Oh, kardeşim, biz mürekkepten daha derine ineceğiz. Bizim dövmelerimiz derimizin altında. Sen benim abimsin ve seni seviyorum. Gerçek bu.
Yönetmenin işareti ile şarkı çalmaya başladı. Önümüzde 3 tane ekran vardı. Her biri farklı açıdan yapılan çekimleri gösteriyordu. Üçünde de ağlayan ufak çocuğu görünce vücudum titredi. Kameranın hemen yanında sırasını hafifçe gülümseyerek bekleyen Kaey'e baktım uzunca. Gözünün önüne abisi ile oynadığı zamanların geldiğini buradan bile görebildiğime yemin edebilirdim.
Yönetmen, bağırınca gözlerinde ki ışıldamayla çocuğun yanına gidip oturdu. İzledi çocuğu benim onu izlediğim gibi. Gözlerindeki ışıklar söndü, hafifçe gülümseyen dudakları dümdüz çizgi oldu. O an hemen kalkmam gerektiğini fark ettim ama vücudum oturduğum rahatsız sandalyeye kalın bir iple sıkıca bağlanmış gibiydi. "Kalk" dedim kendime defalarca. Emrim yerine getirilince koşarak gittim yanına.
Rol gereği ağlaması gerekn çocuk, korkudan ağlıyor insanlar şaşkınca Kaey'e bakıyordu. Çocuğu arkama çekip Kaey'e bağırdım. Kollarını tutmaya çalıştım birçok kez. Bir anda elimi sıkıca tutup yere çöktü. Hafif bedenimde hemen yanına.
Gözlerimi birkaç kere ovaladım. Kamera arkası çok karanlıkken burada insan gözlerini açmakta zorlanıyordu. "Rica etsem birkaç ışığı kapatabilir misiniz?" Işıklardan sadece bir tanesini açık bırakınca saygıyla eğildim. "Teşekkür ederim."Koluma sıkıca sarılmış ağlayan koca çocuğa döndüm yavaşça. Kulağına eğilip fısıldadım. "Konuşalım mı?" Kafasını iki yana salladı. Omzumu silktim. "Biraz böyle duralım madem."
Bir yerde hayata gelen her canlının yaşamının bir kısmında büyük sorunlar yaşadığını ve o sorunları asla atlatamadığını sadece beyinlerimizde siyah küçük bir odada sakladığımızı ve sorunları bize hatırlatacak şeylerle karşılaştığımızda ise o küçük siyah odadan kocaman lekelerin çıkıp beyinlerimizi yani bizleri kolayca kontrol altına aldığını okumuştum. Yaklaşık 2 aydır o küçük siyah odadan kocaman lekeler çıkıp bizi kontrol ediyordu. Albümü hazırlarken gerçekten zor zamanlar geçirmiştik. Ama Kaey, ne şarkı kaydederken ne koreografi çalışırken onu kontrol etmelerine izin vermemişti. Albümde solo şarkılarımız olduğu için taş-kağıt-makas sonucu ilk yayınlanacak solo klibi seçmiştik. Ve en çok korktuğum kişi çıkmıştı.
Hiçbirinde tepki vermediği için çekim sırasında problem yaşayacağını tahmin ediyordum. Tıpkı Mark gibi o da her şeyi tarafından terk edilmiş, yalnız bırakılmıştı. Tek suçu abisine şarkı sözlerini hatırlatmaktı.Abisi BigHit'in Tayland'a yaptığı seçmelere katılmış. Sıranın ona gelmesine az bir süre kaldığı için prova yapmak istemiş ama şarkı bir türlü aklına gelmeyince üzülmüş. Kaey'de abisine hatırlatmak için azıcık mırıldanmış. Abisi çağırılınca oradaki koltuklardan birine oturup ve şarkıyı söyleyen abisine mırıldanarak eşlik ediyor. Bu sırada yanına jürilerden birisi oturup onu dinliyor. Dediğine göre ona elemeleri atladığını ve ertesi gün tekrar gelmesi gerektiğini söylemiş. Yanlarına abisi geldiği için bir şey söyleyememiş ama ertesi gün jürinin gelmesini söylediği yere gitmiş.
