8.2

188 18 48
                                    

30 Haziran
Mark, ses çıkartmamaya özen göstererek Jess'in odasının kapısını açarken gördüğü manzarayla gülümsedi. Hızlıca odaya girip kapıyı kapattıktan sonra uyuyan Melodi'yi, yere oturup miniklerini izleyen Jess'in ve Kaey'in yanına oturdu. Kaey'i omzuyla dürterken "Rahatlamış görünüyor." dedi.

Kaey'de omzuyla Mark'ı dürttü. "Küçük çocuklar gibi görünmüyor mu?"

Mark, sessizce güldüğünden omuzları sarsıldı. "Bizim küçük çocuğumuz."

"Bence miniğimiz 1 ay içerisinde çok büyümüş veletler." Kaey ve Mark'ın kendisine katıldığını belirten mırıltılarından sonra Jess, iç çekti. "Onu iyileştirmemiz için çok iyi bir plan yapmalıyız. Bu sefer hata yapma hakkımız yok çocuklar. Bir hata Başkan'ın bizi yenmesine neden olur. Buna izin veremeyiz."

Mark ve Kaey'de Jess gibi düşünüyorlardı. Bu yüzden ikisi de sessiz kalarak düşünmeye başladılar. İyi bir plan sadece miniklerini değil kendilerini de kurtarabilirdi. Ve şu anda buna her şeyden çok ihtiyaçları vardı.

Bir süre sonra Melodi'yi uyandıracaklarından korkarak odadan çıktılar ve mutfağa geçtiler. Salonda uyuyan Edd ve Eddy'nin de uyanmasıyla birlikte salona geçtiler ve karşılıklı bir şekilde fikirlerini paylaşmaya başladılar. Henry'nin de katılmasıyla konuşmaları resmen bir toplantıya dönüştü. Fikirler büyüdü ve uzun bir plana dönüştü.

Bu sırada Melodi, gürültülü bir şekilde Jess'in odasının kapısını açtı. Esnediğinden açılan ağzını eliyle kapatırken mutfağa geçip bir bardağa su doldurdu. Suyu, günlerdir susuz kalmış gibi içerken kendisine bakan gözleri hissetmesiyle arkasını döndü. Kendisine bakan 6 çift göz, onu şaşırtmıştı. Bu yüzden sadece "Günaydın" diyebildi. Kendisine bakan 6 kişiden de aynı cevabı aldığında kendini tutamayıp kıkırdadı. Onunla birlikte diğerleri de kıkırdarken hepsi biraz da olsa rahatladı. Buna ihtiyaçları vardı.

Edd, ayağa kalkıp Melodi'nin yanına gitti. Onu kollarının arasına alıp sarmaladı ve iki yana salladı. "Miniğim, burada olman o kadar güzel ki." Genç kız, geniş beline sardığı kollarını daha da sıkılaştırdı. "Halmonee, döndüğünü duyunca beni aradı. Senin için kahvaltılık ürünlerinin hepsini hazırlamış. Benimle, onları almaya gelmek ister misin?"

Melodi, hafifçe başını geri çekerek Edd ile göz teması kurdu. "Bugün dolapta olanlardan kahvaltı yapsak daha iyi olmaz mı? Hepimizin birlikte olmasını istiyorum."

Jess, ayağa kalkarak onlara doğru yürüdü. Hâlâ Edd'e sarılı olan Melodi'nin yanaklarını sıktı. "Buzdolabımızda çok fazla bir şey yok minik velet."

Melodi'nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Ama bizim buzdolabımız her zaman dolu olur Jess."

Jess, veletlerine ev sıcaklığını hissettirebilmek için yurtta olmayacakları zaman bile buzdolabı için alışveriş yapardı. Bu yüzden Melodi'nin şaşırması ona çok doğal geldi. Aslında alışveriş yapmak ve buzdolabını doldurmak istemişti ancak Kaey, Tayland'a gitmişti. Haneul, ailesinin evinde kalıyordu. Kendisi ve Mark ise çekimler için adaya gitmişlerdi. Bu yüzden içinden alışveriş yapmak gelmemişti çünkü her zaman yurda hâkim olan ev sıcaklığı gitmişti. "Bolca yumurtamız, pilavımız ve yosunumuz var. Eddy'le bir şeyler yapabiliriz. Değil mi Eddy?" Eddy, gülümseyerek başını salladı. İkisi de mutfak tezgâhının başına geçerken Edd ve Melodi de birbirlerinden ayrılarak koltuklara oturdu.

Eddy ve Jess kahvaltı için bir şeyler hazırlarken beşi kendi aralarında konuşuyorlardı. Fakat bir süre sonra konuştukları konular ciddileşmeye, duruşları dikleşmeye başladı.

Kaey, kuruyan dudaklarını diliyle ıslattıktan sonra bir süredir zihninde dolaşan düşünceleri cümlelere döktü. "Mel, bu konuları konuşmak için henüz hazır olmadığını hissedebiliyorum ancak bir an önce de düşüncelerini duymak istiyorum. Sen uyanmadan önce kendi aramızda da konuştuk. Hepimiz, gruba kısa bir süre ara vermemizin bize iyi geleceğini düşünüyoruz. Jess, bu düşüncelerimizi en kısa zamanda şirkete bildirebilir. Şirket bizimle toplantı yapmak ve bizi ikna etmek isteyecektir. Ama ben ve Mark, geri adım atmayacağız. Eğer Haneul'la karşılaşmak istemiyorsan ayrı bir toplantı düzenlemelerini isteyebiliriz. Ne dersin?"

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin