"Taehyung oppa~ lütfen."
"Melodi, olmaz."
"Namjoon oppa izin verdi. Başkanda izin verdi. Sen de izin versen olmaz mı?"
"Bu şarkı ben ve Jimin için yazıldı Mel."
Arkadaşlıklarının fazlasıyla özel olduğu gerçeği benim yüzümü gülümsetti. O sırada bana baktığını fark edince ona ne yaptığını sordum.
"Sanki heyecanlandın mı? Beni gördüğünde hâlâ heyecanlanıyor musun gerçekten? Neredeyse dört yıl olacak Mel, bunları artık aşmalısın."
"Heyecanlanmadım Oppa."
Bana göz kırptı. "Peki şimdi?"
Şakasına ayak uydurdum. "Omo! Ne yapıyorsun? Kalp krizi geçirip ölmemi istiyorsun?" Konuyu değiştirdiğini fark ettiğimde kaşlarımı çattım. "Tae, konuyu değiştirme. Şarkınızı söylememe izin verir misin?"
"Neden bu şarkı Mel?"
"Şarkıyı ilk benim dinlediğimi biliyor muydun?"
"Hay... Bir dakika benden önce tamamlanmış halini mi dinledin?"
"Namjoon oppa başka şarkıyı dinletecek iken yanlışlıkla açtı. Kapatmak yerine dikkatli bir şekilde dinlememi söyledi. Daha sonra dinlerken neler hissettiğimi sordu. İlk dizeden itibaren kafamda Mark'ın canlandığını söylediğimde şarkının amacının zaten bu olduğunu söylemişti."
"Çünkü şarkı ben ve Jimin için yazılmıştı."
Onu kafamı sallayarak onayladım. "Ve siz ne olursa olsun birbirinizden hiç ayrılmadınız. Şarkının yayınlandığı gün Mark gelip bana dinletti. Hevesini kırmamak için sanki ilk defa dinliyormuşum gibi tepkiler verdim. Şarkıyı dinleyince aklına yaşadığımız zorluklar gelmiş. O zamandan beri zorlandığımız zaman şarkıyı açıp ya ağlarız ya da birbirimize sarılarak uyuruz. Şarkının anlamı bizim için büyük."
"Şarkıyı söylemen gerekiyor. Yarım saat içerisinde yaptığın kaydı bana dinletirsen ve beğenirsem izin vereceğim."
"Stüdyoya gitsek beni orada dinlesen daha iyi olmaz mı?" Omzun silkince koşarak stüdyoya girdim. Burası şarkıları kaydedip tamamladığımız, comeback zamanı saatlerimizi geçirdiğimiz yerdi. Cihazları açıp kayıt odasına geçtim.
"Sadece bir hakkın var."
Kulaklığı taktım. Melodi kulaklarıma dolunca söylemeye başladım şarkıyı. Taehyung'un kadife sesinin aksine daha ince bir sese sahip olduğum için şarkının verdiği duyguyu veremeyebilirdim. Bu yüzden şarkıya odaklanmak için gözlerimi kapattım. Bunu her yaptığımda şarkıyı kendi hayatımdan parçalarla birleştiriyor, şarkıya bağlandığımı hissediyordum. Gözümün önüne Mark'ın saçma sapan hareketleri gelince ister istemez gülümsedim.
Melodi'nin gülümsediğini gören Taehyung, şarkıyı zihninde canlandırdığını fark etti. Daha dikkatli dinledi bu yüzden. Melodi'nin sesini beğenmez, her fırsatta da beğenmediğini söylerdi. Hayranlar genç kızın sesinin 'melek' gibi olduğunu söylerlerdi. Bu sesi hiçbir zaman duyamamış, hissedememişti. Şarkıyı söylemeyi bitirip kayıt odasından çıkan Melodi'ye bakmadı bile. Çünkü o sırada kafasında hangi şarkıyı birlikte söyleyebileceklerini düşünüyordu.
"Beğendin mi?"
"Mel, sence hangi şarkıda düet yapabiliriz?"
Şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. Benim sesimi beğenmezdi. Her zaman sesimi daha çok geliştirmemi söyler bana kızardı. Ayağa kalkınca dikkatimi ona verdim.
"Şarkı senindir. Konserde Mark'ı ağlatamazsan karşıma "ne zaman düet yapacağız oppa~" diyerek gelme."
Omzumu pat patlayıp stüdyodan çıkınca tuttuğum nefesimi verdim. 'Kız Melodi, Taehyung'la düet yapacaksın' diyen iç sesime güldüm.
485-17618
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...