Çalışanlar yanımıza geldiğinde Edd Oppa'nın yanından ayrıldım ve çalışanın beni yönlendirmesine izin verdim. Dün gece ben sığınağıma saklandığımda Jess, Edd Oppa'nın kısaca güvende olduğumu yazdığı bir mesaj atmasına sinirlenmiş. Edd Oppa'ya bugün bir çekim olacağını yazdıktan hemen sonra çekim bilgilerini gönderip çekime gelmeyeceğini de eklemiş. Sabah yurda onu almaya gittiğimizde bizi bir güzel sövüp kovunca Edd Oppa'yla Jess olmadan çekime gelmek zorunda kalmıştık. Aynanın önündeki sandalyeye oturmamla makyöz makyajımı yapmaya başladı.
"Melodi-ssi hasta mısınız?"
Elimden geldiğince samimi bir şekilde gülümsedim. "Dün gece uzun bir geceydi."
"Size sandviç getirmemi ister misiniz? Çekimden önce bir şeyler yerseniz belki kendinizi daha iyi hissedersiniz."
Onu kırmamak adına gülümsedim. "Gelmeden önce bir şeyler atıştırdım. Çekim başlayana kadar kendime gelirim, lütfen endişelenmeyin." Onun gibi bizim de insan olduğumuzun farkında olan çalışanlara her zaman iyi davranmaya çalışırdık.
"Belki biraz uyumak size iyi gelir." Bana gülümseyip işini yapmaya devam etti.
Uyumak için gözlerimi kapattığım sırada Edd Oppa gürültülü bir şekilde odaya girdi. Gözlerimi açıp hızlı bir şekilde nefesimi verdim.
"Çalışanlardan çekim bilgilerini aldım. Çekim Vogue Korea dergisi için yapılacakmış."
Şaşkınlıkla ona baktım. "Jess bana daha önceden hazırlanmam için Vogue ile çekim yapacağımı söylemeliydi. Dünyaca ünlü olan bir moda dergisine gece boyunca ağlamaktan şişmiş, kızarmış gözlerle çekilen fotoğraflarım mı verilecek?"
Makyöz, ellerini omzuma koyup yüzünü benim yüzümün hemen yanına yakınlaştırdı. Aynadan gözlerimiz kesiştiğinde bana güven vermek istercesine gülümsedi. "Bu ay ki çekime başka bir çift davetliydi. Fakat Ceo'muz Jungkook'la yaptığınız harika performansı görünce çekime bir gün kala fikrini değiştirdi. Menajerlerinize dün akşam haber verildi. Gözlerine gelecek olursak. Dergiye konulmadan önce fotoğraflar birçok kez düzenleniyor. Diyelim ki düzenlenmedi." Çenemi hafifçe tutup ona dönmemi sağladı. "Endişelenmene hiç gerek yok, çok güzelsin."
Kafamı hafifçe önüme eğip göz temasımızı bozdum ve utangaç bir şekilde fısıldadım. "Teşekkür ederim."
Olduğu yerde vücudunu dikleştirip Edd Oppa'yı buz bulması için bir yere gönderdi. Gözlerime sürdüğü açık kahverengi farı sildi. "Sana ne kadar güzel olduğunu göstereceğim." Edd Oppa'nın koşarak getirdiği buzları ince bir havluya sarıp gözaltlarıma masaj yaptıktan hemen sonra makyajımı yapmaya başladı.
Yüzüme nemlendirici sürdükten sonra bana baktı. "Melodi-ssi beğendin mi?"
"Anlamadım."
Kahkaha attı. "Makyajın bitti Melodi-ssi." İtiraz etmeye çalıştığımda beni susturdu. "Çıkış yaptığınızdan beri hayranlarınıza doğal olmanın harika bir şey olduğunu söyleyen, konserlere dizleri çıkmış eski bir eşofman giyen idol sen değil misin? Peki, diğer idollerin aksine havaalanı modasını yok sayan idol? Hepsi sensin. Neden Vogue gibi bir moda dergisinde bu akımı başlatmayasın?"
"Neden bana yardım ediyorsun? Bazen şirketin kendi çalışanları bile bana yardım etmiyorken neden sen tanımadığın bir idole yardım edip işini tehlikeye atıyorsun?"
Omzunu silkti. "Kız kardeşimi kurtardın." Kafamı iki yana sallamaya başladığımda ellerimi tuttu. "Her şeyi anlatacağım ama ilk önce yapmam gereken bir şey var." Oturduğu tekli koltuktan kalkıp odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...