"Mel, yemin ederim onlara abimi almaları için yalvardım. İdol olmak istemediğimi söyledim. Ama onlar bana artık çok geç olduğunu söylediler. Beni araştırıp en yakın arkadaşlarımın birisinden videomu istemişler. Videoyu yayınladıklarında çok iyi bir tepki aldığımı ve benimle çalışacaklarını söylediler. Ben idol olmak değil sokaklarda özgürce rap yapmak, sesimi duyurmak istiyordum. Ablam, bunun benim için bir fırsat olduğunu söyledi. Çalışanlar, abimin de kabul edildiğini söyleyince kontratı imzaladım. Ben abim olmadan yapamazdım o da bensiz yapamazdı. Biz birbirimizin her şeyiydik. Eve giderken ablamla kutlamak için alışveriş bile yapmıştık. Ben nereden bilebilirdim ki abimin bana küseceğini, suratıma bir daha bakmayacağını. Ablam mutfakta aldıklarımızı hazırlarken ben abime söylemek için yanına gittim. Ona hiç ayrılmayacağımızı, stajı başarılı bir şekilde bitirirsek ikimizin aynı anda çıkış yapacağını, abi-kardeş grubumuz olacağını söyledim. Bana onu kıskandığımı söyledi. Beni bir güzel dövüp evden gitmemi istediğini söyledi. Bana numarasını veren jüriyi arayıp onlarla gelmek istediğimi söyledim. Abimin yüzüme bir daha bakmayacağını bilsem ne kadar sinirli olursam olayım aramazdım kimseyi."
Burnunu çekip daha çok ağlamaya başladı. "Aramazdım. Gerçekten aramazdım. Mel, aramazdım değil mi? Ben kötü bir insan değilim ki neden arayayım? Aramazdım."Kendime çektiğim bacaklarımı ileri doğru uzattım. Kafasını bacaklarımın üstüne koyunca saçlarını okşadım. "Neden bir de iyi tarafından bakmıyorsun? Ailen senin sayende artık finansal olarak zorluk çekmiyor, artık çok güzel evleri var. Yeğenin ülkenin en iyi okullarından birine gidiyor. Ablan, senin yardımınla harika kurabiyeler yapan bir pastane açtı. Geçen sene yardım kampanyası başlattığını söylediğin 4 saniyelik bir video izlenme rekorları kırdı. En çok bağış yapılan kampanyalardan biri oldu. Dünya'nın her tarafından bir sürü çocuk senin sayende okuyor. İnsanlar fikirlerine saygı duyuyor, hiç şüphe etmeden seni destekliyor."
Uzun bir süre ağladı, çalışanlar bizi izledi. Korkudan ağlayan minik oyuncu yüzünde kocaman bir gülümseme ile gelip Kaey'e sarıldı. Ve çekimler tekrar başladı. Şarkıyı duyunca koşarak kamera arkasındaki sandalyelerden birine oturdum.
"Farklı yollara sahibiz ve farklı yollara seyahat ettik.
Biliyorum yaşlıyken aynı sonları yaşayacağız.Sen siper ve ateş altındayken, seni koruyacağım.
Eğer ben dizlerimin üstünde ölseydim, beni kurtarmaya gelirdin. Biliyorum.
Ve eğer denizde boğulsaydın nefes alman için sana ciğerlerimi verirdim. Biliyorsun.İyi ki sana sahibim abi."
Hızlıca kalbinden geçenleri dile getirmesi kalbimin karanlık odalarını aydınlattı. Ve ben Mark'a defalarca söz verdiğim gibi Kaey'e de verdim.
784-261018
Kodaline - Brother
~Kaey, umarım onu da diğer karakterlerimiz gibi seversiniz. Okuduğunuz için teşekkürler 💜 Byiii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...