4 Haziran
Genç adam, Melodi'nin adını duyunca çalışanların konuştuklarını dinlemeye başladı. 2 Haziran tarihinde sabaha karşı gördüğü mutlu kızın iki gündür odasından çıkmadığını söylüyorlardı. Adını unuttuğu iş arkadaşına "Nasıl yani?" diye sordu.
Genç adamın kendisiyle ilk kez konuşmasına şaşıran diğer çalışan "Ne nasıl yani?" diye tekrarladı.
"Melodi Hanımın odasından çıkmadığını söylemedin mi?"
"Evet, tam olarak öyle söyledim."
"Peki, neden ona sebebini sormuyorsunuz? Belki de hastadır ve yardıma ihtiyacı vardır."
Elinde tepsiyle onların yanına gelen genç kız kıkırdadı. "Hasta mı? Hasta olan kişi şişelerce şarap içmez Noah. İki gündür kör kütük sarhoş olduğuna eminim."
Genç adam, sinirle ensesini kaşıdı. "Ve siz neyi olduğunu sormadınız."
"Tatlım, biz otel çalışanıyız psikolog değil."
Noah, kızın suratındaki gülümsemeyi görünce adımlarını asansöre doğru yönlendirdi ve Melodi'nin kaldığı katın tuşuna bastı. Asansörün kapısı kısa sürede açıldığında hızlıca Melodi'nin odasına doğru gitti. Sakin bir şekilde işaret parmağının tersiyle kapıyı çaldı. Ancak içeriden bir ses gelmeyince tekrar çaldı. İçeriden yine bir ses gelmeyince kapıya eliyle vurdu.
Melodi, kapıdan gelen gürültüyle gözlerini yavaşça açtı ve sesin nereden geldiğini anlamak için etrafa bakındı. Kapıya vurulduğunu anlayınca yarı açık gözleriyle yataktan kalkıp kapıya doğru yürüdü. Zorlanarak kapı kolunu aşağı indirip açtığı minik aralıktan gelen kişiye baktı. Her zaman konuştuğu çalışan olduğunu görünce gönül rahatlığıyla kapıyı açtı ve kenara çekildi. "İçeri gelsene."
"Bu uygun olmaz Melodi Hanım."
"Girmenize ben izin veriyorum. Bir sorun olmaz merak etmeyin."
Noah, usulca başını sallarken içeri girdi ve Melodi kapıyı kapatana kadar durduğu yerden kımıldamadı. Melodi, yatağa doğru yürüdüğünde ona tekli koltuğu işaret edince büyük adımlarla koltuğa ulaştı ve rahatsız bir şekilde oturdu.
"Sizi odama kadar getiren şey nedir?"
"Ben dün izinliydim ve bugün öğrendim ki iki gündür odanızdan çıkmıyormuşsunuz."
Melodi, bağdaş kurarken ellerini de kucağına koydu. "Bilirsiniz bazen insanlar kendi kabuğuna çekilmek ister."
"Elbette, biliyorum Melodi Hanım. Ancak hiç yemek yemediğinizi ve şişelerce şarap sipariş ettiğinizi öğrendim. Hiç tanımadığınız birisiyle konuşmak iyi gelir derler. Eğer konuşmak isterseniz sizi seve seve dinlerim."
Melodi, başını omzuna doğru yatırdı. "Böyle güzel bir şey teklif ettiğiniz için size teşekkür ederim ancak sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş. Ben, dün gece sadece 1 şişe şarap sipariş ettim." İşaret parmağıyla makyaj masasının üzerinde duran şişeyi ve kadehi gösterdi. "İki kadeh içtikten sonra da uyudum. Şişelerce şarap sipariş ettiğimi size kim söyledi?"
"Kimseyi zan altında bırakmak istemem. Bir çalışan deyip geçsek olur mu?"
Melodi, omzunu silkti. "Öyle diyorsanız geçelim."
Genç adam, oturduğu tekli koltuğun ucuna kayarak dirseklerini dizlerine dayadı. "İyisiniz değil mi?" Melodi'nin usulca başını salladığını görünce yavaşça ayağa kalktı. "O zaman ben gideyim Melodi Hanım."
Melodi'de yavaşça ayağa kalkıp genç adamın arkasından kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açıp kenara çekildiğinde genç adam odadan çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
JugendliteraturGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...