığını çok iyi bilse de suçu ona atmak işine gelmişti. Edd'in verdiği parlatıcıyı dudağına sürdüğünde görüntülü konuşmayı başlattılar.

Görüntülü konuşmanın başlamasıyla ekran üçe bölündü. Mac Kozmetik Türkiye'nin çalışanları ve Dohwan. Melodi gördüğü kişilere gülümsedi. İki kadının kendilerini tanıtmasından sonra "Dohwan, bu projeyle ilgilenen çalışanımız. Bizi anlayabilmesi için sizinle İngilizce konuşmak istiyorum. Eğer izin verirseniz İngilizce konuşabilir miyiz?" dedi.

Çalışanlar bu isteği kabul ettikten sonra ellerindeki projeyi anlattılar.

"Dürüst olmak gerekirse fikirleriniz çok güzel fakat bana çok uygun olduklarını sanmıyorum."

Çalışanlardan birisi gülümsedi. "Melodi Hanım, elimde bir proje daha var. Proje tam olarak sizin bahsettiğinizle alakalı ama ben bunu markaya kabul ettiremedim."

Dudaklarında minik bir gülümsemeyle "Belki ben kabul ederim. Lütfen anlatır mısınız?" dedi.

"Araştırma yaparken makyözünüzün çok sık Mac ürünlerini kullandığını öğrendim. Bu yüzden iki set üzerinde çalışabileceğimizi düşünmüştüm. Bir set sadece parlatıcılardan oluşurken diğeri ise mat rujlardan oluşabilir."

"Ben günlük hayatımda genellikle parlatıcı dışında bir makyaj malzemesi kullanmıyorum. Sahnede ise grup üyeleri arasında en ağır makyaj yapılan kişiyim. Bu fikir bana oldukça uyuyor. Çok sevdim. Böyle bir çalışma yapmak isterim."

Çalışan kadın kocaman gülümsedi. "Siz kabul ettiğiniz için marka bu projeyi düşünecektir."

Melodi'de gülümsedi. "Kabul edeceklerine eminim." Dediği gibide olmuştu. Marka bu projeyi direk kabul etmiş çalışmalara başlamıştı.

Bu toplantı bittikten sonra Barış Manço projesinin toplantısı da yapılmış son toplantı için Edd dosyaları Melodi'ye vermişti.

"Vogue Kore ve Türkiye çekimlerini farklı kişiler çekecek olsa da proje fikirleri bir kişiye aitmiş."

Melodi durumu garipseyerek bunun nasıl olduğunu sordu. "İki farklı ülkenin dergilerinin çekimlerini aynı kişinin sahiplenmesi biraz değişik. Kim olduğunu biliyor muyuz?"

"Jungkook'la yaptığın çekimin stilisti."

"Bir fotoğrafçı yerine stilistin proje sahiplenmesi daha da değişik. Onu tanıyor muyuz bari?"

Edd gülmemek için kendini tutarken "Tanıyormuşuz." dedi.

Melodi kahkaha attı. "O da ne demek Oppa?"

Edd omzunu silkti. "Onu gördüğünde ne demek istediğimi anlayacaksın."

Genç kız papatya çayından bir yudum aldıktan sonra görüntülü konuşmayı başlattı. Sadece Dohwan'ı gördüğünde şaşırdı.

"Soojin-ssi mesaj atıp iki dakika kadar gecikebileceğini haber vermişti."

"Oh! Anladım. Dohwan iki toplantıda oldukça yardımcı oldun çok teşekkür ederim." Melodi ona iç ısıtan gülümsemesini sundu.

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin